Feyzioğlu, sığınmacı Türkmen çocukları ile Anıtkabir’de

Feyzioğlu, sığınmacı Türkmen çocukları ile Anıtkabir’de
29 Ağustos 2017 10:22

Telaferli Türkmen çocuklar, Türkiye Barolar Birliği’nin ev sahipliğinde eğitim ve entegrasyon turlarına katıldı.

 

 

 

Bilun Çelik / Yeniçağ

Türkiye Barolar Birliği, Telaferli Türkmen çocuklara yaz okulu projesi kapsamında ev sahipliği yapıyor. TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun desteği ile proje kapsamında 13-18 yaş arası 40 Türkmen çocuğun, Türk toplumuna entegrasyonu amaçlanıyor.

 

 

Irak Telafer’de yaşanan iç savaş nedeniyle Türkiye’ye göç etmek zorunda kalan Türkmen ailelerin çocukları, Dolunay Derneği Topluluğu’nun projesi ve TBB’nin ev sahipliği kapsamında eğitim alıyorlar. Tarih, matematik, etkili konuşma, diş sağlığı ve kontrolleri, oyun hamurundan ve kilden obje üretimi gibi konularda eğitim alan Türkmen çocuklar, haftanın belirli günlerinde de Barolar Birliği’nin tahsis ettiği araçla Ankara’yı geziyorlar. İlk ziyaretlerini Anıtkabir’e gerçekleştiren Türkmen çocuklar, ziyaret sırasında duygulandıklarını belirtti.

 

 

ant

 

 

Projenin fikir sahibi Dolunay Derneği Koordinatörü Nazlı Ülger,  “Türkiye’de bulunan Türkmen kardeşlerimiz için neler yapabiliriz diye düşündük ve böyle bir projeye karar verdik” diye konuştu. Ülger şöyle devam etti: “Bunun en güzel yolunun eğitim olacağına karar verdik. Amacımız vereceğimiz eğitimlerle birlikte yaşadıkları travmalarını atlatmalarına yardımcı olmak. Türk topluma uyum süreçlerine de katkı sağlamak istiyoruz. TBB Başkanı Sayın Feyzioğlu da projemize destek oldu ve TBB’nin kapılarını bizlere açtı. Proje koordinatörlerimizden Bekir Reha Ulak, grup sorumlularımız Beyza Doğan, Kübra Aksoy, Cesur Kerimov, Nesrin Süngür ile birlikte projemizi yürütüyoruz.”

 

 

Türkmenlerin, Türkiye’de sığınmacı değil ev sahibi olduğunu ifade eden TBB Başkanı Metin Feyzioğlu da, şunları kaydetti: “Türkmenler bizim kökenimizdir, onlar burada sığınmacı değil ev sahibiler. Bu konuda yetkili makamların daha hassas davranması gerektiğine inanıyorum. Başka gruplara gösterilen ilgilinin kucaklamanın fazlasıyla Türkmenlere de yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu proje kapsamında biz şu anda 40 evladımıza ulaşabildik. Bu projenin örnek olacağını umuyorum. Orta Doğu’daki öz be öz varlığımız olan Irak ve Suriye’deki Türkmenler buraya geldiklerinde herhangi biri olarak düşünmesinler ana vatanına gelmiş gibi düşünsünler istiyoruz.”

 

 

Türkmen bir kız çocuğu ile yaşadığı diyaloğu da paylaşan Feyzioğlu, sözleri şöyle tamamladı: “Güzel mi güzel akıllı mı akıllı küçük bir kızımızın olduğu masaya gittim. Afiyet olsun diyerek hal hatır sordum. ‘Amca, benim ismim Halina, anlamını biliyor musun’ dedi. ‘Dünyanın en güzel prensesinin ismi sanırım’ dedim. Gözlerinin içi ışıldadı. Sonra o bir an parlayan ışıklar söndü ve yüreğime bir bıçak gibi saplanan şu cümleyi sarf etti: ‘Ama benim kimliğim yok.’ Yutkundum, dedim ki: ‘Senin kimliğin var, sen Türk’sün. Kimlik kartın yok. O da elbet çıkarılır.’  Türkmen ailelerle iletişimimizi devam ettireceğiz. Kimlik kartı ve sosyal yardıma ilişkin, çözülmemiş bazı sorunlar var. Bunların takipçisi olacağız.”