Ekrem İmamoğlu: Bizim sloganlarımızı, vaatlerimizi kullanıyorlar

Ekrem İmamoğlu: Bizim sloganlarımızı, vaatlerimizi kullanıyorlar
24 Mart 2019 22:00

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkan adayı Ekrem İmamoğlu, ‘Teke Tek Seçim Özel’ programında gazeteci Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı.

 

 

 

Ekrem İmamoğlu’nun konuşmalarından satır başları;

 

(Fatih Altaylı’nın Ekrem İmamoğlu’nun tüm tahriklere rağmen nasıl sakinliğini koruduğuna ilişkin soru) Seçim kampanyası dönemindeyiz. Suçlamalarla yormaya çalışıyorlar. Üstünüze alınmadığınız zaman, size yapışmadığı zaman rahat oluyorsunuz. Bu anlamda kendime çok güveniyorum. Ben hiçbir insanın nefretine talip değilim. Bana oy vermeyenlerin saygısını kazanacağım. Saygı kazanmak zor değil, dilinizle alakalı bir şey.

 

Herkes bana oy vermeyecek ama inanıyorum ki seçildiğim gün oy vermeyenler diyecekler ki “Oy vermedim ama iyi ki bu adam seçildi.”

 
“BİNALİ BEYİN BİRİNDEN İZİN Mİ ALMASI GEREKİYOR?”

 

Nezakaten Binali Bey’i aradık, buluşalım dedik ama kabul etmedi. Acaba orada bir irade bağımlılığı mı var? Birinden izin mi alması gerekiyor? Öyleyse çok yanlış.

 

Youtube’da milyonlarca liralık reklamlarla beni karalamaya çalışıyorlar. Burada bir kara propaganda var. İğneleyici, yaralayıcı, çok kötü sözler var… Bunları ben yaptırtmam. Ben ne yapacağımı anlatırım, bundan başka ne olabilir ki?

 

Bizim sloganlarımızı, vaatlerimizi kullanıyorlar. En az 8-9 tane var. Hoşuma gittiği için anlatıyorum bunu. Sadece vatandaş değil, siyasiler de güzel dile aç.

 

 

“SARAYIN HDP İLE İŞ BİRLİĞİ İDDİASI”

 

Altaylı’nın, HDP Eşbaşkanın CHP ile ilgili söylediği sözlere ilişkin ve CHP’nin İstanbul listelerinde terör örgütü üyelerinin de yer aldığı iddialarıyla alakalı sorusunu üzerine Ekrem İmamoğlu, “Ben değil YSK’nın bilgisi ve dahli var. Şu psikolojiyi anlatmam lazım. Çok kalp kırıyorlar, üzülüyorum. Şu göğüse başını yaslayıp insanlar ‘ya ben terörist miyim?’ diye ağlıyor. 60-70 yaşında adamlar. Kadın geliyor ‘benim neyim terörist’ diyor ya bu şehirde yaşıyor insanlar. Nereye varılmak isteniyor?

 

Komşuyuz biz. Siz buradan gittiğiniz evde, belki iki kapı yandaki komşunuz HDP’ye oy vermiş bir insan. Olamaz mı? Bu şehirde kaç milyon insan HDP’ye oy vermiş, kaç milyonu da AK Parti’ye oy vermiş. Ben AK Partililerin oyunu alacağım, göreceksiniz. Kendisine oy vermiş seçmen, taraf değiştirdi diye terörist olma ihtimali var mı? Ayıptır, yazıktır, günahtır ve toplumun geleceğine atılan bir darbedir. Yapmayın.”

 

“Ben kullandığı dil itibarıyla önemli bir hizmet yaptığımı düşünüyorum. Bilinçli bir hizmet değil. Ruhum. Kaç yıldır şikayet ettiğim şeyler. Bir insanı karalamak, bir insanı yerden yere vurmak…”

 

İSTANBUL’UN ÖNCELİKLİ SORUNLARI

 

“Birinci sırada istihdam ve ekonomi. İstihdam, işsizlik, yoksulluk. Üç temel sorun birinci sırada. Tabiki belediye. Mesela yoksulluk, niye belediye ilgilenecek? Yardımlarını daha da artıracak. Niye? Bu sıkıntılı dönemden vatandaşını çıkartmak için yardımcı olacak. Biz aile destek paketi oluşturduk, sofra destek paketi oluşturduk, evlilik destek paketi oluşturduk.”

 

Çocuk destek paketi oluşturduk. Dedik ki, 500 bin çocuğun eğitimle ilgili masraflarını karşılayacağız. Bu rakamlar öylesine havaya fırlatılmış rakamlar değil. Toplumun analiziyle önümüze verilen ‘Bu kentte 500 bin çocuğun buna ihtiyacı vardır.’ denildiği için bunları koyduk. Keşke ben teknolojiyi konuşsaydım, kent enstitülerini anlatsaydım ama Türkiye’nin bugün geldiği noktada, sadece Ocak ve Şubat ayında 180 bin kişi daha işsizlik ordusuna eklendi. İstanbul’da bu daha da acı. Karadeniz de veya Doğu Anadolu’da bir işsizin koşulları yine kolay. Komşusu var köylüsü var köyü var. İstanbul’da çalacak kapısı yok. Kim o kapı Büyükşehir Belediyesi.”

