Gençtin
28 Ekim 2014 17:30

Türkiye Cumhuriyeti’nin genç olduğu yönünde bir cümleyi ben ilk kez AİHM’in bir kararında okumuştum.

Safile USUL H&H YORUM

2005 olabilir veya 2006.

O AİHM kararını okumayı aklıma getiren ise, Tayyip Erdoğan Hükümeti idi.

O sıralar çuvaldaki yüzünü çıkarmıştı artık Erdoğan.

Türkiye Cumhuriyeti için genç diyen o AİHM kararının o cümlesini ilk okuduğumda çok çarpılmıştım.

Çünkü ne küçükken okuldayken ne daha sonraları bu yakıcı gerçek hiçbir şekilde bir yerde ifade edilmemişti.

Benim içinse Türkiye Cumhuriyeti’ne genç diyecek bir tecrübe olmamıştı hayatımda.

Benim için ülkem büyüktü, genç denemeyecek kadar büyüktü, yollar git git bitmezdi ve yaşlıydı benim ülkem, çok mazileri vardı.

Çok büyük bir haritası vardı.

Onun genç olduğu gerçeğini görmek için, ona saldırının başladığı bir dönemde bu cümleyi okumam gerekti.

Evet, gençti Türkiye Cumhuriyeti…

Evet, doğru…

AİHM kararında deniyordu ki, “Henüz genç olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kendisini korumaya hakkı vardır.”

Evet, gençti ve eller bile bunu biliyordu ve korunmalıydı, bunun için çok meşru bir uluslararası siyasal hak bile tanınmıştı kendisine.

Ama biz, bu topraklarda yaşayan tüm vatandaşlar ve bilhassa da Cumhuriyet kurumları, Türkiye Cumhuriyeti’nin korunması gereken bir genç olduğu gerçeğini yaşayamadık, en azından yeterince yaşayamadık.

….

Dün gece Atatürkümüz’ün sesinden 10. Yıl konuşmasını dinledim.

O kadar iyi biliyormuş ki, Cumhuriyetin çok çok korunmasız olduğunu.

Ve, 10. Yılın manası meğer tahminlerimizin ötesinde çokmuş ve Atatürkümüz bu manayı meğer çok derinden hissediyormuş o konuşmasını yaparken.

10 yıl nedir ki, hiçbirşey.

Ama o 10 yıl o kadar derin bir siyasal anlam taşıyormuş ki, Atatürk’ün o seneler senesi dinlediğimiz ama belki de tam olarak anlamadığımız konuşmasında bu siyasal anlamın çok büyük duyguları yansımış sesine ve sesindeki soylu dalgalara.

O 10 yıldan sonra da Türkiye’nin Cumhuriyeti hep gençti, ki, bir Cumhuriyetin sağlamlaşması ve tam olarak olgunlaşması için en az 100 sene gerektiğini bugün aklımızla biliyoruz ama…

Bu genç çok korumasız bırakıldı.

Çok…

Onun körpe bedenini kötü ellere bırakmak bu kadar kolay olmamalıydı.

Eller bile bunu yazıp, kararlarına geçirirken Cumhuriyetin kurumları da bu durumu okuyup, anlamını çözebilmeli ve bu gencin bu kadar korumasız kalmasına izin vermemeliydi.

Gençler olgunlaşana kadar o sürede destek verilir, birden bire atılmaz ki sokağa.

…..

Bir de ama…

Evet, gençsin ama damarların çok sağlam.

Tüm ülkeye kültürel olarak hakimsin ayrıca da…

Yani bir kısmı zaten sana meftun ve yarın Anıtkabir’de veya meydanlarda olacak, bir kısmı da seni hisleri ile takip ediyor, seni rol model alıyor.

Çok baskın bir rol modelsin ve bu nedenle güç potansiyelin çok devasa büyük.

Eğer bunu değerlendirebilirse bu ülkenin vatandaşları, siyasileri ve herkesi, çok fena serpilecek ve çivi gibi sağlam çakılacaksın zemine.

Ve, bir de…

Eğer bu gence bu saldırı olmasaydı biz onun anlamını tam olarak anlayamayacaktık.

Tarihin bize hediye edilmiş bu kısmının ne kadar zor, ne kadar soylu, ne kadar kaliteli, ne kadar muazzam çağsal birşey olduğunu anlamayacak ve öylesine geçecektik bunun üzerinden.

Şimdi kökümüzdeki bu yapıya çok dikkatle bakıyoruz ve bize verilmiş bu hediyenin ne kadar sevinçten çıldırtacak bir hediye olduğunu ve bu hediyenin elimizden alınmasının hayatlarımızı ve istikbalimizi nasıl yıkacağını çok daha iyi görüyor ve anlıyoruz.

Bize hediye olarak verildiği için ona kötü bir mirasyedinin hercailiği ve dikkatsizliği ile bakmanın bizi nasıl bir çukura çekeceğini biliyor ve endişe duyuyoruz.

Ve, onu çok seviyoruz, çok.

Tutkuyla seviyoruz onu…

Ve, tutkuyla seviyoruz ıssız yıllarda, büyük fakirlik yıllarında, her türlü çaresiz engelin kollarında onu bize veren Atatürkümüz’ü.

Kutlu olsun Cumhuriyet, milyon, milyar kez saygı ile kutlu olsun.

Safile USUL Twitter