Fikri Sağlar: Seçim yaklaştıkça artık seçmeni korkutmayı bırakıp alenen tehdit etmeye başladılar!

Fikri Sağlar: Seçim yaklaştıkça artık seçmeni korkutmayı bırakıp alenen tehdit etmeye başladılar!
26 Mart 2019 10:45

Yerel yöneticilerimizi seçeceğimiz 31 Mart’taki seçime 6 gün kaldı. Liderler alanlarda “kendi bekaları” için hamaset yaparken, kentlerde yaşayan yurttaşlarımız ailece geleceklerini düşünüyor.

 

Fikri Sağlar / Birgün

 

Parti sözcülerini dinlemek yerine yaşadıkları kentlere ne hizmetler yapacağını bilmek istedikleri adayları takip etmeye çalışıyor.

Onların ağzından çocuklarının ve kendilerinin nasıl bir kentte yaşayacaklarını duymak istiyor. Mutlu ve konforlu bir kentte yaşama hasretini giderecek kişiyi arıyor.

Trafiksiz, yeşil alan içinde, çevreci, işi aşı kolay bulabilen, kültür ve sanatla iç içe, çağdaş bir şehirde yaşamanın umudunu taşıyor. Ama liderler buna müsaade etmiyor.

 

Heyhat! Başta AKP Genel Başkanı olmak üzere Devlet Bahçeli, meydanlarda neyin nasıl yapılacağından çok öte, geçmişi yalan yanlış anlatarak ve de farklı partilere oy vereceğini düşündükleri seçmeni korkutan sözler söyleyerek seçimi kazanmaya çalışıyor…

Seçim yaklaştıkça artık seçmeni korkutmayı bırakıp alenen tehdit etmeye başladılar!.. Yargıyı, TSK’yı, polisi kısaca devleti FETÖ’ye teslim ettiklerini unuttular, suç ve suçluyu kendilerinin dışında arayarak herkesi terörist, hain, çıkarcı ilan ediyorlar.

 

İşi o kadar gerdiler, kendilerini öyle aştılar ki, bir hukuk devletinde yaşadıklarını, yasalara uymak zorunda kaldıklarını akıllarına bile getirmiyorlar!.. Türkiye’nin başkenti Ankara’nın meydanında “CHP Adayı Mansur Yavaş’ın Belediye Başkanlığını kazansa bile orada oturamayacağını” söyleyebiliyorlar!.. Tehdittin de ötesinde Ankaralıların vereceği oyu peşinen kabul etmeyeceklerini de açıklamakdan geri kalmıyorlar.

 

Gidişat çok tehlikeli! Türkiye Cumhuriyeti giderek HUKUK DEVLETİ olmaktan çıkarılıyor. Seçmenin oyuna saygı duymayan bir anlayışın ülke yönetiminde olması, laik demokrasiden vazgeçtiğimizi gösteriyor. Bu durumda yurttaşlarının can ve mal güvenliği de ortadan kalkıyor.

 

AKP/MHP seçimin içeriğini ve şeklini değiştirerek rant kaynağı olan belediyeleri kaybetmemeye çalışıyor. Ancak uyguladıkları baskı politikası başarmalarını zorlaştırıyor. Bir örnek vermek isterim. İstanbul’un Sancaktepe Belediyesi AKP’nin elinde. İŞKUR’a işçi alarak, gaz ve elektrik faturalarını kaymakamlığa ödeterek oy almaya çalışıyorlar.

 

Yıllardır hizmet gitmeyen bu ilçe şimdi adeta bayram havası yaşıyor!.. Çünkü CHP Özgen Nama’yı aday göstermiş. Nama, Sancaktepe’ye göçle gelen, beldelerin birleşmesiyle kucaklaşan insanların arasında yaşayan biri. Çok seviliyor. Hemşerilerinin ilgisi o kadar fazla ki yolda zor yürüyor. Bir iş insanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyeliği yapmış, dolayısıyla belediyeciliği bilen mazbut bir aile babası. Mütedeyyin bir ailenin çocuğu…

 

Sancaktepe’nin tüm sorunlarına vakıf. Çözüm önerilerini de hazırlamış. Etkili bir kadro kurmuş. Uzmanlık alanlarında yetkin ve genç insanlarla projeler üretmiş… Trafiğin çözümünden tüm mahallerde bir kreşe, kültür ve sanat alt yapısından spora, istihdamı geliştirecek yatırımlardan kooperatifler eliyle yeni ve etkin üretim alanlarının oluşturulmasına varıncaya kadar kenti kalkındıracak, ekonomik, sosyal ve kültürel yönden geliştirilecek ciddi projeler hazırlamış. Parlak geleceği hazırlayan, çağdaş ve güvenli bir kent yaratmaya çalışacağını açıklıyor. Müthiş bir zekâya sahip. Yolda sokakta karşılaştığı insanların birçoğunu tanıyor ve dertlerini biliyor.

 

Birlikte birkaç gün geçirdim.

Nama’ya gösterilen ilgiden etkilendim. Anadolu’nun çeşitli yerlerinden göçle gelen insanların kardeşi, ağabeyi ya da çocuğu olarak Sancaktepe’de kabul görmüş. Kime sorduysam “Bizim Özgen kazanır” diyorlar ve ekliyorlar “AKP’ye ders vereceğiz.” Anlaşılan ancak Özgen Nama’lar kazanırsa Türkiye’de hak hukuk ve adalet oluşabilecek!

 

https://www.birgun.net/haber-detay/bizim-ozgen-kazanir.html