 

“İstihdamda nasıl varız? İş imkanı yaratacağız. Elbette biz herkesi belediyeye almayacağız. Şöyle söyleyeyim, 200 bin insana iş imkanı yaratacağız dedik 5 yılda. Önceki rakibimiz dedi ki, ‘Ya kardeşim, belediyenin işi mi iş bulmak?’ dedi, 3 gün sonra ‘500 bin kişi’ diye açıklama yaptı. ‘200 bin kişiyi İBB’ye alacağım’ demedim ki?”

 

 

ULAŞIM VE TRAFİK PROJELERİ

 

“Deniz ulaşımı ile ilgili açıklama yapıyorlar, ne diyorlar? ‘Deniz ulaşımını geliştireceğiz.’ 90’ların ve 2000’lerin başında bu şehirde deniz ulaşımının toplu ulaşım içerisindeki payı neydi biliyor musunuz? Yüzde 10, şuanda kaç yüzde 3’ün altında. Kimin döneminde oldu bu? Güvendiğiniz, inandığını hatta mesleği denizcilik olan ve Ulaştırma Bakanlığı’nın başında, Başbakanlık yapmış bir kişi Büyükşehir’e aday. Peki neden denizcilik bu şehirde öldü? ‘İDO’yu yarattık’ dediniz peki neden İDO’yu iflas ettirdiniz? Deniz ulaşımı azaldı.Ben kendisini ziyaret ettim iki yıl önce. 3 tane maddem vardı. Genel Başkanımızı aradım, dedim ki ‘Efendim benim bölgemde çok yoğunlaşan problemler var. Sayın Yıldırım’dan randevu alıp gitmek istiyorum’, ‘gidebilirsin’ dedi. Dedik ki ‘ne sunmalıyız.’ Bir; Beylikdüzü ve çevresinin deniz ulaşımına ihtiyacı var. 2; metro ulaşımı tam 16 senedir Beylikdüzü civarına vaad edilir yapılmaz. Metroyu isteyeceğiz. 3; yoğun nüfus akışından dolayı enerji yetersizliği var. Gittiğim enerjiyi anlattım, sadece dinlediler. Raporumu sundum. Sonra metroyu anlattım, dedim ki ‘bu insanları yıldırıyor, İstanbul’un en büyük yatırımı metro olmalı.’ Bana verdikleri cevap, ‘Kanal İstanbul belli olmadan başlayamayız.’ Şimdi bu seçimde yine Beylikdüzü metrosunu vaat ettiler. Aynı cevabı Büyükşehir Belediye Başkanları da verdi. En kritiğini söyleyelim mi? Bana, ‘Marmara Denizi’nde deniz ulaşımı mantıklı değildir, bana ısrar etmeyin Sayın Başkan, ben denizciyim.’ Aldığım cevap buydu. Şimdi aynı Marmara Denizi’nde bizim açıkladığımız deniz ulaşımı formülünü kendileri açıkladı.”

 

BAŞAKŞEHİR KULÜBÜ’NE VERİLEN DESTEK

 

Fatih Altaylı’nın; Belediye’nin Başakşehir’e desteği devam edecek mi sorusuna İmamoğlu, “Fatih Bey, siz bu ülkenin pırlanta gibi bir kulübünde yöneticilik yapmış bir insansınız. Düşünelim, bu şehrin Belediye Başkanıyım. Galatasaray’ı var, Fenerbahçe’si var, Beşiktaş’ı var. Onlar belli bir felsefeyle yollarına yürüyorlar. Ama dünya markası olmuş üç tane kulübü var. Mesela Londra’ya gittim, İstanbul’u tanıtacağım. İstanbul ile ilgili en bilinen; Boğaziçi Köprüsü derler, Ayasofya derler bunun gibi. Bir de Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe derler. Bu benim kentimin değeri. Benim bu şehrin o üç takımını alıp başımın üstüne koyup, onları vitrine koyup, onlarla iş birliği yapıp, dönem dönem ekonomilerine katkı sunmak… Bu aynı zamanda, zaten toplumun büyük bir kısmı bu üç büyük takımın taraftarı İstanbul’da. Bu takımların sporla beraber toplumu buluşturmada da simgesel eylemleri olur. Siz ne diyorsunuz? ‘Ben gurur duyuyorum, Başakşehir’i ben kurdum, yarattım. Şimdi de şampiyon olacak.’ olmaz.”

 

EKREM İMAMOĞLU’NDAN ÇAĞRI: ARTIK GÖREVİNİZE DÖNÜN

 

“Ben iyi Cumhuriyet Halk Partiliyim, toplumu ayrıştıran bölüştüren de değilim. Devlet adamlığı kimliğini özledik değil mi? Ben özledim şahsen. Şimdi önümüzde seçim var. Biliyorsunuz, bazı bakanlıklar seçime 6 ay kala değişirdi. Niye? Tarafsız ilkesi korunsun diye. Şimdi bakanlar sağda solda oy istiyor. Benim aleyhime konuşuyor veya Sayın Cumhurbaşkanı mesaj veriyor ve diğerleri. Artık görevinize dönün, pazar günü kimsenin burnu kanamasın, Gelin birilerini karalamak üzerinden oy kazanmayalım.”