Ergenekon'da tanık İhtiyaroğlu dinlendi

Ergenekon'da tanık İhtiyaroğlu dinlendi
2 Ekim 2012 21:37

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada İstanbul eski Organize Suçlar Şube Müdür Yardımcısı Ahmet İhtiyaroğlu tanık olarak dinlendi.

Duruşmada, 2001 yılında Ergenekon Davası’nın tutuksuz sanığı Ümit Oğuztan’a yapılan mülakata ilişkin video kayıtları izlettirilerek tanığa sorular soruldu. Tanık İhtiyaroğlu, Ümit Oğuztan ile mülakat yapıldığını hatırlamadığını söyledi. Ümit Oğuztan, “Benimle böyle bir mülakat yapıldı. 8 gün işkence gördüm. Sorgu anında gözlerim bağlıydı ve çırılçıplaktım. Bu günlerce sürdü. İşkencenin ardından böyle bir sorgulama yapıldı. İşkence odasında Ümit Oğuztan öldü. Ben bir daha Ümit Oğuztan olamadım” dedi. Mahkeme heyetine başkanlık yapan hakim Hüsnü Çalmuk’un, “İşkenceyi kim yaptı, seslerden de ayırt edemiyor musunuz?” diye sorması üzerine Oğuztan, “Ayırt etmem mümkün değil” diye cevap verdi.
 
“KÜÇÜK İTALYAN MAFYA BABASI GİBİ GÖSTERİLMEYE ÇALIŞILDI”
 
Çalmuk “Bu beyanlarınızda işkencenin etkisi oldu mu. Beyanlarınızda yalan mı söylediniz yani?” diye sordu. Oğuztan, “Söyleyeceğim birşey yok. Ben bildiklerimi anlatıyorum. Günlerce işkenceden sonra böyle sorgu yapıldı” diye cevap verdi. Çalmuk’un, “‘Bu şekilde söyleyeceksin’ diye zorlama mı yapıldı, yoksa ‘Doğrusunu mu anlat’ denildi?” diye sorması üzerine Oğuztan şunları anlattı: “İkisi de. Doğu Perinçek ve Veli Küçük hakkında ciddi yönelendirme yapılmaya çalışıldı. Veli Küçük, silahlı kuvvetlerden çıkarılarak İtalyan mafya babası gibi gösterilmeye çalışıldı. Doğu Perinçek ile Veli Küçük arasında bağlantı kurulması için özel bir çaba gösterildi.” Mahkeme Başkanı Çalmuk “Mülakattaki sözlerinizde doğru olmayan şeyler var mı, ekleme çıkarma var mı?” diye sorması üzerine Oğuztan, “Doğru olmayan şeyler var. Ben, Tuncay Güney’in Veli Küçük’ten maaş alıp almadığını bilemem” diye cevap verdi.
 
“BU BİZİM YAŞADIĞIMIZ ENSTANTENE DEĞİL”
 
Başkan Çalmuk, MİT’ten dosyaya gönderilen 6 CD içerisinde bulunan ve Tuncay Güney’e ait olduğu değerlendirilen ses kaydının dinletileceğini söyledi. Ses kayıtlarının dinletilmesinin ardından Mahkeme Başkanı Çalmuk, “Ses Tuncay Güney’e mi ait?” diye sordu. Tanık İhtiyaroğlu, “Ses kayıtlarına ilişkin beyanda bulunmak istemiyorum. Bu bizim yaşadığımız bir enstantene değil. Yaşanmamış enstanteneyi yaşanmış gibi gösteremeyiz” diye cevap verdi.
 
“BİZ BÖYLE BİR SORGU YAPMADIK”
 
Ses kayıtlarının dinlendiği sırada araya giren Pekgüzel, “Mülakatta soruyu kim soruyor” dedi. İhtiyaroğlu, “Bu konuda beyanda bulunmak istemiyorum” şeklinde cevap verdi. Hakim Çalmuk’un ısrar etmesi üzerine tanık İhtiyaroğlu “Bilmiyorum” şeklinde karşılık verdi. Bunun üzerine savcı Pekgüzel, “Biliyorsunuz da mı bilmiyorsunuz? Yoksa cevap vermek mi istemiyorsun” şeklinde konuştu. Bunun üzerine Çalmuk, “Tanıklık yemininiz yaptırıldı. Bildiğiniz her şeyi söylemek zorundasınız. Ses kimin sesi?” dedi. Bunun üzerine tanık İhtiyaroğlu tutuksuz sanık bölümünde oturan Adil Serdar Saçan’a dönerek , “Abi ne fark eder” dedi. İhtiyaroğlu sözlerini şöyle devam ettirdi: “Biz çiğ yemedik ki karnımız ağırsın. Adil’in sesi. Ben bu ses CD’lerini incelettim. Uzman kişi sesin Tuncay Güney’e benzediğini ancak tınısının farklı olduğunu söyledi. Biz böyle bir sorgu yapmadık. Böyle bir ifade almadık. Böyle bir olay yaşanmadı”
 
“BUNLAR MONTE”
 
Ses kaydında “Ah” diye inleme ve çığlık atılması üzerine Ahmet İhtiyaroğlu “Bu bizim polis memuru Selahattin Kıraç. Tiki vardır. Onun çıkardığı sesler. Biz sorgu sırasında böyle bir laubalilik yapmayız. Bu enstantene burada yaşanmış bir enstantene değil. Böyle bir enstantene yok. Bunlar monte” diye açıklama yaptı. Mahkeme heyeti, ses kayıtlarının dinlenmesine ara vererek duruşmayı 4 Ekim Perşembe saat 09.00’a erteledi.