Feyzioğlu: Abdestinden şüphe etmeyenin namazından niye şüphesi olsun

Feyzioğlu: Abdestinden şüphe etmeyenin namazından niye şüphesi olsun
30 Mayıs 2015 19:03

TÜRKİYE Barolar Birliği (TBB) Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Adana ve Hatay’da silah taşındığı gerekçesiyle durdurulan MİT TIR’larındaki aramaya ilişkin görüntüleri yayınlayan basın kuruluşlarına soruşturma açılmasına tepki gösterdi. Feyzioğlu, “Abdestinden şüphe etmeyenin namazından niye şüphesi olsun?” dedi.

 

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Adana’daki Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı’nda ‘Cumhuriyet ve İnanç Özgürlüğü’ konulu konferans verdi. Feyzioğlu, gazetecilerin MİT TIR’ları ve Bank Asya’ya TMSF tarafından el konulmasıyla ilgili sorularını yanıtladı. TIR’ların içinde silah bulunduğunu söyleyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:

 

“Bu silahlar yurtdışında bir devlete uluslararası anlaşma kapsamında giden silahlar mıydı? Hayır. Nereye gidiyordu? Türkmenlere gitmediğini çok açıkça ifade ediyorlar, yolu farklı. O zaman IŞİD veya El Kaide, Nusra bağlantılı bir örgüte gittiği çok güçlü bir ihtimal. Peki bu terör örgütleri ne yapmakta bulundukları yerlerde? Kafa kesmekte, Alevi, Şiileri öldürmekte, köleleştirmekte, kadınları köle pazarlarında satmakta. O zaman bu silahları Türkiye’den yasadışı yollarla yurtdışına çıkarılması suç değil mi? Suç. O terör örgütlerinin işledikleri suç değil mi? Suç. Ona silah yardımı yapan suça iştirak etmiş olur mu? Olur. Peki burada bir hukukçu olarak hepimiz soruyoruz, tüm bunlar suç da bu silahları kime, nereye götürüyorsun diye sormak mı suç? Tüm bunları görmeyip de bunu halkı bilgilendirmek amacıyla haber yapan mı suçlu?”

 

‘KİMSENİN HAKKI YOKTUR’

 

Bu konuyla ilgili basına yasak getirilmesini tepki gösteren Metin Feyzioğlu, şunları kaydetti:

 

“Burada çok vahim bir olay var. Bu olayla ilgili halkın üstün menfaati bilgilenmek değil mi? Ne demek basın yasağı getirmek? Ne demek dosyayı halktan kaçırmak? Söz konusu bile olamaz. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, anayasaya, kanuna açıkça aykırıdır bu yapılan. Uluslararası mahkemelerde Türkiye’den bir tek kamu görevlisinin dahi insanlığa karşı suç işlemiş olmakla itham edilmesi ve suçlanması Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç görülmemiş şekilde bize darbe vurur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve milletimize darbe vurur, boynumuzu büker. Bunu hiç kimsenin yapmaya hakkı yoktur. Bu suçlamaları ört bas etme çabaları daha da büyük kuşkulara yol açmaktadır. Ben sayın Cumhurbaşkanı’nın çok sevdiği bir cümleyle cevap vereyim. Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde sıklıkla tekrarlardı bu nakaratı, ‘Abdestinden şüphe etmeyenin namazından niye şüphesi olsun?’ diye. Ben de soruyorum, bu TIR’lar yasal yollarla gidiyorsa, içindeki silahlar yasal bir amaçla kullanılacaksa, abdestinden şüphe etmeyen niçin namazından şüphe ediyor? Burada bir suçluların telaş hali mi vardır?”

 

BANK ASYA AÇIKLAMASI

 

TMSF tarafından Bank Asya’ya el konulmasını da değerlendiren Feyzioğlu, şöyle konuştu:

 

“İlk operasyonun da sıkıntılı olduğunu dile getirmiştik. Yıllarca bilinen bir durum gerekçe gösterilerek yıllar sonra ‘Ortaklık yapısını bildirmiyor’ diye Bank Asya’nın içine yönetime bilirkişileri koymak suretiyle ciddi bir denetim getirildi, fiilen bağlandı. Ardından da el konuldu. Maalesef yukarıdan verilen komutlarla kendilerinden olmadığını düşündükleri kim varsa onları bastırmak veya mali kaynaklarını kesmek, haber alma haklarını, özgürlüklerin insanların elinden almak gibi bir uygulama söz konusu. Doğruya doğru yanlışa yanlış demek zorundayız. Bank Asya’ya el konulması şartları örneğin 3 yıl önce yoktu da şimdi mi var? Varsa niye daha önce el konulmadı, yoktuysa niye bugün el konuluyor? Bir değişiklik yok çünkü. Tamamen siyasi iradenin, anayasaya göre sorumsuz olması gereken bir kişinin, kelimenin diğer anlamıyla sorumsuzluğu var.”