Gazi Mustafa Kemal Atatürk konuşuyor

Gazi Mustafa Kemal Atatürk konuşuyor
21 Mart 2013 00:30

Baharın gelişini müjdeleyen 21 Mart ”Nevruz Bayramı”,Türk Milleti’nin,ta ”Orta Asya”daki varlığından beri binlerce yıldır kutladığı milli ve gelenekse bir bayramıdır.

 


 


 


 


 


İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM


 


 


 


Bu bayramımız nedeniyle, ”Türkiye Cumhuriyeti Devleti”nin kurucusu ve ”Türk Ordusu”nun ilelebet Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün değişik tarihlerde söylediği üç önemli nutkunu, bugün bu köşede, önemi dolayısıyla, okuyucularımın gündemine getirerek ”Türk Milleti”ne hediye olarak sunmak istiyorum.


 


 



 


 


Aslında her gün en az bir defa Atatürk’ün bu üç nutkunu hiç aksatmadan okumamız gerekiyor.


 


”Facebook”u veya herhangi bir sosyal medyada sayfası olan okuyucularımız bu üç nutku sayfalarına eklemeleri ve başkalarını da bu konu da teşvik etmeleri gerekir.


 


Büyük Atatürk’ün konuşma tarihi sırasına göre,”Türk Gençliği”ne söylediği ve Türk Milleti’nin her zaman gereksinim duyacağı nutukları şöyle:


 


I-1923 senesinde  söylediği nutuk:



 
”Sayın gençler, hayat mücadeleden ibarettir. Bundan dolayı hayat da yalnız iki şey vardır: Galip olmak, mağlup olmak. Size Türk gençliğine bırakacağımız vicdani emanet, yalnız ve daima galip olmaktır ve eminim daima galip olacaksınız.


 


Milletin yükselme gerek ve şartları için yapılacak şeylerde,atılacak adımlarda kesinlikle tereddüt etmeyin. Milleti o yükselme merhalesine götürmek için dikilecek engellere hep birlikte mani olacağız.


 


Bunun için dimağlarımıza, irfanlarımıza, bilgimize, icap ederse bileklerimize, pazılarımıza, bacaklarımıza müracaat edecek, fakat neticede mutlaka ve mutlaka o gayeye varacağız. Bu millet, sizin gibi evlatlarıyla layık olduğu o olgunluk derecesini bulacaktır.”


 


II-Atatürk ‘’Büyük Nutku’’nu 15-27 Ekim 1927 tarihleri arasında altı gün(36 buçuk saat) süre ile okumuş, eserini ‘’Türk Gençliğine Hitap’’ ile bitirmiştir.


 


Ve ‘’Nutuk’’un sonunu şöyle bağlayarak ‘’Gençliğe Hitabe’’yi okumuştur:


 


 


 


 




 


 



‘’Muhterem Efendiler, sizi günlerce işgal eden uzun ve teferruatlı beyanatım, en nihayet mazi olmuş bir devrin hikayesidir. Bunda milletim için ve müstakbel evlatlarımız için dikkat ve teyakkuzu davet edebilecek bazı noktalar tebarüz ettirebilmiş isem, kendimi bahtiyar addedeceğim.


 


Efendiler, bu beyanatımda milli hayatı hitam bulmuş farz edilen büyük bir milletin, istiklalini nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına müstenit milli ve asri bir devletin nasıl kurulduğunu ifadeye çalıştım.



Bugün vasıl olduğumuz netice,asırlardan beri çekilen milli musibettir intibahı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.


 


Bu neticeyi Türk Gençliği’ne emanet ediyorum’’ sözlerini sarf ederek;



 
‘’EY TÜRK GENÇLİĞİ!



 
BİRİNCİ VAZİFEN,TÜRK İSTİKLALİNİ,TÜRK CUMHURİYETİ’Nİ,İLELEBET,MUHAFAZA VE MÜDAFAA ETMEKTİR.


