Welcome to Erdoğan’s arms

Welcome to Erdoğan’s arms
28 Ağustos 2016 17:30

Hemen herkes, “Welcome to Erdoğan’s arms” (Erdoğan’ın kollarına hoşgeldiniz) modunda.

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

 
Ameliyat öncesi narkoz almış da, beyinler alem değiştirmiş gibi Türkiye’de bugünlerde.

 

 
Vallahi de billahi de.

 

 
Devleti veren ve köprü açılışından şuna buna koşturan Genelkurmay’dan söz dahi etmiyorum.

 

 
Gerçi toplumlarda güç dengeleri, “Veren vermiş, bana ne” üzerine kuruludur ama yine de bu beyinlerin başka aleme göç etmesi olayı enteresan bir tablo yarattı bu yıkılmış Türkiye Cumhuriyeti’nde. (1923’de Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan)

 

 
Bu tabloya dair bazı notlar son günlerden…

 
1-KÜFFARLI YEMİN

 

 
Doğrudan Erdoğan’a bağlı olarak çalışacak ve seçimleri de sınavsız olarak yapılan, yani sınavsız, kuralsız doğrudan Erdoğan tarafından alınmış özel harekat polislerinin yeminini izlediniz mi? Ben dün tv’den izledim, yeminde şöyle deniyor, “Küffara karşı savaşacağıma, intikam alacağıma…” Benim vatandaşı olduğum, içine doğduğum, canıma, karakterime doğan, büyük dedemin kurulsun diye Giresun’dan Samsun-Havza’ya Atatürk’ün yanına gittiği Türkiye Cumhuriyeti’nde polis ve asker yeminleri hukuk devletine uygun idi ve küffar kavramı kullanılmıyordu. Küffar ortaçağda Haçlı seferleri esnasında Hristiyan ordularına karşı kullanılırdı Osmanlı’da. Uzun asırlar sonra 19. yüzyıldan itibaren modern toplumların terminolojisi belirgin bir biçimde kök vermeye başladı, nihayetinde 20. yüzyılın sonlarına doğru oturdu yeni ve hukuk devletine ait kavramlar. Ve, hukuk devletleri küffar (gavur) gibi kavramları kullanmıyorlar ve barış ve insanlık dolu bir dünyayı tesis etmek için dinsel ve etnik ayrımcılık içeren kelimeler yerine rasyonel, suçu tarif eden, genelleştirmeyen, başka ülkelerin din ve ırklarını hedef almayan tarifler kullanıyorlar. Benim vatandaşı olduğum, ruhumun derinlerinde anam-babam gibi bağlı olduğum 1923’de kurulan TÜRkİYE CUMHURİYETİ de dünyadaki hukuk devleti sistemine entegre olan bir siyasal sistemin sahibi olarak polis ve askerine, “küffara karşı” diye kavramlar kullandırmazdı. İntikam almak üzerinde de yemin etmezdi polis ve asker benim ait olduğum Cumhuriyet’te. İntikam çünkü bir hukuk devleti dili değildir, ilkeldir.

 

 
2-KILIÇDAROĞLU’NU CEBİNE KOYDU

 
Behçeli zaten arka cebindeydi, de, Kılıçdaroğlu’nu da Artvin’de suikast safsatası ile yan cebine iyice yerleştirdi. Vallahi de billahi de Artvin’de Kılıçdaroğlu’na suikast girişimi yapıldığına dair hiçbir veriye rastlamadım. O bölge Karadeniz ve Karadeniz’e PKK çok hevesli ve Erdoğan’ın emrindekiler Cerabslus’a, tek bir askeri zayiatın bile olmadığı güya askeri harekatlar yaparken Karadeniz PKK’nın elinde ve dağlık yolların tepelerinde hakimiyet kurmuş. Gelene geçene vuruyor. Askeri araçlara hemen saldırıyor. Kılıçdaroğlu da böyle bir esnada ordan geçiyor. Benim gördüğüm olay bu. Bir de gözüm şunu görüyor ki, ilk andan itibaren Kılıçdaroğlu’nu korumaya aldığını duyurmak için kameralara koşturan bir Efkan Ala, ardından onu hemen telefonla arayan, Türk kamuoyuna, “Ben başkanım, tüm siyasi partiler de benim malım” resmini çizmek için çabalayan bir Erdoğan, hayatında siyasi olarak hiçbir zaman güçlü olmayacağı yönünde bir kader algısına sahip ve bu vesileyle isminin toplumun gündemine gelmesinden derin haz duyan ve Erdoğan’ın yan cebine giren bir Kılıçdaroğlu.

 

 
3-Sınırda ve Cerablus’da Türkiye adına, Türk bayrağı altında, Türk Ordusu’nun tanklarının korumasında, cihad için tekbir getiren El Kaide uzantısı örgütlerin Arap mensupları

 

 
4-KENDİNİ KANDIRAN BİR TBB…

 

 
Erdoğan’ın FETÖ ile mücadele ettiğine, bunun için desteği hak ettiğine ve Atatürk Cumhuriyeti’ni savunacak evlatlar olarak, devlete destek için bu dönemde Erdoğan’a destek verilmesi gerektiği şeklinde kendini kandıran ve az daha, Külliye denen yerde Adli Yıl açılışı yapacak olan TBB. Onlar ve birçok kişi şu anda Türkiye’de Cumhuriyet’in yıkılmış ve yıkılıyor olduğu gerçeğini hissetmemek için kendilerini Erdoğan’a destek vererek Cumhuriyet devletini kurtarmaya çalışanlar olarak görmeye çalışıyorlar aynada.

 
Dönüşümsel siyasi dengelerin insanların psikolojisi ve düşünme kabiliyeti, düşünme arzusu üzerinde yaratabileceği etki, dünya tarihinde zaten hep koldaki medial arterden verilen narkoz kadar şiddetli olmuştur.

 
Eğer bir toplumda siyasi dengeler devletsel zeminleri sarsma, yıkma etrafında seyrediyorsa, o toplumda zihin açıklığı ve düşüncenin psikolojik sağlığı vurulur en başta “ağır silahlarla”

 

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan