ÇED olumlu raporu verilen Eskişehir’deki Murat Dağı’ndaki siyanürlü altın madeni projesine karşı çevre örgütlerinin ve belediyelerin müdahil olduğu iptal ve yürütmeyi durdurma davasında Kütahya İdare Mahkemesi, keşif ve bilirkişi incelemesi yaptı. Bilirkişi incelemesi için alana CHP ve İYİ Parti milletvekilleri ile çok sayıda çevreci katıldı. Bilirkişi ekibini taşıyan minibüs çevrecilerin yanından geçerken vatandaşlar tarafından yuhalandı. Projeyi yapacak maden şirketinin ise Turgut Özal’ın yeğeni Bahattin Özal’ ait olduğu iddia edildi.

 

 

 

Türkiye’deki su kaynaklarının yüzde 40’ının doğduğu ve birinci derece deprem bölgesi olan Eskişehir’deki Murat Dağı’nda altın ve gümüş madeni çıkartılması planlanıyor. Maden projesinin hayata geçirilmesi durumunda içme ve yeraltı sularının yok olacağı ve bölgede kuraklığın baş göstereceği iddia ediliyor. Bölge halkı tarafından ÇED raporuna karşı açılan iptal davası için, Kütahya İdare Mahkemesi keşif ve bilirkişi incelemesi yaptı. Karaağaç köyünde yaşayan köy sakinleri ve çevreciler siyanürle altın aranmasına karşı olduklarını belirterek, ‘Murad’ınıza eremeyeceksiniz’, ‘Murat Dağı meselesi memleket meselesi’, ‘Ferhat da dağları deldi ama Şirin için’, ‘Doğanın talanına, madenci yalanına, Murat Dağı düşmanına dur de’ yazılı pankartlar açtı.

 

 

“BİLİRKİŞİ, ALTI MI ÜSTÜ MÜ DEĞERLİ TESPİT EDECEK”

 

Gediz Nehri Havzası Çevre Koruma Derneği Başkanı Süleyman Özdemir, bilirkişinin 235 hektarlık alanı inceleyeceğini belirterek, “Bilirkişi, bir anlamda Murat Dağı’nın altının mı, yoksa üstünün mü değerli olduğuna karar verecek. Eğer bu altın madeni açılırsa, önce ormanlarımız yok olacak. Çünkü maden demek on binlerce ağacın kesilmesi demek. Binlerce ton dinamit ile dağın un ufak edilmesi ve bereket fışkıran dağın ölüm çukurlarına dönmesi demek. İklimin değişmesi, su kaynaklarının kuruması, bereketli ovaların çölleşmesi demek. Birileri dağı yok edip, altını alıp gittikten sonra burada kalacak milyonlarca ton arsenikli, civalı çöp olmuş toprak, soframızdaki ekmeğe ve domatese, dalındaki meyveye kadar her şeye zehrini akıtacak” diye konuştu.

 

 

 

“HEM KULLANMA HEM IÇME SUYUNU ÜRETMEKTEDIR”

8 Mayıs 2019’da bir olumlu ÇED raporu olduğunu belirten CHP Uşak Milletvekili Özkan Yalım, “Bizler 30 gün içerisinde köy muhtarımızla, ÇED iptali için dava açtık. Bilirkişi de gelip keşif yaptı. Burası 8 Ege ilinin, hemen yanımızdaki Eskişehir’in arkamızdaki Afyon’un hemen arkamızdaki Bolu, Bilecik’e kadar bölgenin özellikle Menderes havzasının hem kullanma hem içme suyunu üretmektedir” ifadelerini kullandı.

 

 

“DEPREM BÖLGESİNDE ALTIN ARANACAK”

CHP Kütahya Milletvekili Fazıl Kasap da Gediz ilçesinin deprem bölgesi olduğunu ifade ederek, “Murat Dağı, İsviçre Alpleri’nden daha güzel bir belde. Murat Dağı aynı zamanda kış turizminin aynı zamanda termik turizmin olduğu, endemik bitkilerin olduğu, yılkı atlarının olduğu, bin 400’lü yıllarda yapılmış su sarnıçlarının olduğu bir bölge. Burası Gediz, deprem bölgesi. Depremle birlikte bu siyanür havuzlarının patlamayacağı ne malum. Buranın o patlamalardan etkilenmeyeceği ne malum. Siyanürden zehirlenme oranı ve kanser oranı artacak. Burada binlerce, milyonlarca ağaç yok edilecek. Bu katliama hep birlikte dur diyeceğiz. Sonuna kadar halkın yanındayız” şeklinde konuştu.

 

 

“SİYASİ GÖRÜŞ FARK ETMEDEN BİRLİK OLMALIYIZ”

İYİ Parti Ankara milletvekili Şenol Bal, “Milletin cebi para dolacak diye, rantçılar zengin olacak diye, talan ekonomisi böyle gidecek diye biz millet olarak hangi siyasi görüşten olursak olalım birlik olmak zorundayız. Biz hep birlikte bu gidişe dur demek zorundayız” dedi.

 

 

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü de, “Ne yazık ki bir turizm cenneti olabilecek bir bölgedeyiz. Burası aslında bir kayak merkezi ve termal turizm merkezi. burayı mahvedecekler. Buradaki sular büyük Menderes, Gediz ve Sakarya Havzası’nda suyun geçtiği verimli bir bölge. Burada altın madeni açılması halinde ne yazık ki burası talan olacak. Bütün zehir saçılacak” ifadelerini kullandı.

 

 

 

Kaynak: Kemal ATLAN / Eskişehir/SÖZCÜ

Eskişehir’deki Murat Dağı’nın kaderi bilirkişiye bağlı