Evlilikte zinaya hapis cezası yeniden getirilmelidir

Evlilikte zinaya hapis cezası yeniden getirilmelidir
31 Ocak 2020 16:49

AKP iktidarı döneminde hırsızlık, yolsuzluk, devlet ve millet malını talan, kanunsuzluk, darp, cinayet, kadına şiddet olayları zirve yaptığı gibi, her türlü ahlaksızlık,, namussuzluk, taciz ve tecavüz olayları da maksimum derecede pervasızca artmıştır.

 

 

Dr. İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

 

Bu bağlamda bugünkü makalemde evlilikte zirve yapan zina olaylarını ele almak istiyorum.

 

 

Bir süreden beri bir televizyon kanalında hafta içi her gün yayınlanan bir izlencede(program) özellikle evlerinden kaçan kızlar, karı-koca arasındaki geçimsizliğe dayalı şiddet olayları, eşlerden birinin ya çocuklarını alarak veya yaşadığı evde bırakarak kaybolup sırra kadem basmaları ve eşlerini aldatan kadınlar ile erkeklerin nikahlı oldukları halde kaçarak karşı cinsten başka birisi ile zina ederek yaşam sürmelerini ibretle görmekteyim.

 

 

Bu izlencede edindiğim en açık intiba AKP iktidarı döneminde ahlaki değerlerin içinin hunharca boşaltıldığıdır.

 

 

Özellikle karısı sırra kadem basarak bir adamla kaçan kocaların hali içler acısı.

 

 

Nasıl mı?

 

 

Adam kaçan karısının bulunması için ilgili televizyon yayınına müracaat ediyor ve başından geçenler anlatırken kadının ve kaçtığı herifin adları ile birlikte fotoğrafları yayınlanıyor, gelen ihbarlar sonucunda adresleri saptanıyor.

 

 

Nikahsız olarak yaşayan bu iki sapkın önce canlı yayında söz haklarını kullanıyorlar, sonra da izlenceye utanmadan, yüzleri kızarmadan bir veya iki gün sonra katılıyorlar.

 

 

İşin trajikomik tarafına bakın ki yayında bir tarafta kaçan karının kocası, diğer tarafta ya tek başına kaçan kadın veya kaçtığı adamla birlikte oturuyor.

 

 

Birbirlerine kıyasıya sözel saldırıda bulunuyorlar.

 

 

Maalesef ki evli kadını kaçıran ahlaksız sapkın karısını kaçırdığı adama her türlü küfür ve hakareti yapıyor, pervasızca başat çıkıyor.

 

 

Adama niye kaçırdın diye sorduklarında seviyorum yanıtını veriyor.

 

 

Kaçan karı da seviyorum yanıtını veriyor.

 

 

Gırla giden küfürler arasında bipleyemedikleri küfürler arasında bir sapkın adamın karısını kaçırmış ama yine de ona pezevenk gibi çok ağır hakaretler ediyor.

 

 

Çok afedersiniz ama aylardır hem adamın nikahlı karısını düzüyor, hem de ona çok ağır küfürler savuruyor.

 

 

Genellikle televizyonun avukatı tarafından sağlanan hukuksal yardımla anlaşmalı boşanma sağlanıyor ama ortada kalan çocuklar ve boşandıktan sonra onu kaçıran herifin kadını satması ve çirkin emellerinde kullanması işin çok acı toplumsal boyutlarından oluyor.

 

 

Evlilikte zina olayları o kadar acı tablolar sergiliyor ki yakın geçmişte izlediğim bir izlencede evli karı kocanın iki çocuğu da yapılan DNA testlerinde resmi kocasına ait olmadığı meydana çıktı ve kadının kimin olabileceğine dair verdiği yani cinsel birliktelik yaşadığı erkeklere ait bile çıkmadı.

 

 

Düzinelerce olan bu evlilikteki zina olayları sadece medyaya yansıyanlardır.

 

 

Utanma ve toplum içinde dışlanma korkusu ile yansımayanlar elbette çok yüksek boyuttadır.

