Erdoğan’da ve etrafında yoğun endişe var

Erdoğan’da ve etrafında yoğun endişe var
3 Haziran 2013 21:14

Erdoğan’ın önümüzdeki 4 gün yurtdışında olacak olması hem kendisini hem de yakın çevresini rahatlatmış olmalı.

Safile USUL H&H YORUM

Çünkü yakın çevresi ona susmasını telkin ediyor.

Ayrıca da tamirat yapmaya çalışıyor yakın çevresi.

Ömer Çelik, Egemen Bağış vs.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın bugünkü açıklamaları da dolaylı bir Erdoğan eleştirisi…

Avcı, “Muhalefetin senelerce uğraşsa başaramayacağı birşeyi biz 5 günde başardık.” dedi.

Hükümet ve AKP içini genel olarak ise, şöyle tahmin ediyorum…

Gül, Erdoğan için çevresine, yakınlarına, “Ortalığı batırdı.” diyor ve Erdoğan sonrası için beyin fırtınası yapıyor. Ama halen daha siperde, yani ortaya çıkmıyor. O nedenle de günlerdir açıklama yapmıyor. Önce, Erdoğan’ın artık bir daha güçlenmeyeceğinden emin olmak istiyor.

Bakanlar Kurulu’nun ve AKP milletvekillerinin tamamı Erdoğan’ın yanlış yaptığını düşünüyor, henüz Erdoğan toparlar mı, toparlayamaz mı, emin değiller. Toparlayacağını düşünürlerse susarlar ama Erdoğan’ın artık toparlayamayacağını görürlerse gemiyi terk etmeye başlarlar ve Erdoğan’a karşı parti içi homurdanmalar yüksek sese dönüşür.

AKP içinde, “Artık acaba Gül’le mi devam edilse?” düşüncesi gitgide daha fazla taraftar buluyor.

Erdoğan’ın kendisi (ve, eminim eşi de şu anda bu konuda çok duyarlı ve endişelidir) bir risk tehdidi altında hissediyor kendisini.

“Acaba bu yürüyüşler, protestolar vs. sürekli hale gelir de, yönetemez hale gelir miyim?” diye düşünüyor.

Tek umudu seçimler. Yani seçimlerden % 50 civarında oy almak.

Ama bundan da hiç emin değil.

O nedenle, “Toplanan 100.000 kişiye karşı ben de istesem 1 milyon kişi toplarım.” diyor.

Ama bu sadece bir teselli sözü çünkü Erdoğan 1 milyon kişi toplayamaz.

Şu anda toplanan muhalif insanların bir manevi, moral ve ideal motivasyonu var ama Erdoğan bu toplumda artık sadece baskı ile yöneten ve çevresindekilere yönetimden gelen gücüyle menfaat sağlayan bir güç konumunda. Bu tür konumlardan toplumsal hareket dalgaları çıkmaz.

Kaldı ki, diyelim ki, 1 milyon kişiyi topladı ve Taksim’deki 100.000’in karşısına dikti, ne olacak?

Mesela iç savaş mı?

Hadi diyelim o da oldu…

Bu olursa o zaman ne olur?

Erdoğan bunu biliyordur sanırım. En temel devlet refleksleri devreye girer o zaman ve bundan da Erdoğan’a birşey çıkmaz.

Şİmdi bir de, Erdoğan dün, “Astılar, zehirlediler” dedikten sonra, yani, “Menderes’i asıp, Özal’ı zehirledikten sonra sıra bana geldi” anlamında konuştuktan sonra internette, “Erdoğan’ı yedirmeyiz” başlıklı bir site açıldı, ayrıca bugün Erdoğan’ın başdanışmanı Yalçın Akdoğan da, “Erdoğan’ı yedirmeyiz” dedi.

Erdoğan yine mazlum rolünü almaya çalışıyor ama hatırladığım kadarıyla iktidarı boyunca kendisi bir zulme uğramadı, zulme uğrayanlar onun hedefinde olanlardı.

Halk bunu üstelik artık çok iyi görüyor.

Bu iş bitti artık.

Ve, artık Erdoğan bu ülkeyi bundan sonra hiç birgün geçen haftaya kadar olduğu gibi yönetemez.

Bu artık mümkün değil.

Bu konulara yarın devam ederim de…

Şunu söylemeden bitiremeyeceğim yazıyı.

Ben böyle inanılmaz bir Türkiye hiç görmedim desem yalan olur.

Gördüm ama…

Sivil toplumun bu kadar güçlü ve etkili olduğu bir zaman hiç olmadı şu ana kadar.

Vay be…

Ne Türkiyeymişiz.

Birşey daha…

Kılıçdaroğlu  az önce kamu malına zarar vermeme çağrısı yaptı, sabah Engin’in yazısında da vardı…

Kamu malına zarar verilmemesi gerektiği hususuna azami dikkat lazım.

Meşru bir çizgide olmalı herşey.

Vandallıkla, kabalıkla ve şiddetle araya mesafe koymak lazım…

Ama tabii bu hususu dile getirirken ve uygularken toplumsal enerjiyi hor görecek, boğacak şekilde yorum yapmamak ve davranmamak lazım.

Ki, şu anda Türkiye’de öylesine güzel bir halk ve öylesine güzel bir muhalefet var ki…

Buna sadece hayran olunur.

Tıp öğrencileri koluna bant takmış yardımda, herkes birbirine dost, sevgi dolu, mülkiye kapısını yaralılara açmış, cami içini protestoculara açmış, Tabipler Odası gözünü yaralı sivil vatandaşa yardıma çevirmiş, arkeoloji öğrencisi ağaca sarılmış, avukatlar mesaisini gözaltına alınanlara ayırmış, dizi oyuncuları çekimi iptal edip, Taksim’e gitmiş… Daha bir sürü şey.

Vay be…

Sen ne inanılmaz Türkiye imişsin, sen.

Ve, beraberce ve sevgi ile bir ülkenin vatandaşı olmak ne güzel birşey.

Son olarak…

NTV protestosu da son bilmem kaç sansür yılının üzerinde gül gibi açtı.

 


Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar