Eskişehir’deki vahşetin sebepleri Meclis’e taşındı!

Eskişehir’deki vahşetin sebepleri Meclis’e taşındı!
6 Nisan 2018 13:16

Türkiye’yi büyük bir üzüntüye boğan Eskişehir’deki katliamın ardından pek çok soru işareti oluşurken, akademide yaşanan bu travmaya neyin sebep olduğu sorusu gündeme geldi. Saldırganın muhbirlik yapan ve öğretim üyeleri hakkında FETÖ’cü iftiralarında bulunan bir akademisyen olduğu iddialarının ortaya atılması ise yaşanan travmada OHAL ve OHAL KHK’larının etkisini de tartışmaya açtı.

 

 

“Akademik camiada yaşanan bu sürecin baştan sona değerlendirilmesi önemlidir” diyen TBMM Eğitim Komisyonu üyesi CHP’li Dr. Ceyhun İrgil, konuyu Meclis’e taşıdı. İrgil; üniversitelerde bozulan akademik barışın yeniden sağlanabilmesi, bu akademik barışı bozan unsurların belirlenebilmesi, üniversite yönetimlerinin baskıcı ve ayrımcı tutumlarının sürece olan etkisinin incelenmesi, OHAL’in ve OHAL KHK’larının üniversitelerde yarattığı sorunların ortaya çıkarılması için Meclis’te bir araştırma komisyonu kurulmasını önerdi.

 

 

KAÇIP KURTULAMAYACAKLAR

 

 

“KHK’lar ve OHAL’i fırsat bilen bazı akademik çevreler bu süreci ihbar, iftira ve karalamalarla zehirlediler. Bu katliam da OHAL ve KHK’lar ile zehirlenmiş akademik ortamın sonucudur” diyen CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, şöyle devam etti:

 

 

“OHAL fırsatçılığı ve ihbar furyası ile birbirinin kuyusunu kazan, kendine yer edinmeye çalışan, daha üst makamlara yaranmak için neredeyse yarışan akademisyenlerin bu performansı ile binlerce akademisyen soruşturma geçirdi, açığa alındı, ihraç edildi hatta hapse atıldı. Hala soruşturmaları sürenler var. Çalışma arkadaşlarının felaketi ile üzerine basarak yükselmeyi ve yerini sağlamlaştırmayı amaçlayan bu ‘akademik sürüngenler’ zannettiler ki, iktidar rüzgârı ile yelkenlerini dolduracaklar. Oysa bu iklimden kimse kaçamaz, kurtulamaz.”

 

 

İhbarcıları, yandaşları, suskunları ve kifayetsizleri koruyanlara da dikkat çeken İrgil, “Makamını ve kariyerini korumak için duymaza yatanların, ‘kendinden başka derde empati kurmayan’ yöneticilerin, başka bir akademisyenin felaketi ve alçalması ile yükseleceğini zanneden fırsatçıların, yaşananları bildiği halde korkudan vicdanı içine kaçanların hiç mi sorumluluğu yok?” dedi.

 

 

OHAL TÜRKİYESİNDE AKAMEDİK SORUNLAR

 

 

CHP’li İrgil, hazırladığı Meclis Araştırma Önergesinin gerekçesinde ise şu ifadelerde bulundu:

 

 

“5 Nisan 2018 tarihinde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde bir araştırma görevlisi, aralarında dekan yardımcısının da bulunduğu; Mikail Yalçın, Fatih Özmutlu, Yasir Armağan ve Serdar Çağlak isimli 4 öğretim üyesini öldürüp, 3 kişiyi yaraladı. Saldırganın, öldürdüğü kişiler hakkında daha önce FETÖ’cü olduklarına dair şikayette bulunarak dava açtırdığı, başka pek çok öğretim üyesi hakkında da FETÖ ihbarında bulunduğu ve kimilerinin ihraçla, kimilerinin ise adli kovuşturmayla karşılaştığı soruşturmaların müsebbibi olduğu iddia edildi. Bu iddiaların doğruluğu yapılacak yargılama sürecinde ortaya çıkacaktır ancak Eskişehir’de yaşanan bu vahşetin altında yatan sosyolojik ve psikolojik nedenler gözardı edilmemelidir.

 

 

Bilinmektedir ki, 15 Temmuz 2016 sonrası başlayan OHAL Türkiyesi’nde, özellikle yükseköğretim kurumlarında büyük ve ciddi sarsıntılar yaşanmıştır. OHAL KHK’larıyla zemini hazırlanan bu dönemde, özellikle üniversitelerde akademik barış bozulmuştur. Muhbirlik ve ihbarcılığın prim kazandırdığı, iftirayla sevmediklerini karalama kolaycılığının baş tacı edildiği bu dönemde, üniversitelerde büyük bir hukuksuzluğun yaşandığına tanıklık edilmiştir. Bu ihbar, iftira ve hukuksuzluk can da almıştır; İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde FETÖ’cü denilerek açığa alınan Hasan Orhan Çetin kendisine atfedilen suçlamaya dayanamamış, hastanenin onuncu katından atlayarak intihar etmiş ve bir ay sonra suçsuz olduğu ortaya çıkmıştır.

 

 

Ülkenin her yanında hissedilen, devletin en üst makamında bile “At izi it izine karıştı” cümlesiyle dönemi özetleyen bu duruma neden olan etmenler dünden bugüne çok değişmese de, yarattığı sonuçlar OHAL’in devam etmesi ve sürecin değişkenleri göz önüne alınarak irdelenmelidir. Aksi halde dün Eskişehir’de yaşanan vahşet, yarın bizi bir başka üniversitede daha farklı bir olayla karşı karşıya bırakabilir.

 

 

Üniversitelerde bozulan akademik barışın yeniden sağlanabilmesi, bu akademik barışı bozan unsurların belirlenebilmesi, üniversite yönetimlerinin baskıcı ve ayrımcı tutumlarının sürece olan etkisinin incelenmesi, OHAL’in ve OHAL KHK’larının üniversitelerde yarattığı sorunların ortaya çıkarılabilmesi amacıyla, Anayasanın 98 inci, TBMM İçtüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri uyarınca Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.”