Erdoğan’a Rus diplomasisi

Erdoğan’a Rus diplomasisi
12 Aralık 2017 17:30

Önce, Putin ve Lavrov’un nasıl ustalıklı diplomat olduklarına dair son bir örneği paylaşayım.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Geçen hafta aklı evvel Trump Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan ettikten sonra Rusya’dan ilk gün hiçbir tepki gelmedi.

 
Aynı gün Viyana’da uluslararası bir dış ilişkiler toplantısı vardı.

 
Rus Dışişleri Bakanı Lavrov ve ABD Dışişleri Bakanı Tillerson da ordaydı.

 
Lavrov Viyana’da Tillerson ile bir görüşme yaptı ve şu şekilde bir açıklama yaptı ardından:

 
“Amerikalıların bu adımın (Kudüs’ün başkent ilan edilmesi-SU) sonuçlarını nasıl gördüklerini anlatmasını rica ettim. Müslüman ülkelerin, Arap Devletleri, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bu kararın Orta Doğu’daki barış sürecini bozabileceği yönünde dile getirdikleri endişeye dikkat çektim ve Amerika’nın adımını daha iyi anlayabilmek ve bizim uluslararası aracı rolünde nasıl ilerleyebileceğimize karar vermek için uzmanların düzeyinde temaslara devam edilmesi konusunda anlaştık”

 
Dikkat edilirse, Lavrov ABD’ye karşı suçlayıcı ve cepheden bir söylem kullanmıyor, bu adımın sonuçlarını nasıl gördüğü şeklinde bir soruyla ABD’yi sorunun çıkarıcısı olarak değil, sorun çözücüsü olarak bir eksene almaya çalışıyor.

 
Şurası açık ki, Rusya İsrail ve Filistin konusunda kültürel ve tarihsel olarak bizden farklı bir konumda.

 
Yani, Filistin konusunda bizdeki gibi duygusal bir hassasiyetleri yok.

 
Hatta, Putin çok seküler ve siyasal İslam’a çok karşı birisi olarak bu konuda Filistin’i pek desteklemez de kendi içinde.

 
Fakat yine de, Rus siyasi yöneticiler artık öyle bir diploması ustalığına sahipler ki, bir sorunu ortaya koyarken suçlayıcı ifadeler ve tartışma, kavga yerine, sorunun kendisini ortaya koyup, sorunu yaratan tarafı da sorunu çözmenin bir parçası haline getirmeye çalışıyorlar.

 
Rusya İsrail-Filistin sorununda da bir konuya hakim olma, mahallenin ağası olma dilini kullanmayarak böylece ABD ile konuşma masasında kalmayı planlıyorlar.

 
Şimdi…

 
Putin dün Erdoğan ile görüştü Ankara’da.

 
Toplantıdan sonra Çavuşoğlu’nun açıklamalarından Putin’in Erdoğan’a, “Tamam Suriye görüşmelerine PYD katılmasın, başka Kürt temsilciler katılsın” dediğini öğreniyoruz.

 
Erdoğan’ın da bunu kabul ettiğini de öğrendik Çavuşoğlu’nun açıklamalarından.

 
Oysa, askeri hakimiyet kimdeyse sonucu o belirler ve/veya sonucu belirleyenlerin paydaşı o olur.

 
Yani, askeri hakimiyeti elinde tutan masaya oturmazsa, masadan çıkan anlaşma yerine getirilemez zira masaya oturmayan ve elinde askeri gücü tutan dengeleri bozmaya devam eder.

 
Şurası çok açık ki, Putin Erdoğan’a yumuşak diplomasi ve yumuşak psikolojik geçiş ayarlaması yapıyor.

 
Yani, Erdoğan’ı alıştırıyor ve de zaman kazanıyor.

 
Neticede o masada PYD’yi hep oturtacaklar.

 
En azından sahne arkasında oturtacaklar.

 
Fakat bunu yumuşak bir biçimde yapacaklar ve Erdoğan’ı her adımın içine yumuşak bir söylemle çekerek onun reflekslerini azaltacaklar.

 
Dikkat ederseniz bir de, Putin Ankara’ya gelmeden önce Şam’a gittiğinde Esad ile yanyana yürümedi.

 
Oysa araları çok iyi ve çok yakın.

 
Putin ama Erdoğan’ın olumsuz etkilenmesini ve tahrik olmasını istemediği için Esad’dan bedensel olarak uzak durdu.

 
Gerçek ama aynı.

 
Putin ve Esad çok yakınlar ve birlikte Erdoğan’a karşı bir ince diplomasi yapıyorlar.

 
Bu ince diplomasinin mimarı tabii ki Putin ama Esad da onun dediğine harfiyen uyuyor.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Böyle bir kaza nasıl olur
İYİ Parti istifaları
Özel daha o gün tepki vermiş Köksal’a