Eşbaşkan Başbakan

Eşbaşkan Başbakan
11 Kasım 2011 13:42

“One Minute” çadır tiyatrosundan sonra Arap ülkelerinde şiddetli bir Recep Tayyip Erdoğan propagandası, buna bağlı olarak da hayranlığı pompalandı.


 


 Öyle ki Araplar ellerinde RTE posterleri, sırtlarında RTE tişörtleri ile dolaşmaya başladılar. Kimi Arap liderler Sayın Erdoğan’a barış ödülü verirken (Kaddafi) kimisi onunla ortak bakanlar kurulu toplantıları düzenliyordu.(Beşar Esad). Bizim yandaş medya da bunları yağlayıp ballayıp rahat lokumu gibi Ortadoğu’da lider olduk diye halkımıza yutturuyordu.



Derken sırasıyla, Tunus, Mısır, Libya ve Suriye’de bir fırtına esmeye başladı. Yer yerinden oynuyor, Arap Arap’ı, Müslüman Müslüman’ı boğazlıyor, bu ülkelerde yönetim karşıtı gösteriler isyana dönüşüyor, yönetimler bir bir değişiyor ve bu ülkeleri en sık ziyaret eden de bizim Dışişleri Bakanımızla Başbakanımız oluyordu. Bunlar öyle ziyaretler ki Bakanımız isyancıların mitinginde konuşuyor, Başbakanımız örtülü ödenekten isyancılara harçlık veriyordu. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki Arap ülkelerinde propaganda ile oluşturulan RTE hayranlığı bu günlerin alt yapısını yapmak içinmiş.



Suriye dışındaki ülkelerde maksat hasıl oldu, yönetimler değişti. Amerikancı yönetimler işbaşına getirildi. Suriye’de süreç hala devam ediyor. Bizim de sabrımız taşıyor. Bıçak kemiğe dayandı. Esad Kardeşimizin bir an önce alaşağı edilmesi lazım. Yoksa eşbaşkanlık hizmetimizi yeterince yapamamış oluruz. Onun için Suriye’deki güdümlü muhaliflerin lideri olduğu söylenen Albay Asaad’ı biz koruyor, ülkemize iltica eden Suriyelileri çadır kentlerde ağırlıyoruz. Hatta eğer doğruysa silahlandırma işini de biz hallediyormuşuz.



Dışarıda bu kadar yoğun iş yükü olunca doğaldır ki içerde bazı işler aksıyor. Terör aldı başını gidiyor. Günlük şehit sayısı geçen yılların yıllık sayısına denk geliyor nerdeyse. Bu sorun için de komşulardan yardım bekliyoruz. Öyle ya biz nasıl bir kısım komşu ve dostların işlerini hallediyorsak bazı komşular da bize yardımcı olmalı…



Bu amaçla Mesut Barzani ülkemize geldi. Dışişleri Bakanımız, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızla görüştü. Eskiden bir yüzbaşımızla görüşüyor olabilmeyi kendine şeref sayan Barzani şimdi devletimizin bütün kademeleriyle haşır neşir bir kurtarıcı gibi dolaşıyor ya umduğumuz konularda da Nuh diyor peygamber demiyor. Adam hala TC’ye bir Kürt kedisi vermeyiz edasında. Gerçi kendisine kırmızı Türk pasaportu veren Özal’ın oğluna bol bol iş veriyor. Hakkını yemeyelim.



Halbuki bizim Başbakan, “Kuzey Irak yerel yönetiminin özellikle bizim bu bölgede vermiş olduğumuz mücadelede bizimle beraber peşmergeleri bu noktada değerlendirmesi ve gerekli desteği onların da sağlamasıdır. Kuzey Irak yerel yönetimi, bu mücadeleyi verebilecekse, biz kendilerinden bunu bekliyoruz.”diye rica ediyor. Barzani bunları duymazlıktan geldiği gibi bizim güvenlik güçlerimizin silah bırakmasını beklediğini söylüyor üstelik. Bunun için Başbakanımız cami kapısında “kimse bunu bizden beklemesin” diye açıklama yapmak zorunda kalıyor.
Belli ki Barzani Başbakanımızı anlamamış ama anlayanlar var: Amerikalı Senatör McCain, “Suriye konusunda Türk liderliğine minnetlerimi ifade ederim. Önce mülteci kampı, şimdi Başbakan Erdoğan’ın açıklamaları için.”(…) “Muammer Kaddafi’ye ne olduğuna bakın.” Diyor. Siz bunu “ ona neler yaptığımıza bakın” diye okuyun.



Sayın Recep Tayyip Erdoğan Başbakanlık görevini de Eşbaşkanlık görevi kadar istekli ifa ederse ülkemizin bütün sorunları çözülür inancındayım.