 

 

Tüm bunların sebebi evlilikte zinaya hapis cezasının olmamasıdır, daha doğru bir ifade ile AKP iktidarı döneminde bu hapis cezasının kaldırılmasıdır.

 

 

Evlilikte zina çok önemli bir boşanma nedeni ama maalesef ki hapis cezası bulunmamaktadır.

 

 

Evlilikte zina cezası AB uyum yasaları çerçevesinde AKP iktidarı tarafından kaldırılmıştır.

 

 

O dönemde-22.Dönem-ben TBMM üyesi olarak bu maddeye düşündüğüm nedenlerden doları ret oyu verdim.

 

 

Neden bu maddeye ret oyu verdim?

 

 

Öncelikle şunu belirteyim ki yasalar çıkarken hukuk felsefesi ile birlikte toplumun sosyolojik yapısı, adet ve gelenekleri ile din baskısı gözönünde bulundurulmalıdır.

 

 

Bilgi düzeyi çok yüksek, yargının milimetrik hesaplarla çalıştığı, ekonomik düzeyi yüksek, dinsel baskıların olmadığı, ahlaksal normların ve demokrasinin tam anlamıyla yerleştiği AB ülkelerinde evlilikte dahil zinaya hapis cezası olmayabilir ama biz de durum tamamen farklıdır.

 

 

Biz de bilgi toplumun bilgi düzeyi çok düşük, kör topal işleyen yargı sarayın güdümüne girmiş, yoksulluk dizboyu, yazının girizgahında belirttiğim gibi her türlü ahlaksızlık zirve yapmış ve demokrasiden uzak toplumsal bir yaşantımız bulunmaktadır.

 

 

Şimdi işin sosyolojik çok önemli bir boyutunu ele alalım.

 

 

Bilindiği gibi Müslüman bir toplumuz ve İslam dininde zina en büyük suç olarak vasıflandırıldığı gibi, karşılığında da ta ölüme varacak ağır cezalar verilmektedir.

 

 

Türk toplumunda bilinç ve bilinçdışılık bu şekilde oluşmuştur.

 

 

Bu da yüzyıllarca Türk toplumunda çok ağır dinsel baskılar oluşturmuştur.

 

 

Sosyolojiden biliyoruz ki toplumun üzerinden her türlü baskıyı kaldırdığınız zaman baskıdan bunalan beyinler aniden saldırıya geçer ki bunları bağlarını koparıp kaçan saldırgan boğalara benzetiyorum.

 

 

Türk toplumunun kahir ekseriyetini(büyük çoğunluk) teşkil eden ahlaklı ve uygar kesimini tenzih ederek diyorum ki, AB uyum yasaları çerçevesinde zina ve evlilikte zina suç olmaktan çıkıp hapis cezaları kaldırılınca toplumun çöplük insanları evliliğe sadakat ilkesini hiçe sayarak kaçtılar veya kaçırıldılar.

 

 

Kaçıran erkeklerin hepsi çeşitli suçlardan sicilleri bozuk, sabıkalı erkekler ki bunlar sadece evli kadınları değil, işin ekonomik boyutu olarak para sezdikleri evlenmemiş kızları da kaçırarak nice ocakların yıkılmasına sebep oluyorlar.

 

 

Hadi evlilik olmadan yapılan zinayı suç olmaktan çıkarıp hapis cezasını kaldırdınız ama evlilikteki zina hadiselerinden hapis cezasını kaldırmak gerçekten Türk toplumu için bir faciadır.

 

 

Evlilikte zina olayları maalesef ağır cehaletten dolayı olmaktadır.

 

 

Bunu yukarıda bahsettiğim televizyon izlencesinde çok açık olarak görmekteyiz ki kaçan evli kadınların ve bunları kaçıran evli veya bekar erkeklerin tamamı zırcahil.

 

 

Yine maalesef ki kaçan evli kadınların tamına yakını başörtülü, kaçıran erkeklerin ise bıyıklı olduklarını görmekteyiz.

 

 

Bu kaçma kaçırma olaylarında hiç olmazsa, ortada kalan çocuklara başörtülü anneler ile bıyıklı babaların daha merhametli, şefkatli ama açık baş anneler ile bıyıksız babaların merhametsiz, zalim olduklarını karikatürize eden kitapları MEB müfredatına sokan Bakan Ziya Selçuk’a ithafen kapak olsun ve vakit buldukça bu programı izleyerek gerçekleri bir görmesini öneririm.

 

 

Zina eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken karşı cinsten biri ile isteyerek cinsel münasebette bulunmasıdır.

 

 

Bugünkü medeni kanun zinanın boşanma sebebi olabilmesi için gerek kadının, gerekse kocanın bir defa evlilik dışı cinsel münasebetini yeterli görmektedir.

 

 

Zina yukarıda kaydettiğimiz gibi boşanma sebebi olmakla birlikte hapis cezası bulunmamaktadır.

 

 

Halbuki bundan önceki 765 sayılı eski Ceza Kanunu’nda zina fiilini işlemek suç olarak nitelendirilmiştir.

 

 

Bu kanunun 440.Maddesi:’’Zina eden zevce hakkında üç aydan otuz aya kadar hapis cezası tertip olunur. Zevcenin bu fiiline şerik olan kimse hakkında dahi aynı ceza uygulanır.’’

 

 

Bu kanunun 441.Maddesi:’’Karısıyla birlikte ikamet etmekte olduğu hanede , herkesçe bilinen surette başka yerde karı koca gibi geçinmek için nikahsız kadın tutmakta olan koca hakkında üç aydan otuz aya kadar hapis cezası hüküm olunur.’’

 

 

Bu eski kanuna göre evli kadının evli veya bekar fark etmez herhangi bir erkekle bir defa zina etmesi hapis cezası alması için yeterli görülmüştür. Onunla zina eden erkek te aynı miktarda hapis cezasına çarptırılır.

 

 

Dikkatimi çeken husus şu ki programa sürekli olarak katılan bir avukat hanım kaçan evli kadınlara ‘’Eski kanunda zina fiiline üç aydan otuz aya kadar hapis cezası veriliyordu, bu kanun bugün yürürlükte olsa kaçar mıydın?’’ sorusuna hep ‘’hayır kaçmazdım!’’ yanıtını aldı.

 

 

Aile bir milletin birliğinin en temel gücüdür.

 

 

Bu nedenle aileyi Türk toplumunun gerçeklerine uygun olarak korumak zorundayız.

 

 

Milletimizin bekası için AB’nin bazı umdeleri bizi hiçbir şekilde ilgilendirmez.

 

 

Evlilikte zinadan hapis cezasını kaldırırsanız her toplumda, hele dinsel baskılardan kurtulmuş toplumlarda insan şeklindeki yılanlar, çıyanlar, tilkiler, çakallar, sırtlanlar vs. yabanıl(vahşi) hayvan sürüleri saf ve cahil beyinlere girerek şimdi olduğu gibi nice ocakların yıkılmasına neden olur.

 

 

Türk toplumunda yaşayan ve sayıları hiç de az olmayan pislik sürüsüne asla fırsat verilmemelidir.

 

 

Bu bağlamda eski ceza kanunu yeniden biraz daha ağırlaştırılarak evlilikte zinaya hapis cezası getirilerek insanların haysiyeti ve birliğimizin temeli aile ile birlikte geleceğimizin teminatı çocuklarımız korunmalıdır hiçbir ahlaki değer taşımayan bu namussuzların şerrinden.

 

 

Bunu yapmak Recep Erdoğan ve AKP’nin Türk toplumuna ödeyeceği bir diyettir.

 

 

Çünkü evlilikte zinaya hapis cezasını kaldırarak tüm ahlaki değerlerimizin içini boşaltan AKP’ bizzat kendisidir.

 

 

Evlilikte zinaya yeniden hapis cezası getirerek bu ağır günahına kefaret ödemesi gereken de yine Recep Erdoğan ve AKP’dir.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!