“Esad, Erdoğan ile ne kadar kolay oynanabileceğini gösterdi”

“Esad, Erdoğan ile ne kadar kolay oynanabileceğini gösterdi”
28 Haziran 2012 07:48

Tırnak içine aldığım başlık, Alman Frankfurter Allgemeine Gazetesi’nin bugünkü makalesinden.
Ki, Avrupa’daki genel havanın da bu cümleyle olan uyumunu aşağıda aktaracağım.

Safile USUL H&H YORUM

Önce söz konusu makaleden alıntılar yapmalıyım, çünkü bu tür makaleler AB içindeki siyasi değerlendirmeleri yansıtıyor aynı zamanda.

Makalenin altındaki imza gazeteci Berthold Kohler’e ait ve Berthold Kohler bu gazetenin 5 sahibinden birisi, yani yazdıklarının temsili olma özelliği yüksek.

Kohler şöyle diyor:

“Türk Başbakanı Erdoğan, Suriye uçağı düşürdükten sonra iki gün nasıl bir tepki vereceğini düşündü”

“İki gün sonra, “kanlı diktatör Esad gidene kadar” diyerek Suriye’ye karşı siyasi savaş açıklaması yaptı.”

“Bu nasıl olacak (Esad nasıl gidecek anlamında) bunu kimse bilmese de Erdoğan Suriye’ye savaşını deklare etti.”

NATO VE AB YANAŞMIYOR

“Nato ve AB, Esad’ın yıkılmasının dışardan askeri zorlama ile olmayacağını düşünüyor ve bu düşünce için çok haklı sebepleri var.”

“Ki, Türk uçağının düşürülmesi aynı zamanda Suriye’nin Rus füze ve uçaksavarlarını ne kadar iyi kullanabildiğini gösterdi.”

“Ve muhtemelen Esad, Türk uçağını düşürerek Türkiye’yi ne kadar kolaylıkla bir savaşa sürükleyebilecek şekilde yönlendirebileceğini göstermek istedi.”

Makale açık.

AB ve NATO, arka ekseni ABD ve Rusya olan bir Suriye savaşına yanaşmıyor.
Erdoğan’ın ateşli Suriye savaş söylemleri ve politikasının Türkiye dışında yakacağı bir nokta yok.

Şimdi, makale böyle diyor, peki 26 Haziran’daki AB toplantısında neler dendi?

Onu da Avrupa basınından karışık aktarıyorum…

“AB Türk uçağının düşürülmesini kabul edilmez bularak, kınadı.”

“Uçağın düşürülmesinin nasıl olduğunun açığa kavuşturulması için hemen bir araştırma komisyonu kurulması gerektiğine vurgu yapıldı.”

“AB, Suriye’yi bu araştırma komisyonu için Türkiye ile birlikte çalışmaya davet etti.”
 
“Ancak, Brüksel’deki Suriye toplantısına katılan bakanların hiçbirisi Suriye’ye karşı atılacak sert bir adım önermedi. İngiliz Dışişleri Bakanı William Hague ve Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius Suriye konusunun Türkiye’nin isteği üzerine toplanan NATO toplantısında ele alınacağına dikkat çekti.”

“Alman Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle ortamın sakinleşmesi gerektiğine işaret etti.”

“İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ve Hollanda Dışişleri Bakanı Uri Rosenthal Suriye’ye karşı askeri yol kullanılmasına karşı olduklarını açıkladılar.”

Bu aktardıklarım da açık.

AB bu işi kendi üstüne alınmıyor bile. Hatta konunun NATO’da görüşüleceğine atıfta bulunuyor.
Üstelik Nato toplantısının Türkiye’nin isteği üzerine gerçekleştiğine vurgu yaparak o toplantıya bile önem atfetmediğini ima ediyor.

Ve de bu açıklamalar gösteriyor ki…
AB ülkeleri, Erdoğan Hükümeti’ni AB içinde bir unsur olarak değil, sadece NATO içinde bir unsur olarak gördüğünü belli ediyor ve bu aslında anlayana çok aşağılayıcı birşey.
AB Erdoğan’a, “Sen bizim gözümüzde en fazla Nato ve savaş bağlamında bir değerlendirmeye tabiisin” diyor.

Ama en önemlisi şu ki…
AB Suriye’ye askeri veya dışardan aktif bir müdahale ile arasına net bir mesafe koyuyor.
Keza Nato da.

O vakit kala kala ne kalıyor?

Bizim tepemizde duran ve kontrolsüz egosu ile savaşa sürüklenmesi mümkün bir hükümet.

Biz de bunun için yaşıyorduk zaten.

20 yüzyılın ilk çeğreğinde savaştan çıkıp, bir daha savaşa sürüklenmeyecek kadar akıllı olup, sonra bir hükümet nedeniyle 21. yüzyılın ilk çeğreğinde savaşa sürüklensek diye yaşıyorduk.
Di mi?

Bugünlük son bir not daha.

Birleşmiş Milletler önceki gün aldığı kararla Suriye’deki BM gözlemci komisyonunun görev süresinin uzatılmayacağını açıkladı.
Sebep?
Suriye’nin BM gözlemcilerinin güvenliğinin olmaması.
Anlayacağınız, Suriye ile savaş oyunu alanında olmak isteyen başka talip yok.
“Maça kızı” Erdoğan’ın yani.
Hayrını bizden uzakta görsün.


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar