Fethullah Gülen elini hızlı tutmazsa;Tayyip, kendisinden çok acı intikam alacak

Fethullah Gülen elini hızlı tutmazsa;Tayyip, kendisinden çok acı intikam alacak
1 Haziran 2013 21:29

İnsanların hayattan bekledikleri bir yığın arzu ve emelleri olmasına rağmen ömürlerini sürdürdükleri birkaç ana ekseni kendilerinin esas yaşayış ilkeleri haline getirirler ve tüm gayelerini gerçekleştirmede bunları taşıyıcı kolonlar olarak kullanırlar.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Yani genetik faktörler başta olmak üzere ailesel ve çevresel koşullar her insanda çok güven duydukları farklı paradigmalar meydana getirirler.

Örneğin,kimi insan ”Sevgi”,”Bilgi”,”Saygı” kavramlarını hayatının taşıyıcı kolonları olarak kullanırken;kimi insan da ”Fiziksel kuvvet”,”Toplumsal kabul”,”Şık giyinme” gibi kavramların uygulamasını hayatının merkezine oturtur.

Böyle yüzlerce örnek verilebilir ve çeşitlemeler her insan için farklı sayılarda olmak üzere çoğaltılabilir.

Şimdi esas konumuza dönecek olursak şu soruyu sorarak başlamamız oldukça ufuk açıcı olacaktır.

Tayyip Erdoğan’ın hayatının esas taşıyıcı kolonları nelerdir?

AKP’nin ta kurulmadan önceki süreçte yerini almış biri olarak ki,diğerleri inkar edecekleri için en yakın tanığım Abdullatif Şener’dir; parti kurulduktan sonra Erzurum ilk kurucu il başkanlığı ve daha sonra 2002 seçimlerinde milletvekili seçilmiş olmam nedeniyle çeşitli vesilelerle Tayyip Erdoğan’ı gözlemleme ve aldığı kararlar nedeniyle,bu kararları dayandırdığı etkenleri yorumlayarak kendisini çok iyi tanıdığımı sanıyorum.

Tayyip Erdoğan hayatını ve gerçekleştirmek istediği emel ve arzularını üç taşıyıcı kolon üzerine kurmuştur ki,bunlar aynı zamanda zevkinin doruk noktalarıdır.

Bunlar; ‘’Para’’,’’İntikam’’ ve ‘’İnsanları korkutacağı GÜÇ’’tür.

Erdoğan bütün hedeflerine bu üç taşıyıcı kolonları kullanarak varmak istiyor ve bugüne kadar da bu konuda gayet başarılı olmuştur ama bu sonsuza kadar elbette ki devam etmez.

Örneğin, Erdoğan’ın karakteristik ahlaki yapısında başka insanlar için sevgi,saygı,fedakarlık,diğergamlık,hakşinaslık,adalet duygusu,acıma hissi,vicdani rahatsızlık vs,bunları çoğaltabiliriz asla bulamazsınız.

Onun taparcasına bağlı oldukları taşıyıcı konular, tekrar edecek olursak para,intikam ve insanları korkutup narsist kişiliğine zoraki saygı gösterilmesini isteyeceği her çeşit güçtür ki,Rahmetli Üstad Necip Fazıl’ın,zamanında bir başka siyasi lider için söylediği tanımla o da bir ‘’Kibir Heykeli’’dir.

Bu yazıdaki konumuz elbette Erdoğan’ın patalojik ‘’İntikam’’ duygusudur.

Şimdi size bir anekdot anlatmak istiyorum.

22.dönemde beraber milletvekilliği yaptığımız,çok daha önceleri Tayyip Erdoğan ile samimiyet kurmuş olan AKP İstanbul milletvekili olan bir hanımefendi ‘’Tayyip Bey hapisten çıktıktan sonra bir gün akşam eşimle birlikte kendisini ziyarete gittik ve sohbet koyulaştı,sabah namazına kadar oturduk.Söz döndü dolaştı kendisinden hemen sonra ‘Belediye Meclisi’ kararı ile belediye başkanı olan Ali Müfit Gürtuna’ya geldi ve Tayyip Bey ‘Benden sonra Belediyeyi teftiş eden müfettişlere çeşitli dosyaları teslim eden Ali Müfit’i asla affetmeyeceğim,ben affetsem bile mezarda kemiklerim affetmez’ dedi.Bunun üzerine eşi Emine Hanım,Tayyip Bey’e dönerek ‘Sen affetsen bile ben affetmem’ dedi’’ konuşmalarından bir kesiti anlatarak yakınında bulunan birçok siyasetçinin de keşfettikleri gibi yıldızlara varan yükseklikte ‘’İntikam’’ duygusuna sahip olduğunu göstermektedir.

İnsanlar günlük hayatlarında birbirlerine karşı genellikle maskeler kullanarak gerçek niyetlerini asla dışarı yansıtmazlar.

Ama iki şey insanları tanımamız için kesin ayraçtır.

Bunlardan biri kızgınlık,sevinç,heyecan,korku vs,gibi çeşitli olağanüstü durumlarda insanların üst veya alt bilinçlerinden ağızları yolu ile dışarı çıkan sözler ve konuşurken gerçek niyetlerini saklamaya fırsat vermeyen her çeşit beden dilleridir.

İşte yukarıda bir başkasından naklen anlattığım olay Erdoğan ve eşi Emine Hanım’ın ne kadar yüksek dozda ‘’İntikam’’ duygularına sahip olduklarını çok açık olarak sergilemektedir.

Ailece hayat eksenleri ‘’İntikam’’a dayanır.

Şimdi başka bir anekdot anlatayım size.

Yıl 2003 Ağustos ve Erdoğan’ın başkanlığında çok kalabalık bir heyetle seçim bölgem Erzurum’dayız bir vesileyle.

Tabii ki, Emine Hanım’da eşi ile birlikte.

‘’Palandöken’’e çıkarken daha önce benim il başkanlığım döneminde, yönetim kurulumda da bulunan bir AKP il yönetim kurulu üyesi hanımefendi Emine Hanım’a arabada eşlik etmiş ve daha sonra aralarında geçen bir konuşmayı bana anekdot olarak şöyle anlattı:’’Emine Hanım’a,bu başörtüsü meselesini Tayyip Bey halledecek mi diye sordum,bana cevaben ‘hem halledileceğini hem de bize(dindarları kastediyor) yaptıkları kötülüklerin rövanşını alacağız’ dedi’’.

Anlattığım bu iki anekdot Tayyipler’in çok yüksek intikam duygularına sahip olduklarını göstermekle birlikte aradan geçen 10 yıl içerisinde başta Türk Milleti’nin onur ve şerefi olan ‘’Türk Silahlı Kuvvetleri’’ olmak üzere milliyetçi,Atatürkçü,aydın yurtseverlerden nasıl rövanş aldıklarına hep birlikte tanık olduk.

‘’Türk Ordusu’’nu öyle darmadağın etti ki;namusumuzu,canımızı,malımızı ve topraklarımızı koruyacak komuta gücü kalmadı.

Şundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın ki,bir ‘’Rövanş Şampiyonu’’ olan Tayyipler,kendilerini dinlediklerini iddia ettikleri ‘’Cemaat’’ mensuplarını ve özellikle liderleri Fethullah Gülen’i cezalandırmak için elinden gelen her şeyi yapacaktır.

Tayyip yemek istediği avına çok dikkatli ve sinsice yaklaşır,fırsatını bulduğu anda okun yaydan fırladığı gibi  üstüne fırlar ve oracıkta hemen boğazına sarılarak işini bitirir.

Geçenlerde ‘’Cemaat’’e mensup 15 kadar üst düzey emniyet müdürünün görevlerinden alınarak kızağa çekilmesi gelecekte kendilerine uygulayacağı rövanşın en önemli emaresidir.

Şundan kesinlikle eminim ki,’’Cemaat’’ın arşivinde Tayyip Erdoğan’ı çökertecek her çeşit belge,bilgi,dudak ısırtacak boyutta ses ve görüntü kasetleri bulunmaktadır.

Tayyip Erdoğan bu tehlikeli belgelerin varlığından haberdar olduğu için ‘’Cemaat’’a karşı çok dikkatli olarak hareket etmekte ‘’Bir ileri,iki geri’’ taktiğini uygulamaktadır.

Ama öyle bir zaman dilimi gelebilir ki, Fethullah Gülen,Tayyip Erdoğan’a karşı hareket etme fırsatını yitirebilir ve her şey ayağının altından bir halı gibi kayıp gidebilir.

Bu nedenle,çeşitli haller bakımından Fethullah Gülen’i, Tayyip Erdoğan’la kıyaslamayı bir vicdan cezası olarak kabul ederim ki,d erhal harekete geçilmesi gerekir.

Yani Türk ve Türklük karşıtı Tayyip Erdoğan’dan bu Büyük Millet’in kurtulması için eldeki belgelerle çökertilmesi hem ‘’Türkiye’’’yi hem de ‘’Cemaat’’i bu bedbaht adamın elinden kurtaracaktır.

Cemaat ya elini çabuk tutar ya da telef edici rövanş kapıdadır.

Zalim bir kral yıkılırken atılan tekme hem daha kurtarıcı hem de daha zevklidir.

MEYDANLARA BİR MİLYON KİŞİ YIĞMAYAN NAMERTTİR

BOP Eşbaşkanı ve Haçlı-Hıristiyan işbirlikçisi Recep Erdoğan,korku belasından olacak ki,Kılıçdaroğlu’na hitaben ‘’Kılıçdaroğlu miting yapacakmış;halkı tahrik etmesin,onun yüz bin kişi toplandığı yerde ben bir milyon kişi toplarım’’ demiş.

Beyefendi gücün yetiyorsa topla bakalım,toplamayan namerttir ve senden korkan senin gibi olsun;yurtseverler olarak hodri meydan diyoruz.

Ve şunu çok iyi biliyoruz ki, Türk Milleti’ni ayakları altına almak isteyen bir zihniyet sahibi behemahal yine Türk Milleti’nin ayakları altında hamam böcekleri gibi ezileceklerdir.

Korkak adam,sende eğer nokta kadar yiğitlik olsa sosyal medya ağlarını bugün itibariyle kesmezdin.

Ben de tüm Atatürkçü yurtseverlere buradan sesleniyorum;elinizdeki tüm iletişim olanakları ile herkesi bu hükümet istifa edinceye kadar meydanlara davet edin.

Bir milletin ihanet eden yöneticilere karşı en büyük gücü ‘’Şehir Meydanları’’dır.

Buralar zalim iktidarların korku alanlarıdır.

ABD işbirlikçisi ve taşeronu Recep Efendi neden bugün itibari ile ‘’Sosyal Medya’’ bağlantılarını kesti sanıyorsunuz.

Şundan hiç şüpheniz olmasın ki,’’Taksim Meydanı’’nın bir ‘’Tahrir Meydanı’’ olmaması için bunu yaptı.

Ulan neyi kesersen kes,Türk Yargısı önünde yargılanıp Türk Milleti’ne yaptığın kötülüklerin ve ihanetlerin bedelini en ağır şekilde ödeyeceğinden artık adım gibi eminim.

Allah’ın hayırsız işi yoktur;bu olaylar ‘’Gezi Parkı’’ için çıktı ama bundan sonra kartopu gibi büyüyecek ‘’Ergenekon’’,’’Balyoz’’ ve ‘’Türk Milleti’’ ile ‘’Türk Vatanı’’nın bölünmesi için ‘’PKK Terör Örgütü’’ ile görüşmelerin hesabını sormak içinde yapılacaktır.

‘’Hükümet tarafından hakları çiğnenen bir millet direnme hakkına sahiptir’’ ilkesi medeni dünyanın kabul ettiği bir meşruiyettir.

Türkiye’de artık bir demokratik halk hareketi başlamıştır ve suçlular demokratik yöntemlerle mahkeme karşısına çıkıncaya kadar devam edecektir.

Ayrıca şunu da hemen belirteyim ki,ABD işbirlikçisi ve taşeronu Recep istifa etmemiş bu demokratik halk hareketi asla durmayacaktır.

Tüm halkıma sesleniyorum ki, BOP Eşbaşkanı ve Türk karşıtı Recep’i çok iyi tanıyan birisi olarak kendi kurtuluşu için bu adam 75 milyon insanımızı gözünü kırpmadan feda etmekten asla çekinmez.

Bu nedenle Millet olarak ya biz gideceğiz ya da Türk’ü yok sayan Recep gidecek.

İşimizi sonuçlandırıncaya kadar demokratik eylemlerimize tam gaz devam.

Türk geleneğinin gereği olan ‘’Ya devlet başa ya kuzgun leşe’’ sözünü bir daha anımsatıyorum.

‘’Şehir Meydanları’’ ve ‘’Sosyal Medya’’nın başından hiç ayrılmamalıyız.

Ta ki,hedefe ulaşıncaya kadar.

Halkın gücü karşısında BOP’un uzatmalı çavuşu Tayyip’in gücü örümcek ağı gibi çok zayıf,yani yok hükmündedir.

Yeter ki, biz gücümüzün farkında olalım.


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!