Erdoğan çok bilinçli olarak Hitler faşizmini uyguluyor
13 Nisan 2014 12:08

Recep Erdoğan son demecinde Anayasa Mahkemesi’nin kendi faşist uygulamalarına aykırı olarak aldığı kararlarla ilgili olarak Başkan Haşim Kılıç’a en ağır şekilde sataşarak ”Anayasa kurumu çıkıyor Milletin haklarını savunacağı yerde uluslararası şirketlerin ticari hukukunu savunuyor. Herkes konumunu bilecek, sınırlarını bilecek. Yüzlerce dosya beklerken, bunu acele acele karara bağlamak kendilerini birinci mahkeme yerine koymak Millet’e yapılmış haksızlıktır. HSYK kararları ile ilgili böyle bir karar alınmıştır. Herkes yetkilerini bilmeli. Siyaset yapmak isteyen cübbesini çıkarır siyasetini yapar” sözlerini sarf ederek Hitler faşizminin iki çirkin uygulamasını sergilemiş ve on iki senedir bunu kendisine küresel güçler tarafından öğretildiği gibi harfiyen uygulamaktadır.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Erdoğan, katil ve faşist Hitler’in devlet yönetiminde ve propaganda tekniğindeki tüm yöntemlerini olanca despotluğuyla acımasız olarak uygulamakla beraber bu yazıda yukarıda bahsettiğim gibi iki çirkin uygulamasına değineceğim.

Hitler yöntemi bu iki uygulama nedir?

Bunlardan biri basını korkutup baskı altına alarak kendi istedikleri hazır haldeki haberlerin yazılarak halkın önüne konulması.

Diğeri de yargıyı tarafsızlıktan çıkarıp kendi egemenlikleri altına almasıdır.

Goebbels, Hitler’in Propaganda ve Haberleşme bakanıdır.

Kendisi felsefe mezunudur ve bu alanda doktora sahibidir.

Ayrıca Hitler’in propaganda ekolünün kurucusu ve yöneticisidir.

Yani, kısaca Hitler tüm propaganda sistemini Goebbels’in kuramlarına dayandırmıştır.

Hitler’in kendisi de bir kısım propaganda kuramları geliştirmiş ve bunları da acımasız olarak uygulamıştır.

Şimdi, Hitler’in propagandacısı Goebbels’in ‘’Gerçek olaylar ve durumlar hakkında açık seçik bir malumata sahip olsalardı, bu haberleri okuyarak gitgide gevşeyip çökebilirdi insanlar. Alman halkının bunları öğrenmemesi ne iyi! Sahip olacağı kanaat, hazır halde önüne konuyor’’ ve ‘’Yargı devlet hayatının efendisi olamaz, devlet politikasının hizmetkarı olmalıdır’’ sözleri Recep Erdoğan faşizminin de ana unsurlarını oluşturmaktadır.

Yani, halkın tepkisini önlemek için korkuttukları basın/medya kanalı ile hükümet uygulamalarını cici/şirin göstermek ve kendilerine engel olmak isteyen muhaliflerini kodese tıktırmak, hükümet politikalarına dava açılırsa onay almak için yargıya egemen olup emirleri altına almaktır.

Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği karar ve yasa ne idi?

Biri tivitir yasağı.

Diğeri HSYK yasası.

Bu iki konuda yukarıda ele aldığımız Hitler ve onun yakın takipçisi Recep Erdoğan faşizmini Goebbels’in saptadığı kurallarla tam örtüşmüş olarak birebir ilgilendiriyor.

Tivitir yasağı halkın gerçek haber alma özgürlüğüne vurulan en çirkin ve aşağılık bir yasaktı.

Anayasa Mahkemesi bu alçak yasağı kaldırınca Adolf Hitler’in propaganda çırağı Recep Erdoğan’ın,medyayı ağır baskı altında tutmasına karşı hiç olmazsa halkın, Hükümet’in Devlet ve Millet aleyhindeki uygulamaları konusunda birbirlerine gerçek haberleri ulaştırmasında önemli bir nefes alma penceresi açılmış oldu.

İşte kendisinin uyguladığı ‘’Hitlerizm’’ faşizmine engel olan Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına onun ilkelerini modellemesi bakımından Adolf Hitler çırağı Recep Erdoğan her faşistin yapabileceği gibi kahretmektedir.

HSYK yasasının iptali ise yargıyı tıpkı faşist Hitler gibi egemenliği altına alan faşist Recep Erdoğan despotizmine vurulan en kahredici bir hukuk zaferi olduğu için.

Bunları dün faşist Adolf Hitler, bugün ise faşist Recep Erdoğan acımasızca yapmaktadır.

Peki, yukarıya aldığımız demeci ile Recep Erdoğan, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’a çok sert ve hakaretamiz bir tarzda sataşarak 7/24 uyguladığı faşistliğini neden açıkça ortaya koyuyor?

Yanıtı son derece basit.

Yine, yukarıda açıkladığım gibi faşist Hitler’in ve takipçisi olarak çalışkan öğrencisi Recep Erdoğan’ın titizlikle uyguladığı iki despot, çirkin, aşağılık, seviyesiz uygulamayı Anayasa Mahkemesi’nin iptal etmesi nedeni ile.

