Erdoğan IŞİD ile devam edecek

Erdoğan IŞİD ile devam edecek
23 Eylül 2014 17:30

Erdoğan’ın bir numaralı derin adamlarından Yalçın Akdoğan bugün gelişmelerin yönünü çok iyi gösteren bir röportaj vermiş.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Akdoğan Hüseyin Yayman’a verdiği röportajda diyor ki mealen özetle…

 

-Biz IŞİD’e karşı kurulan batı cephesinden Esad konusunda ne düşündüklerini bilmek ve Esad’ın bölgede kalmasına karşı tutumlarını görmek istiyoruz önce

 

-Esad’ın Suriye’nin başına iyice yerleşmesine sebep olabilecek bir IŞİD karşıtı savaşa girmeyiz

 

-Batı bize Esad’ı yıkacağı konusunda garanti vermeden biz Esad’ın IŞİD’e karşı işini kolaylaştıracak olan bir IŞİD karşıtı savaşın parçası olmayız

 

-PYD’ye (Kuzey Suriye’deki PKK bileşeni Kürt örgütü) kızgınız çünkü Esad’a sık sık göz kırpıyor ve onunla arada bir de olsa işbirliği yapıyorlar. Bunu kabul edemeyiz. PYD Esad’a karşı cephede yer almazsa ona zırnık koklatmayız

 

Şimdi…

 

Bu sözler Erdoğan’ın Ortadoğu’da ve çok yakın sınırımızda bundan sonra da IŞİD ile yoluna devam edeceğini gösteriyor.

 

Benim buna bakışım şöyle çok kabaca…

 

Bu nedenle ülkemin tek bir kılına zarar gelmesinden çok korkuyorum…

 

Öte yandan da bu yolun Erdoğan’ı daha da fazla belaya sokacağını ve elinin kolunun tamamen bağlanarak, o içinde yaşadığı, Atatürk’den ve bu ülkenin temelindeki soylu ahlak ve terbiyeden çaldığı kaçak saraya tamamen sıkışacağını ve o kaçak sarayın onun son siyasi durağı olduğunu görüyorum.

 

Ve, onun haksızca, benim ülkemin siyasi ve maddi varlığından ve de istikbalinden çalarak yürüttüğü bu politikalar nedeniyle başının tamamen belaya girmesine hiç ama hiç üzülmeyeceğimi şimdiden size beyan ediyorum.

 

Düşene düştüğü gün laf söylemeyi sevmem, bunu önceden söylemiş olmam lazım o nedenle.

 

Devam ediyorum yine konudan…

 

Erdoğan’ın yoluna IŞİD ile devam edecek olmasının nedeni Esad’a duyduğu nefret ve onun IŞİD karşıtı hareketlerle Suriye üzerindeki devlet egemenliğini sürdürmesini istememesi.

 

Ki, evrensel anlamda popülist ve tehlikeli politikacı prototipinin en karakteristik özelliği dünyayı ve olayları kendilerine düşman resim olarak belledikleri objeler ekseninde görmeleri ve hiçbir siyasi ahlak, etik ve fikir özüne sahip olmamalarıdır.

 

Hitler’in örneğin, en temel özü kendi psikolojik ezikliklerini Almanya’nın o zaman içinde bulunduğu durumda Yahudiler’in ekonomik ve entellektüel gücüne karşı bir nefret duygusu ile projekte etmiş olması ve bu güdü ile dünyada mevcut tüm insani, ahlaki ve ideel kuralları çiğnemiş olmasıdır.

 

Tüm popülist politikacıların siyasal yaşamını fatal yapan özellik de bu kişisel duyguları ile dünyaya hakim olma güdüleridir.

 

Erdoğan’dan ve spesifik olarak da Ortadoğlu ile olan ilişkilerinden devam edersek, detaylarını ilerleyen zamanlarda daha iyi görebileceğiz ama, Erdoğan’ın da Esad ile kişisel bir problemi var ve bu problem muhtemelen de Esad’ın onun söylediklerini dinlememesi ve bu durumun Erdoğan’da, “Benim otoritemi çiğnedi” duygusu yaratmış olması, ayrıca da Esad’ın siyasal durumunun zayıf olmasının Erdoğan’ı onu ezmeye çalışmada cesaretlendirmesi. Yani, Esad Ortadoğu’da ve dünyada kabul görev ve güçlü bir siyasal figür olsaydı Erdoğan ondan nefret etse bile onunla açık savaş alanına girmezdi ve işte bu da popülist bir politikacının ahlak temeline iyi bir örnek.

 

Ve işte, Erdoğan bu Esad nefreti nedeniyle, Sünni mezhebinden gelen ve siyasi yapısı itibari ile mezhepsel düşmanlıklara çok uygun olan IŞİD’i kendine Esad’a karşı bir müttefik olarak gördü baştan beri…

 

Nitekim, Yalçın Akdoğan’ın bu söyledikleri Musul Konsolosluğu’nda çalışan vatandaşların rehin alınma biçimini de gösteren ve onu teyid eden açıklamalar; şöyle ki…

 

Erdoğan IŞİD’i müttefik olarak gördüğü ve ona böyle davrandığı için Musul Konsolosluğu’nu boşaltırmadı, IŞİD dost idi ve ona zarar vermezdi.

 

IŞİD aslında hakikaten de dost idi bir parça olsun, bu nedenle de zaten aslında elinde tuttuğu rehinelere düşman gördüğü bir hükümetin insanları olarak davranmadı.

 

Başkonsolos’un sürekli telefonda konuşabilmesi, rehinelere aşırı tedhiş yöntemlerinin tatbik edilmemesi vs. bunun bir sonucuydu.

 

IŞİD zamanı uzattı sadece çünkü halletmesi gereken bazı işleri garantiye almak istiyordu.

 

Erdoğan bundan sonra da IŞİD ile olan “diplomatik”, yani dostane ilişkilerini belli düzeylerde de olsa, devam ettirecek ve onları Esad’ın kendini tahkim etmesine engel olarak her zaman destekleyecek.

 

ABD bu duruma ne der?

 

Hiçbirşey çünkü zaten ABD de temiz bir dış politika yürüten bir ülke değil, eli bazen orda, bazen burda…

 

Erdoğan’ın, “Ama Esad’ı güçlendiriyorsunuz” serzenişlerini tolere eder, merak etmeyin.

 

Şimdi bir de, bu olay total olarak ilerleyen zamanlarda yeni yeni tablolar ortaya çıkaracak, mesela Suriye Kürtleri ile PKK ittifakı güçlenecek, mesela Erdoğan bazen PKK ile beraber gidecek, bazen onlarla çatışkılar yaşayacak, yani böyle elindeki dümeni bazen o yöne bazen bu yöne kıracak gemi dümeniyle oyun oynayan kaptan gibi.

 

Fakat gemi dümeninin oynamasından kendisinin zarar görmesinden hep kaçınacak.

 

Mesela bunun için, TSK’yı gitgide daha fazla kullanacak kendisi için.

 

TSK Özel Kuvvetler’e ait Bordo Berelileri çıkaracak o bölgelere şimdi.

 

Belki de, o oynayacak, bordo bereli TSK mensupları ölecek, ki, askerin işinin adı ne zaten di mi?

 

Biri oynasın, biri ölsün.

 

Hülasası…

 

Erdoğan IŞİD karşıtı batı cephesine katılmayacak ne bugün ne yarın ne de 6 ay, 1 sene sonra.

 

Bu arada da IŞİD ile iyi ilişkileri hep sürecek.

 

Erdoğan IŞİD’i kullanmayı da hedefliyor kendi hedefleri doğrultusunda, kendini artık Ortadoğu’nun yeni CİA’si sanıyor çünkü.

 

Ve, evet, sahnede yeni yetme Ortadoğu CİA’sı…

 

Artık Ortadoğu’daki dış politikaya bu açıdan bakmalı herkes.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Galiba bu iş tutacak
AKP seçmeninden oy alacak
Mütekabiliyet