‘Gitmeyelim dedim ama oğlum çok istedi’

‘Gitmeyelim dedim ama oğlum çok istedi’
30 Ağustos 2017 16:30

ANTALYA’nın Manavgat İlçesi’nde ailesiyle tatil yaptığı 5 yıldızlı otelin havuzunda ihmaller dizisi sonucu boğularak yaşamını yitiren 6 yaşındaki Yiğit Atakan Arı, bugün Eskişehir’de düzenlenen törenle gözyaşları içinde toprağa verildi.

 

 

Kemal ATLAN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR, (DHA)

 

Kurban Bayramı tatili için Manavgat’taki 5 yıldızlı otele giden Hatice ve Ersin Arı çiftinin iki çocuğundan büyüğü Yiğit Atakan Arı, güpe gündüz göz göre göre boğuldu. Adil Tıp’ta yapılan otopsinin ardından Yiğit Atakan Arı’nın cenazesi Antalya’dan Eskişehir’e getirildi. Yiğit için öğlen Uluönder Mahallesi’ndeki Tepebaşı Camii’nde tören düzenlendi. Törene Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nde (ESKİ) çalışanı anne Hatice Arı, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’ndeki bir cam fabrikası çalışanı baba Ersin Arı, yakınları, Tepebaşı Kaymakamı Salih Keser, Eskişehir Milli Eğitim Müdürü Necmi Özen ile çok sayıda kişi katıldı. Cenaze törenine MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin isminin yazılı olduğu çelenk gönderilmesi dikkat çekti.

 

 

 

‘BEN GİTMEYELİM DEDİM, OĞLUM İSTEDİ’

 

Anne Hatice Arı ve baba Ersin Arı, tören boyunca gözyaşlarını tutamayıp sürekli ağladı. Baba Ersin Arı oğlunun tabutuna sarılıp “Ben tatile gitmeyelim dedim ama oğlum çok istedi” diyerek gözyaşı döktü.

 

 

Ersin Arı, cenaze töreni öncesinde de gazetecilere yaptığı açıklamada, otelin ihmali olduğunu ileri sürerek şunları söyledi:

 

“Tamamen otelin ihmali var. Oğlum havuz kenarında otururken ona birisi çarpmış, son görüntülerde var. Kimin çarptığı gözükmüyor. Ama oğlum çırpına çırpına büyük kaydırağın olduğu yere geliyor. Çırpınışlarını gördüm. Saniyeler kala kaydıraktan bir kız kayarak yanına düşüyor. O da oğlumun yüzdüğünü zannediyor. Ama yukarıdaki cankurtaran oğlumun çırpındığını görmüyor. Otel yalan söylüyor. Oğlumu çırpınırken çıkardığını söylüyor yalan. Vallahi çırpınırken değil. Oğlum havuzun içinde batıyor, 5-10 dakika. Şahitler görmüş. Cankurtaran ne yapacağını bilmiyor. Otelde doktor yok. İlk müdahaleye tatil için gelen bir doktor yapıyor. Koskoca otelin doktoru yok. Oksijen tüpü yok, ekipman yok. Sağlık ekibi yok. Cankurtaran 112’yi kendisi aradığını söylüyor bu da yalan. 112’yi de ilk yardımı yapan otel müşterisi doktor arıyor. Otel hakkında şikayette bulunacağım. Elimden ne geliyorsa yapacağım. Benim oğlum geri gelmeyecek, ama başka canlar yanmasın. Havuzun olduğu yerde güvenlik kamerası yok. Oğlum kaydırağın karşısında çırpınıyor ama cankurtaran gelmiyor. Ben oğlumu ilk bıraktığım merdivenin orada arıyorum. Acaba dibe mi düştü diye bakıyorum. Oğlumu çıkarıp suni teneffüs ve kalp masajı yapıldı, oğlum kustu. Orada oksijen tüpü olsa, sağlık ekibi olsa oğlum yaşayacaktı. Cankurtaran ise yukarıda düdük çalıp kayanları seyrediyor. Bir tane de aşağıda cankurtaran olması gerekiyor. Ne olduysa bir dakika içerisinde oldu.”

Öğle namazının ardından cenaze namazı kılınan Yiğit Atakan Arı, merkeze bağlı Yusuflar Mahallesi’ne götürülerek buradaki mezarlıkta gözyaşları içinde toprağa verildi.