Bu adam bir yığınla üniversiteden fahri doktora ünvanı aldığını biliyordum da hukuk fakültesinden doktorası olduğunu doğrısu hiç bilmiyordum.

Bu adam oylama yöntemi ile bu kararların alındığını bilmiyor mu?

Elbette çok iyi biliyor.

Ama adamın derdi başka.

Tehdit ederek demek istiyor ki sende dahil başkan olarak aleyhte oy kullananlara neden engel olmadın.

Yalan ve mide-barsak gurultusu iledolu bu demecini analiz ettiğimiz zaman her faşistin söyleyebileceği saçmalıklarla dolu.

Örneğin ‘’Anayasa kurumu çıkıyor Millet’in haklarını savunacağı yerde uluslararası şirketlerin ticari hukukunu savunuyor’’ diyor.

Bu adamı tanımasak yahu ne kadar yurtsever ve milliyetçi kişliğ var deriz, gözlerimiz yaşarırdı.

Ama adam zaten Devlet ve Millet’in maddi manevi değerlerini küresel efendilerine peşkeş çekerek iktidar olup Başbakanlık makamına geldi.

Adam utanmadan, yüzü kızarmadan yalan söyleyerek kendi yaptığı cürümleri işine gelmediği zaman başkasının üstüne atıyor.

Devlet’in Millet’in topraklarını, nehirlerini, göllerini, fabrikalarını, bankalarını yabancı şirketlere satan kendisi değil midir?

Bir örnek verecek olursak, eğer Anayasa Mahkemesi engel olmasaydı Kıbrıs adası büyüklüğündeki Güneydoğu’muzdaki mayınlı araziyi ‘’one minute’’ci Recep Erdoğan değil miydi?

Ayrıca, Adolf Hitler takipçisi Recep Erdoğan ‘’Herkes konumunu bilecek, sınırlarını bilecek’’ diyerek Haşim Kılıç’ı hiç de kapalı olmayan bir şekilde tehdit etmektedir ki bu sözlerle ‘’Benim emir ve uygulamalarıma göre hüküm vermeye zorunlusunuz’’ demek istiyor.

Tam bir korku psikolojisi seriyor ülke gündemine tıpkı Adılf Hitler’in yaptığı gibi.

Benim içimden ‘’Senden korkan senin gibi olsun’’ demek geliyor.

Herkesin bunu açıktan söylemesi gerekiyor.

Çünkü, bütün faşistler aşırı korkaktırlar.

Hatta korkaklık hastalığına tutulmuşlardır; faşistliklerinin nedeni de budur.

Bir de ‘’Yüzlece dosya beklerken, bunu acele acele karara bağlamak kendilerini birinci mahkeme yerine koymak Millet’e yapılmış haksızlıktır’’ diyor Adolf Hitler takipçisi Recep Erdoğan.

Adam sanki hukuk dalında ‘’Ordinaryüs Profesör Dr.’’ gibi emin olarak konuşuyor.

Cahil ve pervasız.

Yerel mahkemelerin yargıç ve savcılarını sürgünle korkutursan ve şimdiye kadar yaptığın gibi buna devam edersen halkın haklarını tabii ki Anayasa Mahkemesi koruyacaktır.

Adolf Hitler’in has çırağı Recep Erdoğan bu konudaki en son tümcesinde ‘’Herkes yetkilerini bilmeli, siyaset yapmak isteyen cübbesini çıkarır siyasetini yapar’’ diyerek her faşist yöneticinin yaptığı gibi tehdit ederek had bildiriyor.

Bakınız, faşist Adolf Hitler’in Propaganda ve Haberleşme Bakanı Joseph Goebbels ‘’Kitleler aklını yitirmiş bir sarhoşluk içindedir, böyle devam etmeli; halk bu fanatizmden çıkamaz ve çıkamayacak’’ diyerek bir millet için en acıklı gerçeği ifade etmiştir.

İşte, dünya tarihinin en kanlı katillerinden biri olan Adolf Hitler sürü halindeki zavallı kitleleri böyle en aşağılık bir şekilde yönetmiştir.

Şöyle bir düşünelim! Adolf Hitler’in çırağı günümüz faşizan yöneticilerinden Recep Erdoğan kitleleri nasıl yönetiyor ve yönlendiriyor?

Haşim Kılıç’a çok çirkin tarzda hatta hukuka tecavüz edercesine sataşmasının nedeni faşist Adolf Hitler yöntemini çirkin bir tarzda anımsatıyor mu?

Ve bir de kitleleri korkutma ve yöneticileri birer emre itaat makinesi haline getirme bakımından Adolf Hitler’in sağ el ayasını açarak halka doğru uzatması ki ‘’Heil Hitler’’ sembolü olarak bilinir;anlamı ise ‘’Hitler’i Kutsa’’dır,Recep Erdoğan’ın kullandığı ‘’Rabia’’ sembolü birbirlerine ne de çok benzemektedir.

En son olarak halkı ve muhaliflerini korkuturken balkon konuşmasında kullandığı ‘’Rabia’’ sembolünü anımsarsanız tüm bunlar tesadüf diyebilir misiniz?

[email protected]

İbrahim ÖZDOĞAN twitter