Fikri Sağlar: Bir ülkede adalet olmazsa yaşam olmaz

Fikri Sağlar: Bir ülkede adalet olmazsa yaşam olmaz
23 Haziran 2020 10:21

Mersin’de dolaşıyorum. Rastladığım, konuştuğum kişilere nasılsın? diye sorduğumda tek bir kişiden bile “iyiyim” cevabını almadım.

 

 

Fikri Sağlar / Birgün

 

 

Esnafla dertleştiğimde bir tek esnaf işlerin iyi gittiğini söylemedi.

Köyde tek bir üreticinin halinden memnun olduğunu görmedim.

Dürüst iş insanları iflasın eşiğinde olduklarını beyan ederken adeta ağlıyorlardı! Yani yaşantısından memnun olan kimseye rastlamadım!

Aslında Mersin, potansiyeli yüksek, kültürel zenginliği olan, ticaret, tarım, turizm, bilgi ve teknoloji ile lojistik sektörlerinde çok önemli kaynaklara sahip bir kentti. Verimli toprakları vardı.

Antik çağın en zengin şehir devletlerine sahip olmuş, toprakları üzerinde milyonlarca insanın yaşamasını sağlayan en eski yerleşim yerlerinden biriydi. Kentte yaşayanlar son yıllara kadar mutlu ve refah içindeydiler… Ama artık yoksul ve mutsuz insanların yaşadığı kentlerden biri haline gelmiş! Çöküntü yaşayan ülke ekonomisi galiba en fazla Mersin’i vurmuş. Varlıkları giderek küçülen Mersin, artık hemşerilerine yeterli hizmeti sunamıyor.

Göç bir yandan, yapılan yönetimsel yanlışlar diğer yandan ama asıl önemlisi, AKP iktidarının yandaş kayıran, milletin kasasını boşaltan dahası gerçek sorunları çözmek yerine keyfi ve saray saltanatına hizmet eden anlayışı, tüm kentleri olduğu gibi Mersin’i de sıkıştırıyor.

Mersin nüfusunun yüzde 30’u emekli, diğer yüzde 30’u ise çocuk. Yani ekonomik hareketlilik geri kalan yüzde 40 aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu yüzde 40’lık iş gücünün yarısından fazlası da tarımda çalışıyor. Işin kötü yanı AKP ile birlikte tarımsal üretimde sürekli değer kaybediyor!

Son iki senedir iklimin değişmesi nedeniyle oluşan afetler, ürün rekoltelerini düşürdü! Narenciye, portakal, mandalina fiyatları son 10 yılda hep 40 kuruşta kaldı.

Bu durum ürününü pahalıya mal eden ama ucuza satan üreticiyi iyice yoksullaştırdı. Yoksul çiftinin çocukları topraktan ayrıldı. Ucuz iş gücü olarak sahillerde 1’inci sınıf tarım toprağını yok eden plansız, hesapsız inşaatlarda çalışmaya başladı.

Göç bir yandan işsizliği körükledi. Diğer yandan vasıfsız kişilerin uzmanlık isteyen işlerde çalıştırılması nedeniyle üretim düştü! Yaşadığı sorunlara ek olarak 300 bine yaklaşan Suriyeli sığınmacının Mersin’e yerleşmesiyle birlikte yeni ve ağır bir sorunla daha karşılaştı!

 

Yazının tamamını okumak için tıklayın