Görüntünün garipliğinin onlar da farkında

Görüntünün garipliğinin onlar da farkında
30 Mayıs 2017 17:30

Erdoğan bugün grup toplantısı için TBMM’ye geldiğinde onu TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve bazı üst düzey AKP’liler karşıladı.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Erdoğan tören istememiş Meclis’e gelişi için, bu kadarını Erdoğan bile fazla bulmuş, belli.

 
Erdoğan’ın kendisini karşılayan yaklaşık 15 kişilik grupla verdiği fotoğrafa baktığınızda onu karşılayanların da aslında bu tabloyu garipsediği belli oluyor.

 
Yıldırım en önde abartılı şekilde gülümsüyor ama diğerlerinde içten gelen hakiki bir sevinç veya aman da ne güzel gibi bir hava yok.

 
Erdoğan da nispeten çekinik, yani “mazbut” ve iddiasız sayılabilecek bir görünümde.

 
Durum o kadar garip ki, Erdoğan Meclis’ye geliyor, TBMM’ye ve grup odasına Cumhurbaşkanlığı forsu asılıyor.

 
Yani, Cumhurbaşkanlığı makamını alıp, başka bir makam olan Meclis’e taşıyor.

 
Yani, her iki makamı da kendisi dolduruyor.

 
Çünkü ondan başka adam yok Türkiye’de.

 
Sonra grup toplantı salonunda korumaları boy gösteriyor ve AKP’li vekil danışmanlarının üstünü aramak istiyor, eski vekil ve şimdiki vekil danışmanlarını aramak için salondan dışarı almak istiyor.

 
Islık ve alkış ile protestolar geliyor. (bunlar 2019’da Erdoğan’a sandıkta gizlice oy vermeyecek, emin olun)

 
Sonra Erdoğan arz-endam ediyor.

 
“Bundan sonra MYK ve gruplara devamlı katılmaya çalışacağım ama biliyorsunuz bir de cumhurbaşkanıyım, ondan doğan işler nedeniyle gelemezsem kardeşim Binali konuşacak.”

 
Ya, durumun komikliğine bakar mısınız.

 
Konuşması da aynı hikayelerle dolu yine.

 
Başörtülü kızlar sokakta sürüklendi, herşey biz kurduk, biz yaptık, biz devrim yaptık, hatta bize sessiz devrim yaptı dediler.

 
Madem bu, “bize sessiz devrim yaptı” dediler lafı hep tekrarlanıyor ve gerçekler yok ediliyor.

 
Biz de doğrusunu tekrarlamaktan bıkmayalım.

 
“Sessiz devrim yaptılar” sözü zamanın AB Komisyonu Genişlemeden sorumlu komiseri Günther Verheugen tarafından 57. Hükümet için, yani Ecevit, Yılmaz, Bahçeli’li 57. Hükümet için söylendi.

 
Bunun o kadar yakından tanığıyım ki, Günther Verheugen İstanbul Ritz Carlton otelde bunu bana kendisi ile yaptığım röportaj esnasında bizzat söyledi.

 
Yani insan nasıl bu kadar kendisine ait olmayan bir şeyi almaya çalışır, valla anlamıyorum.

 
Ben olsam utanırım fena halde.

 
Benimse benim, onunsa onun.

 
Başkasına ait şeyi almaya çalışır mı insan? Çalışmaz, di mi?

 
Bu arada, Erdoğan bugün yeni olarak, “AKP Cumhuriyetçidir” dedi.

 
Bu laf artık AKP tabanında benimsenir hale geldiği için ve de koskoca Cumhuriyetçilik de Cumhuriyetçiler’e bırakılmayacak kadar büyük olduğu için, bunu da alayım demiş.

 
Bakın, AKP tabanından ve seçmeninden söz etmiyorum.

 
Onlar gerçekten de Cumhuriyet’i anlama sürecine girdiler ve Cumhuriyetin bu ülkenin insanına ne gibi avantaj ve harikalıklar getirdiğini gözlemliyorlar.

 
Ama Erdoğan için bu kavram Türk devletinin tüm oturmuş kavramsallıklarını kendi eline alma çabası.

 
Şunu da değineyim…

 
Erdoğan bugünkü grup toplantısı konuşmasında aslında çekinikti.

 
Şöyle ki, konuşmasının başında neden yine grup toplantısına katıldığını uzun uzun izah etti, yine konuşmasına siyasi olarak düşük tonlu başladı ve sonradan da her zaman olduğundan farklı olarak, çok yükseltmedi konuşmasını.

 
Daha böyle bir alttan alıcı idi.

 

 
Nasıl olmasın, Beştepe’den forsunu da almış, Çankaya’ya Meclis’e gelmiş.

 

 
Makam forsları el çantası gibi taşınır mı ordan oraya, di mi?

 

 
Unutmadan, Erdoğan önceki gün kültür, nesep gibi birşeyler söyledi, onu es geçemem ama bugün yer kalmadı.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

Fotoğraf: Hürriyet

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar