Erdoğan’dan IŞİD’le ‘pazarlık’ açıklaması!

Erdoğan’dan IŞİD’le ‘pazarlık’ açıklaması!
21 Eylül 2014 21:35

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk vatandaşlarının kurtarılmasında IŞİD’in istediği 3 militanın takas isteğinin yerine getirildiğine yönelik iddiaların anımsatılması üzerine, “Az öncede söyledim her şey milli. Bütün bu operasyonun her türlü başlıkları tamamen MİT’in maharetidir. Takas oldu mu olmadı mı şeyler, hepsi… Herkes bir şeyler yazacak. . Takas oldu veya olmadı neticede 49 vatandaşımız geldi. Bizim bu 49 vatandaşımızı hiçbir şeyle değiştirmemiz mümkün değil. Velev ki böyle bir takas dahi olmuş olsa, ben şuna bakarım bir cumhurbaşkanı olarak; benim 49 vatandaşımızın karşılığı hiçbir şeyle değişmez, onlar artık ülkeme geldi, bütün ailelerine hamdolsun kavuştular” dedi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 69. Genel Kurulu Genel Görüşmeleri nedeniyle Esenboğa Havalimanı’ndan New York’a hareketi öncesinde temaslarına ilişkin bilgi vererek, gazetecilerin sorularını yanıtlardı. Ziyareti çerçevesinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-mon tarafından düzenlenecek olan İklim Zirvesine katılacağını ifade eden Erdoğan, iklim değişikliğinin en önemli sorunlardan biri haline geldiğini ifade etti.

 

İklim değişikliği ile mücadelenin uluslararası ve ulusal ölçekte daha güçlü adımların atılmasını ve daha fazla işbirliğini gerekli kıldığının altını çizen Erdoğan, İklim Zirvesi’nin iklim değişikliği konusundaki uluslararası çabalara yön vermesinin beklendiğini kaydetti. Zirvenin 2020 yılı sonrasında iklim değişikliği rejimine ilişkin sürdürülen müzakerelere siyasi bir ivme kazandırmasını amaçlandığını belirten Erdoğan, zirvede 120’nin üzerinde devlet ve hükümet başkanı bir araya gelerek görüşleri paylaşma imkanının olacağının kaydetti. İklim değişikliğine verilen önemin uluslararası topluma aktarılacağını vurgulayan Erdoğan, New York temasları hakkında bilgi verdi. İkili görüşmelerde farklı konuların da ele alınabileceğini kaydeden Erdoğan, New York’ta kabul edeceği heyetler hakkında da bilgi aktardı.

 

-ADIYLA MÜSEMMA OLDU, MİLLİ BİR İSTİHBARAT ÇALIŞMASI SÜRDÜRÜLDÜ-

 

IŞİD’in elindeki 49 personelin kurtarılarak Türkiye’ye gelişleri hakkında da bilgi veren Erdoğan, şunları kaydetti:

 

“Dün sabah saatlerinde topraklarımıza dönen özellikle bizim için tarihi bir anı yaşadığımız ve 102 gün süren Musul Başkonsolosluğumuzdaki tüm görevlilerle ilgili sürecin gerçekten de Başbakanlığımdan itibaren sağ salim ülkemize döndürmenin gayreti içindeyiz. 49 görevlimizin sağ salim ülkelerine dönmesi, ailelerine kavuşması bizim ayrı mutluluk vesilemiz oldu. Bu sabah kendileriyle ve aileleriyle Çankaya’ya bir araya geldim. Başbakana da konuyu ileterek kendilerini bir ay izinli kılalım dedik. 1 ay bütün personelimiz izinli olacak. Bu vesileyle Başbakanlığım döneminde Dışişleri Bakanı olarak bu işi yürüten Sayın Davutoğlu’na ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımıza teşekkür ediyorum” dedi.

 

MİT Müsteşarı ve ekibine bizimle olan haberleşme ağını çok başarılı bir şekilde sürdürdüler sadece adıyla müsemma oldu. Milli bir istihbarat çalışması sürdürüldü. Herhangi bir yerden ikili, üçlü bir şey söz konusu değil tamamıyla kendi gayretleriyle bu işi sürdürdüler ve bu noktaya vardılar.”

 

TSK’nın da sürekli olayın başından beri içinde olduklarını altını çizen Erdoğan, Başkonsolosluk vatandaşlarının kurtarılmasında böyle bir operasyon yürütüldüğünü açıkladı.

 

-“LAFLA BİR YERE VARMAK MÜMKÜN DEĞİLDİ”-

 

Başkonsolosluk çalışanlarının IŞİD’in elinde rehin olduğu dönemde 8 ayrı yer değiştirmelerinde takiplerin devam ettiğini anlatan Erdoğan, “Bugün neredeler, yarın neredeler hep bunların takibi yapıldı” dedi. Emniyet teşkilatının da konu üzerinde ayrı bir hassasiyeti olduğunu, operasyon içeresinde aktif olarak yer aldıklarını ifade eden Erdoğan, “49 görevlimizin, hanım ve çocuklar dahil 5 kişinin kurtulmuş olmaları tekrar ülkemize dönmüş olmaları bizleri çok mutlu etti. Artık bu tarihe düşülecek önemli bir kayıttır diye inanıyorum. Sevinç anları hepimizin sevinci olmuştur. Hiçbir oyuna gelmediler, tahriklere gelmediler. Sabırla doğacak günü beklediler. Bu tabii bizim işimizi kolaylaştırdı. Zaman zaman atılan manşetler aslında işimizi zorlaştırıyordu. Biz hep sükût etmeyi tercih ettik. Lafla bir yere varmak mümkün değildi. Sessizce işimizi yapmaya gayret ettik” diye konuştu.

 

-“ÇOK AÇIK VE NET; MADDİ PAZARLIK ASLA MÜMKÜN DEĞİLDİR”-

 

Türkiye’nin önünde çok büyük bir sıkıntı olduğunu Suriye’den, Irak’tan göç dalgalarının olduğunu bütün insanlara gönlün açılarak onları koruma altına almanın samimi gayreti içinde olunduğunu belirten Erdoğan, bu durumun büyük bir devlete yakışan davranış biçimi olduğunu kaydetti. Musul’da alıkonulan Türk vatandaşlarının kurtarılması operasyonunda fidye iddiaların sorulması üzerine Erdoğan şunları kaydetti:

 

“Şunu bilmemiz lazım. Bu iddiaları neye dayanarak öne sürüyorlar bilmiyorum. Pazarlıktan neyi kast ediyorlar bunu da bilemem. Burada eğer maddi bir pazarlıktan bahsediyorlarsa böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. Ama siyasi noktada diplomatik bir pazarlıktan bahsediyorlarsa tabi ki siyasi bir diplomasi pazarlık söz konusudur. Zaten diplomasi zaferidir bu. Siyasi bir pazarlığın neticesidir. 49 kardeşimizi bu şekilde kurtarabilmek için adım adım takip edilmiştir. Çok zor şartlar içerisinde sabırla bu işi sürdürdük. Ama çok açık ve net sunuşunu söylüyorum. Olayın pazarlık boyutunu alışılmış bir maddi pazarlık diyorsanız asla mümkün değildir, olmamıştır. Siyasi, diplomatik tabi ki bunlar yapıldı, oldu. Neticesinde bu ana ulaştık. Elinde kalemi olan yazacak, ağzı olan tabii ki konuşacak, buna gölge düşürme gayreti içinde olanlar olabilir. Siyasilerin yaptıkları açıklamaları hatırlayın. Eğer biz ağzımızdan çıkan kelimeleri o dönem içinde seçtiysek, hassas davrandıysak işte o dün içindi. Bundan sonra ki sürece yönelik Cidde’deki koalisyonda neden böyle bir tavır takındık deniliyorsa işte dün içindi. Ama bunun farkında değiller.”

 

Bundan sonra nasıl tavır alınacağı konusunu Başbakan Davutoğlu ile görüştüğünü anlatan Erdoğan, BM toplantılarından sonra değerlendirmelerin yapılacağını ifade etti. Erdoğan, “Ne gibi bir tavır alacağız… Bu tavır daha çok Suriye’den, Irak’tan ülkemize gelen dost kardeşlere karşı bir ortaya koymamız gereken tavırdır bu tavrı da artık belirlememiz lazım. Operasyon denilince sadece uçaklar, tank, top silah olması anlamına gelmez. İşin birde siyasi, diplomatik operasyon çeşidi vardır. Bir de onu yaparsınız. Şu an yapılan ikinci söylediğimdir” dedi.

 

-“TAMAMİYLE ÇALIŞMA MİLLİ”-

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan Başkonsolosluk çalışanlarının kurtarılmasında yabancı istihbarat teşkilatlarından yardım alınıp alınmadığına ilişkin soruya şu ifadelerle yanıt verdi:

 

“Tamamıyla çalışma millidir. Tamamen MİT’in çalışmasıyla bu iş olmuştur. Bölgede bazı teknik istihbarat bilgileri bölge ülkeleri arasında yapılmaktadır. Bunun içinde istihbaratın geneliyle ilgili konudur. Ama bu operasyon tamamıyla bizim İstihbarat Teşkilatımızın maharetini hünerini ortaya koyduğu ve bölgede Türkiye’nin dikkate alınmasını gerektiren bir hareket olmuştur. Yani bölgede Türkiyesiz karar vermek aslında şu andaki gelinen neticenin de bana göre en önemle sebeplerinden birisidir. Türkiye burada şu ana kadar 1 milyon 300 bin insanı barındırmaktadır. Gönlünü açmıştır, her türlü desteğini vermektedir. Bölgedeki dünyaya verdiği örnekle ırk, dil, din ayrımı gözetmeksizin ortaya bir tavır koyuyor. Bu hem insanidir hem de vicdanidir. Bu tür adımları atmış bir Türkiye temenni ederim ki dünya tarafından da üzerinde iyi konuşulur, iyi değerlendirilir.”

 

-“TAMPON BÖLGESİNİ NATO ZİRVESİNDE GÜNDEME GETİRDİM”-

 

Tampon bölge kurulmasına ilişkin soruları da yanıtlayan Erdoğan, TSK’nın diğer silahlı kuvvetlerle bölgede bir çalışmasının bulunduğunu, bu çalışmaların konuşulacak çalışmalar olmadığını anlattı. Tampon Bölge konusunun önemli olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye sınırına yönelik bir tampon bölge konusunu NATO Zirvesinde gündeme getirdiğini anımsattı.

 

Bu konuda ABD Başkanı Barak Obama’ya anlattığını ifade eden Erdoğan, “Koalisyon içinde yer alan ülkelerin bir kısmı ile bu konuyu orada görüştük. Bir hafta içerisinde Savunma Bakanı, Dışişleri Bakanı ülkemizi ziyaret ettiler. Onlarla da müşterek adımlarımızı konuştuk, ne gibi adımlar atabiliriz, sınırlarımız ne olabilir bunları konuştuk. BM’de şu anda Sayın Obama ile geniş detaylı bir görüşme fırsatı bulacağımızı zannetmiyorum. Daha yeni NATO zirvesinde 1,5 saat oturduk görüştük. Başkan Yardımcısının bir görüşme talebi söz konusu. Geniş bir görüşme yapma imkanımız belki olacak” dile konuştu.

 

-“TAKAS OLDU VEYA OLMADI NETİCEDE 49 VATANDAŞIMIZ GELDİ”-

 

Türkiye’nin bundan sonra muharip olarak koalisyona katkı verip vermeyeceğinin sorulması üçerine Erdoğan, “Koalisyon güçleri ile yol haritası geniş istişaresinin aramızda yapılması gerekir. Bunlar ayaküstü cevaplayacağımız konular değil bunlar. Ama artık 1 milyon 300 bin insan ülkemize gelmiştir. Bunların bir kısmı çadır ve konteynır kentlerde. Tespitlerden sonra ne yapabiliriz onları görüşüyoruz. Döndükten sonra tekrardan gözden geçireceğiz” dedi.

 

Erdoğan, Türk vatandaşlarının kurtarılmasında IŞİD’in istediği 3 militanın takas isteğinin yerine getirildiğine yönelik iddiaların anımsatılması üzerine, “Az öncede söyledim her şey milli. Bütün bu operasyonun her türlü başlıkları tamamen MİT’in maharetidir. Takas oldu mu olmadı mı şeyler, hepsi… Herkes bir şeyler yazacak. . Takas oldu veya olmadı neticede 49 vatandaşımız geldi. Bizim bu 49 vatandaşımızı hiçbir şeyle değiştirmemiz mümkün değil. Velev ki böyle bir takas dahi olmuş olsa, ben şuna bakarım bir cumhurbaşkanı olarak; benim 49 vatandaşımızın karşılığı hiçbir şeyle değişmez, onlar artık ülkeme geldi, bütün ailelerine hamdolsun kavuştular” diye konuştu.