 


MEVCUDİYETİNİN VE İSTİKBALİNİN YEGANE TEMELİ BUDUR.BU TEMEL,SENİN EN KIYMETLİ HAZİNENDİR.İSTİKBALDE DAHİ,SENİ BU HAZİNENDEN MAHRUM ETMEK İSTEYECEK,DAHİLİ VE HARİCİ BEDHAHLARIN OLACAKTIR.BİRGÜN İSTİKLAL VE CUMHURİYETİ MÜDAFAA MECBURİYETİNE DÜŞERSEN,VAZİFEYE ATILMAK İÇİN,İÇİNDE BULUNACAĞIN VAZİYETİN İMKAN VE ŞERAİTİNİ DÜŞÜNMEYECEKSİN!BU İMKAN VE ŞERAİT,ÇOK NAMÜSAİT BİR MAHİYETTE TEZAHÜR EDEBİLİR.İSTİKLAL VE CUMHURİYETİ’NE KASTEDECEK DÜŞMANLAR BÜTÜN DÜNYADA EMSALİ GÖRÜLMEMİŞ BİR GALİBİYETİN MÜMESSİLİ OLABİLİRLER.CEBREN VE HİLE İLE AZİZ VATANIN,BÜTÜN KALELERİ ZAPTEDİLMİŞ,BÜTÜN TERSANELERİNE GİRİLMİŞ,BÜTÜN ORDULARI DAĞITILMIŞ VE MEMLEKETİN HER KÖŞESİ BİLFİİL İŞGAL EDİLMİŞ OLABİLİR.


 


BÜTÜN BU ŞERAİTTEN DAHA ELİM VE DAHA VAHİM OLMAK ÜZERE,MEMLEKETİN DAHİLİNDE,İKTİDARA SAHİP OLANLAR GAFLET VE DALALET VE HATTA HIYANET İÇİNDE BULUNABİLİRLER.HATTA BU İKTİDAR SAHİPLERİ ŞAHSİ MENFAATLERINİ,MÜSTEVLİLERİN SİYASİ EMELLERİYLE TEVHİD EDEBİLİRLER.MİLLET FAKR-U ZARURET İÇİNDE HARAP VE BİTAP DÜŞMÜŞ OLABİLİR.


 


EY TÜRK İSTİKBALİNİN EVLADI!İŞTE BU AHVAL VE ŞERAİT İÇİNDE DAHİ,VAZİFEN;TÜRK İSTİKLAL VE CUMHURİYETİ’Nİ KURTARMAKTIR.


 


MUHTAÇ OLDUĞUN KUDRET,DAMARLARINDAKİ ASİL KANDA MEVCUTTUR’’


 


 



 



 
III-
Şubat 1933’te Bursa’da Türkçe ezana tepki gösteren bir grup,ezanın yeniden Arapça okunması için valiliğe yürümüş ancak olaylar büyümeden bastırılmıştır. Bir yurt gezisinde olayı haber alan Atatürk, 5 Şubat 1933’te Bursa’ya gelerek, olaylar hakkında bilgi almış ve akşam ‘Çekirge Yolu’ndaki bir köşkte ‘Bursa Nutku’ diye bilinen konuşmasını yapmıştır ki, aşağıdaki gibi Türk Gençliği’ne seslenmiştir:


 


”Türk genci, devrimlerin ve Cumhuriyet’in sahibi ve bekçisidir.Bunların gereğine,doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimi ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ya da bir davranış duydu mu ‘Bu ülkenin polisi vardır,jandarması vardır,ordusu vardır,adalet örgütü vardır’ demeyecektir.Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.


 


 



 


 


Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç ‘Polis henüz devrim ve Cumhuriyet’in polisi değildir’ diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek ‘Demek adalet örgütünü de düzeltmek’ yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”


 


Onu hapse atacaklar, yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, Başbakan’a ve Meclis’e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için, salıverilmesine çalışılmasını, kayırılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım.Araya girişimde ve eylemimde haklıyım.Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’


 


İşte benim anladığım ‘Türk Genci’ ve ‘Türk Gençliği’’



 
Dünyanın her tarafında yaşayan Türk Milleti’nin ‘’Nevruz Bayramı’’nı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yukarıda yazdığım üç önemli nutkundaki uyardığı konularda herkesi, yasalar çerçevesinde duyarlı olmaya davet ediyorum.



Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!