Finlandiya Büyükelçisi Vaskunahti: Türkiye’den ayrılmam gerektiği için üzgünüm

Finlandiya Büyükelçisi Vaskunahti: Türkiye’den ayrılmam gerektiği için üzgünüm
3 Temmuz 2016 08:59

Finlandiya Büyükelçisi Nina Vaskunahti, Halkın Habercisi yazarlarından Ozan Şahbudak’a röportaj verdi. Nina Vaskunahti, Türkiye izlenimleri, AB’nin geleceği, Finlandiya’nın eğitim sistemi gibi konularda Ozan Şahbudak’ın sorularını yanıtladı.

 

 

 Ozan Şahbudak H&H RÖPORTAJ

 

 

1
- Öncelikle merhabalar. Sn. Nina Vaskunahti, büyükelçiliğinizin, geleneksel düzenlediği eski Erasmus öğrencileri resepsiyonu sırasında, röportaj talebimi kabul ettiğiniz için teşekkürler. Ekim 2012’den beri Finlandiya’nın Türkiye Büyükelçisi’siniz. Ben de, 2015 Bahar semestr’ında, Erasmus için Jyvaskyla’da bulunmuştum. Gerçekten çok şirin, hoş, yeşil mavi bir şehirdi. Dingin, sakin bir ülkeniz var. Ve, bizim ülkemiz, biraz fazla hareketli. Öncelikle burdan başlayalım. Türkiye’yi nasıl buldunuz? Uyum sağlayabildiniz mi?

 

 

– Merhabalar. Kariyerim sürecinde, çok değişik ülkelerde bulundum ve çok değişik kültürleri deneyimledim. Bir yerden, başka bir yere gitmeyi hiç dert etmedim. Türkiye’de dört yıldır bulunuyorum ve Türkiye, cömert ve arkadaş canlısı insanlarıyla birlikte çok güzel bir ülke. Nereyi ziyaret edersem edeyim, çok sıcak karşılandım. Buradaki dört yılım boyunca, bölgeler arasındaki çeşitliliği görmek, ben her zaman çok heyecanlandırdı. Türkiye ayrıca, hem içeride, hem komşuları bazında, çokça olayın yaşandığı, gelişen bir ülke.

 

 

- Erasmus yaptığım süreç, ülkenizde seçim dönemiydi. Jyvaskyla’da seçim kampanyalarını canlı olarak izledim. Resim 1, seçim dönemi öncesi, ülkeniz Başbakanı Sn. Prof. Dr. Alexander Stubb, resim II Yeşiller Partisi lideri Sn. Ville Niinistö ile. Türkiye’de, bu tabloları –bir liderin seçim standında olduğunu- görmek imkansız. Kendi ülkeniz ile bizim ülkemiz dinamiklerinde, Türkiye’de bu tablonun görülememesini neye bağlıyorsunuz? Ülkenizde bu tablonun görülebilmesinde, Kızıllar -Beyazlar, İç Savaş, Kış Savaşı akabinde Devam Savaşı gibi olaylardan ders alınması da etken midir?

 

 

– Finlandiya’nın insanlar, cinsiyetler ve toplumlar arasındaki eşitlik konusunda uzun bir tarihi var. Bence bu ülkenin tarihinden çok, ülkenin toplum yapısı ve kültürü ile ilgili.Fin toplumu, politika ile igilenmeye cesaretlendirilir. Ve tabii politikacılar insanları reddetmediği gibi, politikacılara sıradan insanlar gözüyle bakılır. Başbakan’ı hala kaldırımlarda gezinirken görebilirsiniz, tabii korumalar ihtiyatlı bir şekilde, uzaktan takip ederken. Finlandiya’da, uzun bir koalisyon tarihimiz var. Farklı görüşlerimiz ve tavırlarımıza rağmen, bir arada çalışmamız ve yaşamamız geerektiğini kabul ediyoruz. Anlaşabilmek ve uzlaşmaya varabilmek, sosyal dengenin sağlanabilmesinin anahtarlarından biri.

