Filistin’den Harran Ovası’na

Filistin’den Harran Ovası’na
14 Ocak 2018 17:10

Değerli okuyucular,

 

 

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

 

Bugün Filistin-Kudüs olaylarının yaşanmasının perde arkası, temel gıda hammaddesidir. İsrail sermayesinin hedefi, dünya da protein (Temel gıda) sektöründe tekel oluşturmaktır. Şanlıurfalı hemşehrim, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba diyor ki: ”Gıda silahtan daha önemlidir” seslenişinden, Türk Milletinin ve özellikle Harran ovası toplumunun, ders alması gerekir. 20 ci asrın, ilk yarısı demir çelik, ikinci yarısı da plastik devri olmuştur. 21 ci asır ise protein (Temel gıda) devri olacaktır. Allah nasip ederse Mardin-Nusaybin’e 4-5 yıl içerisinde Fırat suyu gelecek. Akdeniz de, Ege de ve Çukurova da ne yetişiyorsa Nusaybinde de yetişecektir. Bugün Nusaybin de yaşananların başında, Nusaybin ovasına suyun gelmesidir. Su geldiği zaman, Nusaybin de modern tarım yapılarak, hem ekonomik hemde işsizlik bakımından önem kazanacaktır. Onun içindir ki, bu bölgelerde terör vardır mesajı ile kadirşinas Nusaybin tolumunu, ürkütüp topraklarını terk etme stratejileri oluşturulmaktadır. Paha biçilmez arazileri bedevaya kapma düşünceleri ağırlık kazanıyor. Bu konuda, Nusaybin toplumu uynanık olmalı ve harici-dahili ”İhanet şebekeleri” nin oyununa gelmemeli ve dikkat etmelidirler!

 

Dünya da Yahudi sermayesi başta olmak üzere, Türkiye de Milli sermayeli olan gıda, içecek, temizlik ve ulaşım sektörünü ele geçirip, aynı marka ile %100 Türk sermayesi imiş gibi Türk Milletini kandırmaktadırlar. Şehirlerarası seyahat için, bilet almadan önce otobüs firmasının sahibi kimdir, ayrıca gıda, içecek ve temizlik ürünleri üreten şirketlerin sahiplerini, internetten araştırarak kimdir? Sorusunun cevabını aldıktan sonra karaınızı verin. Bu konu stratejik bir konudur. Sağlık, temizlik, hem de ulaşımı, yabana atmayınız!

 

Harici-dahili Vatan hainleri, Fetö Terör örgütü gibi kişileri, sözde Müslümanlığı savunuyor mesajı ile, Müslüman Türk toplumuna karşı riyakarlık (İkiyizlülük) yaparak, ”İhanet Şebekeleri” nin, güncel çıkarcılık zihniyetleriyle Vatana zulüm etme hayalindeler. Ayrıca mühendis Başbakan Binali Yıldırım’ın, bilgisi var mı? Bazı tescilli Fetöcuların görevlerine son verildi ve daha sonra bu tescilli Fetöcular, nasıl oluyor da stratejik önem taşıyan görevlere yeniden getirildiklerinin bilincinde midir?

 

Değerli, okuyucularımız
Türk Milletinin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ve birlik-beraberliğini, ekonomik çıkarcılık zihniyetiyle bozma hayalleri olanlar, Türk Milletinin yakın tarihini incelememişlerdir. Türk tarihinin bilgisinden mahrum olanlara bir önerim olacak:

 

İŞTE İKİ İSİMSİZ KAHRAMAN TÜRKÜN TARİHİ !

 
Yıl 1914 Avusturalya-Silver şehri, Brokin Hil savaşı: Hayatlarını Avusturalya da, idame eden iki isimsiz Kahraman Türk, Avusturalya valisi’nin (Cumhurbaşkanı) huzuruna çıkıp efendim, halifemiz size karşı savaş ilan etmiş izin verin de gidelim Vatanımız da savaşalım, burada sizin ekmeğinizi yiyiyoruz demişler. Vali (Cumhurbaşkanı), demiş adabınızla oturun oturduğunuz yerde; iki Kahraman Türk, demiş eh bizden günah gitti diyerek vali’nin huzurundan ayrılırken vali, bizi tehdit mi ediyorsunuz diyerek azarlamış ve iki Türk valinin yanından ayrılmış. Daha sonra iki Türk, her şeyini satarak cephanelik edinmiş. Çanakkale savaşında savaşmak için yaklaşık 700 Anzak’ı, gemi limanına götüren tren’nin raylarına bir vadide barikat kurup, elde dikilmiş bir Osmalı Bayrağını ağaca bağlayıp dalgalandırmaya bırakmışlar. Daha sonra iki Türk, namazlarını kılıp, helallaştıktan sonra Anzakları limana götüren tren barikat kurulan yerde durmuş ve hemen silahları ateşlemişler, Anzakların çoğu yaralanmış ve ölmüş. Vali savaş alanına gelmiş ve bakmış ki, Osmanlı Bayrağı dalgalanıyor ve tren’nin durduğu vadinin bölgesinde Osmanlı askerlerini aramaya başlamışlar ve iki Kahraman Türk Şehit oluyor. Vali (Cumhurbaşkanı) diyor ki: ”Yahu bu savaşı yalnız iki kişi mi yaptı, inanamıyorum hayret!” diyerek, şehitlerin naaşını selamlayarak olay yerinden ayrılmış.

