En iyisi susmak
12 Şubat 2019 17:30
CHP ile ilgili iç sorun ve ihtilaf haberleri gelmeye devam ediyor.
Safile USUL H&H YORUM
Bunlar şu anda hiçbir işe yaramıyor ve doğru da değil.
O kadar işe yaramıyor ve o kadar doru değil ki, söz konusu olaylar ve kişiler hakkında yazmamak bile en iyisi.
Bu konuda susmak en iyisi şu anda.
Görüyorum, görmeye devam ediyorum CHP yönetiminin ana muhalefet partisi olarak ne kadar çapsız olduğunu.
Hergün gördüğüm şeyler var.
Ama şu anda bunları konuşulup, halledilemeyeceğine ve de Ekrem İmamoğlu, Mansur Yavaş ve diğer adayların başarılı olması gerektiğine göre, bari onlara zarar vermeyelim bu şekilde konuşup davranarak.
Bakın daha o gün aday tanıtımında Ankara’da kullanılan müzikler bile başlı başına büyük bir sorun ama şu anda ne yapılabilir?
O çalınan müzikler dahi CHP’nin kuruluşundaki tabiatına aykırı.
Ama şu anda bunları konuşmak istemiyorum.
Yerel seçim dışında herşey geri planda şu anda.
Olabilir, seçim kaybedilebilir de. Ama sonra konuşulur bunlar. Ve, belki yine hiçbirşey değişmez ve yine bu halde bir parti oluruz ama şu anda yine de bunlar konuşulmamalı.
Kaldı ki, parti içindeki yanlışlar yıllardır var, onlar hakkında önceden konuşmayıp da şimdi konuşanları mazur göremiyorum.
Ben bugün başka bir konudan bahsedeyim.
Son zamanlarda kriminaliteye ilgim acaip arttı.
Dün sabah çayı ocağa koyarken baktım Şule Çet cinayetini çözmeye çalışıyorum.
Vakit buldukça her gece TEVE 2’de Kanıt’ı izliyorum.
Çünkü devamlı kriminal haber olayı okuyorum gazetelerde.
Şule Çet olayının nasıl geliştiği konusunda kafamda soru işaretleri var ama mesela dünkü bir olay açıktı.
Adam 65 yaşında.
Karısı 45.
Karısının sevgilisi 27.
Karısı ile sevgilisi birlikte 65 yaşındaki adamı öldürüyorlar.
Gazetelerde devamlı bu tür haberler okuyorum.
Kadın cinayetleri gırla devam ediyor zaten.
Peki, mesela Şule Çet olayıyla sevgilisi ile birlikte kocasını öldüren kadın olayı arasındaki nasıl bir sosyal bağ var?
Çok açık bir bağ bu.
Bütün din devletlerinde ve tam din devleti olmasa da, dinin kullanıldığı ve toplumun özgürleşmesinin önünün tıkandığı toplumlarda her bu tür cinayetler çoktur.
Zira özgür ahlakın gelişmesinin tabularla engellendiği toplumlarda iki yüzlü ahlak, yani ahlaksızlık gelişir.
Şule Çet olayındaki adam kılıklı mikroplar çevrelerinde iş güç sahibi bilinen, muhtemelen AKP’ye oy veren, çevrelerinde muhafazakar vs. görünen tipler.
Kullandıkları Plaza AKP’liler tarafından yapılmış.
Fakat herifin bir numaralı derdi kızlarla cinsellik.
Şule de ellerine düşmüş genç ve güzel bir kız. Onu gözüne kestirmiş, kız zaten işsiz ve iş arıyor.
Kızı plazaya çıkarıyor, belli bir saatten sonra da kafayı iyice dağıtıp, kızı ters ilişkiye girmeye zorluyor.
O kadar hayvan ki, kız istemediği halde zorluyor. Ona göre kız plazaya çıktıysa zaten bu yolun yolcusudur.
Kızı zorlarken kız direniyor ve itişme ve boğuşma çıkıyor.
Ve, olay kızın Plaza’dan atılması veya düşmesi ile sonuçlanıyor.
Avrupa’da bir tane bile böyle olay yok.
Neden?
Çünkü insanlar sahte dindar ve sahte muhafazakarlık oynamak yerine özgürce yetişip, ahlak çizgilerini oluşturuyorlar.
Erkekler kızları insan, kızlar da erkekleri insan olarak görüyor önce.
Bu, bu hükümet döneminde kök salan mikroplar ise, kıza, kadına bakınca sadece birşey görüyorlar.
Cübbelisinden, bilmemnesine, bin türlü sapık, sapkın.
Allah belanızı versin.
Yukarda bahsettiğim olayda, yani kadının kocasını sevgilisi ile öldürmesi olayında ise, güya muhafazakar ve herşeyin tabu olduğu ortamlarda kadınlar da erkekler de böyle canavara dönüşüyor.
Ayrılmak tabu, boşanmak ayıp vs.
Bir sürü katil üretiyor bu toplum.
Tıpkı pislik Arap ülkeleri gibi olduk.
Allah belanızı versin toptan.
Hırsızlık, araba hırsızlığı gibi şeyler de cabası.
Polis ise, sadece Süleyman Soylu’nun emrettiği vakaları çözüyor.
Oysa pislik yuvası kaynıyor ortalık.
Gazeteler en adi cinayet haberleri, tecavüzlerle dolu.
Katiller, ırz düşmanları cirit atıyor.
not: CHP tanzim satış olayına çok dalmamalı zira 31 Mart’a kadar bu alanda çok şey değişir daha, enerjiyi bu konuya ayırmak yersiz, zaten biter bu olay yakında. Daha makro bir düzeyden yaklaşılmalı seçmene, ki, ne demek istediğimi anlatabilmek için bu konuyu biraz açmam lazım, biliyorum
Yazarın Son Yazıları:
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı
Didik didik bir şey aramışlar