 

 

- Gelelim Avrupa Birliği’ne. Türk-AB İlişkileri çok uzun süredir Türkiye’nin gündeminde olan bir olay. Standda görüştüğüm tüm siyasetçiler, Türkiye’nin birliğe üyeliğine taraftar olduklarını, ama Türkiye’nin bunu ne kadar istediğniin soru işareti olduğunu söylediler. Türkiye’nin AB üyeliği süreci sizce niye tıkandı? Ayrıca, başta İngiltere olmak üzere, pek çok ülkede birliği terketme görüşleri ağırlık kazanıyor. Yine Nordik Ülkeleri’nden Norveç’in birliğe katılmayı, çağrıldığı halde, reddettiğini biliyoruz. AB’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

 

 

– Finlandiya, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılım sürecini destekliyor. Türkiye, herhangi bir Avrupa ülkesi gibi AB’ye girme şansına sahip. Türkiye, politik, ekonomik ve jeopolitik olarak, AB için önemli. AB’nin, Türkiye’nin çeşitliliği, konumu, gelecek vaat eden ekonomisi dolayısıyla olacak katkılarından kazanacağı çok şey var. Ve hatta şimdi, göçmen sorununu çözme çabaları ve vize serbestisi konuşulurken, işbirliğine daha çok ihtiyaç var. Eminim ki, müzakereler devam edecek ve iki taraf da, kaybedilen zamanı telafi edecek. Başlıkların açılış kriterlerinin altının doldurulması gerek. Güzel bir haber, 30. Başlık çok yakın zamanda görüşülmeye başlanacak.

 

 

Avrupa Birliği zor zamanlardan geçiyor ama ilk kez değil. Birlik, çağımızın en büyük barış projesi ve bu başarıldı. Ve diğer alanlarda da, bu başarı devam edecek. Birliğin; çalışanlar, şirketler, ülkeler fark etmez, hayatlarımıza getirdiği kazanımları ve artıları çok çok kolay unutuyor gibi görünüyoruz. Belki klişe gelebilir ama, birlikte, daha fazlasıyız.

2

 

- Ülkenizin eğitim sistemi, Dünya’nın en başarılı eğitim sistemi. Eğitimin; ülkelerin gelişmesinde, en etkili şey olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin kurucusu, sol kanat devrimcisi K. Atatürk’ün, ülkeniz hakkında yazılmış Beyaz Zambaklar Ülkesi’nde kitabından etkilendiği bilinir. Kendinize özgü bir eğitim sistemi oluşturmayı, sürdürmeyi ve ayaklarınız üstünde kalmayı başardınız ve Nokia mucizesini yaratacak hale geldiniz. Bunu, sosyal devlet uygulamalarına mı bağlıyorsunuz? İskandinav ülkelerinin sosyal demokrasinin kalesi olduğu ve neoliberal politikalara en uzun süre direnç gösteren ülkeler olduğu bilinir. İsveç’te, üniversite eğtiminin yabancı öğrencilere ücretli hale getirilmesinin, kısa vadeli gelir, ama orta vadede, artık öğrenci gelmemesi ile beraber, İsveç’e zarar verdiği, ve ülkenizde de, eğitimin özelleştirilmesi ile ilgili tartışmaların ışığında, sosyal devlet uygulamalarından vazgeçilmesinin Finlandiya’ya ve Fin eğitim sistemine zarar vereceğini düşünüyor musunuz?

 

 

Daha önce de belirttiğim gibi, eşitlik, Fin Toplumu’nun temeli. Finlandiya’nın sahip olduğu güçlü rekabet gücü ve yüksek yaşam stardardı,
refah devletini sürdürmek için gösterilen azmin eseri. Demokrasi, insan haklarına saygı ve tabii iyi bir yönetim, toplumumuz için temel bir dayanak. Ücretsiz eğitim ve öğrenci bursları, sosyal arka planı ne olursa olsun, herkes için eğitime ulaşmayı sağladı. Fin öğrencileri, uluslararası istatistiklerde cidden yüksek dereceler alıyorlar. Derecelerinden çok, yeteneklerinden ötürü ödüllendiriliyorlar. Devlet ve belediyeler, okulların ihtiyaçlarını gidermek için ortaklaşa çalışıyorlar, dolayısıyla öğrenciler ve öğretmenler kendi işlerine konsantre olabiliyorlar. Okullar, öğrencilere ücretsiz sıcak yemek veriyor ve hatta yükseköğrenim de ücretsiz. Fin Halkı yazın ve edebiyata çok düşkün. Finlandiya’da her yıl 20 milyonun üstünde kitap satılır. Bu da, çocuklar dahil, herkes için yılda ortalama 4 kitap demektir.

 

 

Finler, Dünya’nın en eğitimli toplumlarından biri. Bütün nüfusun yüzde 84’ü lise en az lise mezunu ve nüfusun yüzde 39’u üniversite yada eşdeğer bir diplomaya sahip.

 

 

Eğitimin özelleştirilmesi için, Finlandiya’da ciddi bir tartışma olmadı. Finlandiya’nın eğitimdeki başarısı, eşitlikten gelir. Fin eğitim uzmanları, eğitimin özelleştirilmesinin, eşitsizliğe yol açacağını, ve uzun vadede de, bunun eşitliğin yok olmasına sebep olabileceğini belirtiyorlar.

 

 

Finlandiya, bir ülkenin, kısıtlı imkanlarla, ancak insan faktörü ve onun geleceğine odaklanırsa başarabileceğine, 40 yıl önce karar verdi. Sağlıklı, iyi eğitimli, tutkulu insanların, yalnız iyi bir ekonomi değil, iyi aileler, komşuluklar ve hatta iyi bir demokrasi kurabileceğine inandık.

 

3

- Nordik (İskandinav) ülkeleri  İskandinav ülkeleri, eski Türk başbakanı Sn. Bülent Ecevit’in de sürekli örnek gösterdiği ülkeler. AB’nin tartışıldığı günlerde, İskandinav Konseyi’nin orta/ uzun vadede AB’ye alternatif olabileceğini düşünüyor musunuz ülkeniz adına?

 

– Finlandiya ve İsveç, uzun bir tarihi paylaşıyorlar. Bütün İskandinav ülkeleri aynı hukuki, iktisadi ve sosyal modele sahip. Norveç AB üyesi olmasa ve Finlandiya euro bölgesinin tek üyesi de olsa, beş İskandinav ülkesi arasında yakın politik işbirliği var. Finlandiya, Kuzey ülkelerinin resmi parlementolar üstü çatı örgütü olan İskandinav Konseyi’nin bir üyesi. İskandinav Konseyi 1952’de kıruldu. Konsey’in, Danimarka, İzlanda, İsveç, Norveç, Finlandiya ve tabii bağımlı özerk bölgeler, Faroe Adaları, Grönland ve Aland Adaları’ndan seçilmiş 87 üyesi var. Dolayısıyla, İskandinav ülkeleri arasında, Finlandiya’nın AB’ye girişindn çok daha önceesinden beridir yakın işbirliği var. Konsey, AB’ye bir
alternatif değil, fakat, iş birliği için, iyi ve güzel düşünülerek oluşturulmuş doğal bir yol bizlere.

 

 

- İskandinav Ülkeleri demişken, Fin arkadaşlarımın ciddi bir İsveç takıntısı vardı  Zamanla, ülkeleriniz arasında geçmişten gelen bir tatlı rekabet olduğunu öğrendim. Biz Türkler ve Yunanlılar gibimisiniz?

 

 

– Elbette, komşular arasında, her zaman kimi pozitif rekabetler vardır. Fakat, ilişkiler yakın ve dostça. İki ülke arasındaki buz hokeyi karşılaşmaları bazen gerginlik yaratabiliyor. İsveççe, Finlandiya’da ikinci resmi dil. Nüfusun yüzde 5.5’u İsvççe’yi ana dili olarak konuşuyor ve okullarda İsveççe ikinci resmi dil olarak öğretiliyor.

 

 

- Sn. Nina Vaskunahti son olarak, -sizi de yordum farkındayım- ülkeniz ikliminden sonra –gerçekten alışması çok zordu Akdeniz insanı olarak- Türk rivierasını, Ege ve Akdeniz sahillerini gezme şansınız oldu mu? Türkiye ve Türk kültürü adına unutmak istemediğiniz şeyler nedir? Mesela, Türk mutfağına aşina olabildiniz mi?

 

 

– Türkiye’de dört yıldır bulunuyorum ve bu güzel ülkeden ayrılmam gerektiği için üzgünüm. Ege ve Akdeniz kıyılarında çokça yer gördüm. Ve tabii Karadeniz de Doğu bölgelerinde de. Türkiye, özellikle de Akdeniz bölgesi, Finler için, ana tatil yeri alternatiflerinden. Fakat, Türkiye’nin doğusunda da çokça yer gezdim Van, Kars ve Gaziantep gibi ve gördüm ki, Türkiye’nin tarihi ve doğası ile önerdiği alternatifler çok daha fazla.

 

 

Türk Kültürü’ne gelirsek… İyi bir klasik müzik dinleyicisiyimdir ve favori Türk müzisyenlerim Fazıl Say ve Ahmet Adnan Saygun. Devlet Opera Ve Balesi ve Bilkent Senfoni Orkestrası’nı dinlemek için her fırsatı değerlendiririm.

 

Türk Mutfağı’na gelirsek, favori tatlım aşure ve patlıcanla yapılan yemekleri seviyorum. Favorim imam bayıldı 

 

 

- Sn. Nina Vaskunlahti her şey için çok teşekkürler 

 

– Ben teşekkür ederim 