Gücünü artık artıramaz
21 Mayıs 2017 17:30

Adalet ve Kalkınma Partisi olağanüstü kongresiyle Erdoğan yeniden genel başkan oluyor.

Safile USUL H&H YORUM

Bu aslında, her şeyden önce garip bir şey.

Yani, futbol maçının kurallara aykırı oynanması ve bunun geçerli maç sayılması gibi garip.

Bir ülkede birden bire cumhurbaşkanının anayasaya ters biçimde bir siyasi partinin başına geçmesi de böyle garip işte.

Ama oluyor.

Oluyor da…

Erdoğan’ın partisine yeniden genel başkan olma amacı daha fazla güce sahip olacak biçimde partisini doğrudan ve resmen şekillendirme hakkı.

Bunun için kendisine tamamen bağlı olacak ve kendisinden kopmayacak, daha genç kişilerle partiyi yeniden teşkilatlandırmak istiyor.

Fakat şimdi, bakın…

Adalet ve Kalkınma Partisi’ni birlikte kurduğu hiç kimse artık yanında değil.

Binali Yıldırım istisnai bir vaka ve esasen onun içinde de belli etmediği fırtınalar var.

Onun dışında Bülent Arınç’dan tutun Abdüllatif Şener’e, Abdullah Gül’e kadar hiçkimse artık Erdoğan’ın yanında değil.

Onlar da Erdoğan ile aynı siyasal kökten geliyorlardı.

Ama bugün hiçbir yok Erdoğan’ın yanında.

O halde…

Neden Erdoğan’ın şimdi partiye sokacağı ve güç vereceği isimler hep Erdoğan’ın yanında kalacak olsun?

İnsan malzemesi her örüntüde birbirine benzer.

Yani, Erdoğan’ın yanından ayrılanların ayrılma nedenleri kitlesel bir partide birgün muhakkak yeni kopuşlar yaratır.

Arınç, Gül ve diğerleri AKP içindeyken ve Erdoğan ile ortak çalışırken birçok şeyi yakından gözlemlediler.

Erdoğan ve çevresinin kendileri için güç arzularını ve bu yolda her türlü insani ve hukuki değere, her türlü devlet düzenine aykırı davranmalarını gördüler.

Ve bunun yanında kalamadılar.

Bu onlara iyi gelmedi.

Şimdi yeniden kurulacak kadrolara neden iyi gelsin bu?

Diyebilirsiniz ki, öfkeli ve fanatik reisçiler ise, sonuna kadar yanında kalırlar.

Ama öfkeli ve fanatik reisçiler ile bir ülkeyi ve o ülkenin halkını yönetemezsiniz ki.

Bir siyasi parti ve onun siyasi iktidarda kullanacağı kadroların belli bir seviyesi olmadan o dükkan yürümez ki.

Ve, şu ana kadar Abdüllatif Şener’i, Abdullah Gül’ü rahatsız eden şeyler, azcık insani ve ahlaki kaliteye sahip ve iş yapabilecek insan grubunu da rahatsız eder bir müddet sonra.

Yani, moral güç olmadan, ki moral güç için ego dışı, yani kendisine güç ve makam sağlama güdüsünün temel olmadığı bir durum ve ahlaki ve siyasi ortak değerler lazım ve bunlar olmadan siyasi dükkanlar yeni güçler kazanamaz.

Bu bir.

İkincisi AKP iktidarı devr aldığında hüküm süren ve Anadolu insanını kimlik ve imkanlar açısından mutsuz eden çok şey artık bugün yok.

O günler geçti.

Ve, bugün artık yeni şeyler söylemek lazım.

Sorarım, Erdoğan’ın yeni olarak söyleyebileceği ne var?

Hiçbir şey.

Afişlerde demokrasi yazıyor ama Afrika, Ortadoğu tipi gözaltılar var.

Türkiye’nin kişiliği en saygın birçok gazetecisi sanki hırsızmış, katilmiş gibi hapiste.

Peki, ekonomide yeni olarak söyleyebileceği ne var?

Hiçbir şey.

Detaylara girmesek bile, bu çağda demokrasisi olmayan hangi ülke hangi ekonomik atılımı yapabilir ki, bu mümkün değil.

Sonra böylesine bir intikam duygusu, böylesine bir kendini dayatma tutkusu, böylesine bir merhametsizlik ile kim siyasal yükseliş yaşayabilir ki, hiç kimse.

Aradan 15 yıl geçtikten sonra hiçkimse.

Şundan emin olun, AKP’nin içinde yıllardır süren o çözülüş aynen devam edecek.

O teşkilata şunu koyacak, ordan bir şey patlayacak, başka biryere başka birini koyacak, ordan da daha başka bir şey çıkacak.

AKP Erdoğan ile devamlı yeni Abdullah Gül ve Abdüllatif Şenerler üretmeye devam edecek.

Bugün gördüğüm bir fotoğraf da bunu gösterdi bana tekraren.

Binali Yıldırım’ın eşinin kongredeki yüz ifadesini gösteren fotoğraf.

Bu ne debdebe, bu ne saltanat, bu ne eşitsizlik, bu ne hırs, bu ne padişahlık, papatyalık düzeni der gibiydi.

Hadi zaman, ak, hızlı ak, göster, lütfen, biraz daha hızlı ak.

Safile USUL Twitter