 

Değerli okuyucular, Türk Milletini tanımayanlar ve Türk Milleti’nin bölünmez bütünlüğünü bozma hayalinde olanlar, Avusturalya-Silver şehri, Brokin Hil savaşının tarihini iyi araştırıp incelesinler. Napoleon Bonaparte diyor ki: ”Türkler öldürülebilir fakat, mağlüp edilemezler.”

 

Bugün Filistin-Kudüs de yaşanan olaylar ve yakın Filistin tarihini, Harran ovası halkı iyi inceleyip topraklarında, modern tarım ve meyveciliği geliştirip sahip çıkmalıdırlar.

 

Mühendis Başbakan Binali Yıldırım ve Doktor Tarım Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba ikilisi, ”Harran ovasında yetişen meyve bahçelerinin kurulması ile yeşil bir Harran ovası olmasını, teşvik etmelidirler.” Başbakan Binali Yıldırım, Türk Milletçisiyim mesajlarıyla diyor ki: ”Gün dostunu düşmanını tanıma günüdür.” Ayrıca ”Ya istiklal ya ölüm” Milli seslenişleri ve Türk Milliyetçiliği duyguları geçerli ise o zaman, acilen Harran ovasında meyveciliğin teşvik edilmesi ve stratejik önem taşıyan Milli tarım projelerini, gerçekleştirmek için, seferberlik ilan edilmelidir.

 

Okula giden çocukların sağlıklı beslenmesi için, kapitalizmin zehiri ve Hindistan da, zirai mücadele ilacı olarak da kullanılan bazı içecekler yerine, meyve nektarı tüketmeleri daha sağlıklı ve faydalıdır. Bir mühendis Başbakan olarak, meyve suyuna ÖTV uygulanması, Türkiye de meyve üretim ve tüketiminin artışı yerine, tam tersine meyveciliği bitireceğinden bilginiz var mı? Eğer Türkiye de meyve üretimi teşvik edilmezse, Allah korusun daha çok hastahanelere başvurma oranını arttıracaktır. Çünkü meyve tüketmeyen bir toplum, ister istemez çeşitli hastalıklara yakalanacaktır ve bu da iş gücü kaybına ve ekonomiye büyük zararlar doğuracağını hatırlatmakta fayda vardır.

 

2018 yılının Bahar arefesindeyiz: Harran ovasında, ekonomik ve katmadeğeri olan meyvelerin dikim planlamaları yapılmalıdır. Bugün Filistin-Küdüs olaylarını başlatanlar, Allah korusun, yarın Harran ovasına da el atarlar. Haran ovasını demirbaş (kalıplaşmış) ürünlerden kurtarılması gerekir. Demirbaş ürünlerle yapılan tarım, insanları tembelliğe ve üretim yerine, tüketime teşvik ediyor. İsrail’in Filistinde uyguladığı sosyal politikalarla Filistin halkını nasıl ki bugün yaşanan olaylara getirdiyse Allah korusun, eğer ki Harran ovasında yetişen meyve teşvik edilmediği zaman, çölleştirme ve bir çok stratejik sorunların meydana gelmesi, harici-dahili Vatan hainlerini, sevindireceğini unutmamalıyız?

 

MÜHENDİS BAŞBAKAN BİNALİ YILDIRIM’IN DİKKATİNE!
Binali Bey, Türkiye Cumhuriyeti’nin, mühendis Başbakanı olarak, Milli çağrınız halen geçerli ise o zaman, Türkiye de insanların hastalıklardan korunması, hastahanelere akın etmesini asgariye indirme ve iş gücü kaybını önleyecek olan, zencefil yetiştirilmesi mutlaka gerçekleştirilmelidir.

 

Mühendis Binali Bey, daha çok ilgi görebilmen için, sana bir öneri: Bir toplantıda konuşmaya başlamadan önce, yarım ceviz büyüklüğünde taze zencefil çiğneyerek yediğin zaman, ses kısıklığı sorunu, hafıza zaafiyeti ve saymakla bitmeyen faydaları sayesinde sorunlar yaşamazsınız. Bu önerime itirazı olan varsa hodri meydan diyorum!

 

Türkiye de eğitim ve öğretimde kalite kjaliteyi geliştirme konusunda, zencefilin faydaları modern tıp tarafından da kanıtlanmıştır. Onun içindir ki, Türkiye de zencefil yetiştiriciliği stratejik önemi olan ve Kur’an-ı Kerim’in Dehr Suresinin 17 ci Ayetinde de adı geçen Mübarek bir şifa kaynağıdır. Türkiye de Mübarek zencefil yetiştiriciliği yabana atılmamalıdır.

