Gökten Zembille İnmediler…

Gökten Zembille İnmediler…
25 Temmuz 2014 09:14

Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Hikmet Çetinkaya yazdı

 

Ah şu 17/25 Aralık olmasaydı, işler tıkır tıkır yürüseydi, İranlı damat ortalığı karıştırmasaydı, yolsuzluk ve rüşvet savları Türkiye’yi yerinden zıplatmasaydı…

Polis polisin düşmanı mı, devletin emir kulu mu?

Önce askeri, gazeteciyi, bilim insanını polise kırdırdılar, aradan yıllar geçti bu kez polisi polise!

Yediler, öldürdüler!

Şimdi birlikte hesap vermekten kaçıyorlar…

Tanrı aşkına söyleyin Fethullah Gülen’le 20 gün süren dizi yazı hazırlayanlar, Pensilvanya’da “cemaat sofrası”nda bağdaş kurup oturanlar “havuz medyası”nın yazarları değil miydi?

Devlet içinde örgütlü çete, faili meçhul cinayetler…

Derin devlet, darbecilik, cemaatçilik, casusluk, sahte kanıt!

Yıllar ne denli hızlı geçti, takvim yaprakları ağaç dallarında sonbaharda sararan yapraklar gibi “yaz-kış” düştü…

Ne acılar çektik, ne baskılar!

Kim kimi kandırıyor şimdi, kim kimden hesap soruyor arkadaş!

Kimin inine girdin sen!

Polis müdürlerinin, amirlerinin, polislerin mi?

Bir soru daha sorayım, 40 yıldır gelmiş geçmiş tüm iktidarlara sorduğum gibi:

“Şu cemaat dediğiniz Nurculuktur ve gökten zembille inmedi!”

Fethullah Gülen 1982 Anayasası oylaması öncesi Yeni Asya gazetesi sahibi Mehmet Kutlular’dan koptu.

Kenan Evren’le işbirliği yapıp anayasa halkoylamasında “evet” propagandası yapacağına söz verdi darbecilere.

Gülen’i ikna eden Turgut Özal’dı…

Özal, 1977 seçimlerinde Erbakan Hoca’nın partisi MSP’den milletvekili adayı olmuş, ama seçilememişti.

O dönem Gülen ve arkadaşları, hiç sevmedikleri Erbakan’a karşın, Özal’ın milletvekili olması için MSP’ye oy vermişlerdi.

Unutmayın Kenan Evren o yıllarda Ege Ordu Komutanı’ydı.

***

Adına ne derseniz deyin…

Haşhaşi, paralel yapı, Fethullahçı, cemaat!

Bunlar 1982’de yapılan anayasa halkoylamasında “evet” demeleri karşılığında 12 Eylül cuntasından ne alacaklardı?

Söyleyeyim:

“Cunta Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bulunan subay ve astsubaylara dokunmayacaktı…”

Özal ve Evren’le tanışıklık, 12 Eylül darbesinden önce başlıyor!

Darbeden sonra 1981’de Fethullah Gülen Isparta’da yakalandı ama devreye Özal girdi ve Hocaefendi’yi kurtardı.

Ah o geride kalan yıllar ah!

Askeri liselere sahte sağlık raporuyla alınan öğrenciler, polis kolejleri, polis akademileri sınavlarında soruların cemaate verilmesi…

ANAP iktidarıyla Gülen’in gücü arttı…

Gelelim 90’lı yıllara…

Sovyetler Birliği’nin dağılması, iki Almanya’nın birleşmesi, Orta Asya cumhuriyetlerinde Fethullahçı okulların açılması…

1994 yerel seçimlerinde Erdoğan Büyükşehir Belediye Başkanı oldu…

Önce kimi ziyaret edip hayır duasını aldı?

Fethullah Gülen’in!

Bilmem Necmettin Erbakan kızmış mıydı Erdoğan’a!

Sözü uzatmaya gerek yok!

Çünkü AKP 12 yıldır iktidarda…

Bugüne dek yaşadığımız süreçte cemaat hükümet ortağı değil miydi?

Ramazan Akyürek’i İstihbarat Daire Başkanlığı’na getiren cemaat-AKP hükümetiydi…

Akyürek hakkında bilindik raporu Erdoğan görmemiş miydi?

Hani Erdoğan cemaatten yakınırken “ne istedilerse verdik, bir türlü doymadılar” derken nereyi gösteriyordu?

Devletin kurum ve kuruluşlarında görev alan Fethullahçıları!

Hrant Dink cinayetinden Trabzon kentinin Jandarma Alay Komutanı’nın, emniyet müdürünün haberi olduğu biliniyor!

Dink’i öldüren tetikçi İstanbul’dan Trabzon’a otobüsle giderken iki sivil polisin takibinde.

Katille polis aynı otobüste!

Katil Samsun garajında jandarma tarafından kuş gibi avlanıyor.

Tetikçinin adı Ogün Samast!

Kahraman gibi karşılanıyor, elinde Türk bayrağı, güvenlik güçleriyle fotoğraf çektiriyor.

***

Samast, Trabzon’a gitse, sivil polisler iki-üç gün onu izlese, her şey ortaya çıkacak…

Çıkmıyor!

Akyürek, polis istihbaratının başına getiriliyor!

Son söz: Fethullahçılar gökten zembille inmedi, tarikatlar bir Türkiye gerçeğidir…

Bir yıl önce, AKP-cemaat ortalığı süpürüyordu…