 

ÖNERİ: Başta Çukurova da zencefil olmak üzere ve ayrıca sezonluk olarak yetişen, domatesten 70 kat daha fazla likopen, portakaldan 40 misli C vitamini, havuçtan 20 kat daha fazla betakaroten içeren GAC (Fruit) meyvesi ve diğer sebze ve meyvelerin yetiştirilerek, Türk Milletinin bağışıklıını güçlendirerek sağlıklı beslenmesi ve mevsimsel hastalıklardan dolayı hastahanelere başvurmayı en aza seviyeye düşürmek ve ayrıca Türkiye’nin sanayi ötesi toplum bir ülke olmsının önü açılmış olacaktır.

 

Türk sanayicisinin ve çiftçisinin sorunlarını yakinen bilen bir Mühendis Başbakan Binali Yıldırım olarak, Türk sanayicisinin ve çiftçisinin, destek istediği noktalardan uzak olmaması için, Çukurova da, zencefil ekiminin yapılmasını da unutmayın? Ve ilgili kurumlara gereken talimatları vermenin tam zamanıdır.

 

Şanlıurfalı hemşehrim Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Dr. Ahmet Eşref Fakıbaba’nın, ”Gıda silahtan daha önemlidir.” ve ayrıca Fakıbaba diyor ki: ”20-25 yıl sonra silah mı gıda mı? Gıda, gıda, gıda… İstedi,ğiniz kadar silahınız olsun ama gıda ile her işi halledeceksiniz. Eğer bir ülke kendi gıdasını üretmiyorsa, başka ülkelere muhtaçsa, tam bağımsız bir ülke haline de gelmemiştir diyorum.” dedi. Fakıbaba, Samsunda bir konuşmasında diyor ki: Gıdanız olduğu müddetçe gelişmiş ülkeler olacaksınız.” diyen Dr. Fakıbaba, ”Malesef ihmalden dolayı, burada bizimde ihmalimiz var, çok değerli bilim adamlarının da, oradaki yaşamı, orada yaşanan ortamı maalesef insanlar yetersiz bulmuş ve şehirlere gelmişler.” ifadesini kullandı. Dr. Fakıbaba, diyor ki: ”Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, Milli ekonominin temeli ziraattir diyerek tarımın ülke ekonomisindeki önemini vurgulamış. Önemli bir vizyon. Ben sadece ülke ekonomisi değil, ülkemin bağımsızlığı olarak da kabul ediyorum.” Ayrıca Dr. Fakıbaba, gıdanın önemine vurgu yaparak, gıda güvenliğinin büyük önem taşıdığını anlatıyor. ”O güvenliği sağlayamazsak, karnımızı doyuramazsak, 100 tane Samsun olsa 40’inci gün dayanırsınız, 41’inci günü, 50’nci günü, Allah korusun düşmanım falan dışında söylüyorum, sizin malınız olsa bir şahsa dersiniz ki; ”Yahu bir karnımı doyurayım ben Samsun’u veriyorum. Çünkü ölmek üzeresiniz.” diye konuşan Fakıbaba, Türk köylüsünün destek istediği noktalardan uzak durmaması ilkelerini esas alarak, tarımsal kalkınmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekti.

 

Türkiye de yabancı sermayenin, faaliyet gösterdiği temel gıda ve içecek sanayicilerini ve tarım-hayvancılık ürünlerinin ithalatını işaret ederek, Milli ve stratejik önemi olan konuyu özet olarak, ”Gıda silahtan daha önemli” diyerek gündeme getirmesi önem taşımaktadır.

 

Türk Miiletinin gıda sektörü üretimine sahip çıkması, gerçekten çok ama çok, stratejik önemi olan bir konudur. Gıda konusunda bir örnek verelim: Türk asıllı Libya’nın 13 yıl sulama bakanlığını ve 4 yıl da Başbakanlık yapan, inşaat mühendisi Muhammed El-Manguş’un, mimarı olduğu sunni nehir projesinin faaliyete geçmesi ile, Libya da bugün yaşanan olayların başında, buğday ve meyve yetişmesi sebep olmuştur.

 

Dr. Fakıbaba’nın Samsun konuşması, harici-dahili, bir çok ”İhanet şebekesi” ni, rahatsız etmiştir. Türkiye de ilk defa bir devlet adamının, ”Gıda silahtan daha önemlidir.” söylemesi ezberleri bozmuştur.

 

Dr. Fakıbaba, önce bir tıb doktoru olarak, zencefilin mucize faydalarını mutlaka yakinen biliyordur. Bir tıb doktoru, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Türkiye’nin tarım başkenti olan bir Şanlıurfalı olarak, ”Gıda silahtan daha önemli” düşüncenizin gerçekleşebilmesi için, zencefil ve GAC meyvesi ( fruit)’nin mutlaka 2018 sezonunda ekilmesi gerekir.

 

Cümle Vatan şehitlerini, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürkü ve 1974 yılında Kıbrıs barış harekatı savaşınnda Türkiye’ye, maddi-manevi yardım etme önderi olan, merhum Muhammed El-Manguş’u rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun