Ekonomik terör ve israf

Ekonomik terör ve israf
18 Kasım 2014 09:47

Değerli okuyucular! Sohbetimizin konusu, ekonomik terör ve israf hakkında olacaktır.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Ey Yüce Türk İslam alemi!

Mensubu olmakla bahtiyar olduğumuz İslam dini; her türlü iş ve faaliyetlerimizde ölçü olarak, orta yolu tutmamızı önermektedir.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde, ”İşlerin hayırlısı orta olanıdır.” buyuruyor. Bu ölçünün dışına çıkmak; ya israftır, ya da, cimriliktir. Her ikisi de, Türk İslam alemine yakışmayan kötü, huylardır. Kur’an-ı Kerim de: ”Allah’ın sevmediği” bildirilen, saçıp savuran cimriler ve müsrifler hakkında Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.): ”Cennete giremezler” buyurmuştur.

 

Sadakat ve samimiyetle Müslümanım diyebilen bir kimsenin, riyakarlık ve haramdan uzak olması lazımdır ki; bizi dünya ve ahiret saadetine götürecek ölçü; ikisinin ortası olan cömertlik hususunda, iktisat ve tasarruf kurallarına uymaktır. Sahip olduğumuz nimetlerin bir kısmını vatan ve Millet’e hizmet noktasında güvenilir, kamu yararına faaliyet gösteren sosyal dilim kuruluşlarına (cemiyet) faydalı olacak şekilde değerlendirmektir.

 

İnsanlığın refah, mutluluk ve geleceğini teminat altına almayı gaye edinen Yüce İslam dini haram ve yasak kıldığı kötü faaliyetlerden biri de israftır.

 

İsraf ve saçıp savurmak, fert ve toplumu yoksulluğa ve felaketlerle karşı karşıya getiren, cemiyeti yıkan korkunç ve en tehlikeli afetlerin başında gelir.

 

Kişinin sahip olduğu maddi ve makam-mevki varlıkları lüzumsuz ve ölçüsüz olarak sarf ve telef etmesi israf; yeri ve zamanı geldiği halde, onu başta reel sektör olmak üzere, hayırlı işlerde harcamayıp bekletmek de cimriliktir.

 

Üzülerek ifade edeyim ki, büyük şehirlerde israf edilen, çöplüklere atılan ekmeklerin değeri binlerce tonları bulmaktadır.

 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde, ”Ekmeğe saygı gösteriniz, (C.C) ekmeği saygıya layık görmüştür, ekmekle beraber gökten bereket indirir, yerden bereket çıkartır.”

 

”Ekmeğe saygı göstermeyen milleti Allah açlık belasına çarptırır.” buyuruyor. Başka bir hadis-i şeriflerinde, ”Harcamada tutumluluk hayatın (geçimin) yarısıdır.” ”İsrafta, gurur ve kibirde bulunmaksızın yiyiniz, içiniz, sadaka veriniz ve giyininiz, Allah; verdiği nimetleri kulunun üzerinde görmeyi sever” buyuruyor.

 

Haram yollarla elde edilen karapara ile, bazı ihanet şebekesi mensubu riyakarlar, bir elbiseyi bir sefer giydikten sonra bir daha giymiyor. Allah aşkına soruyorum? Bu zihniyete sahip olanlarda Allah korkusu, Vatan sevgisi, namus ve şeref olur mu?

 

Bir aile durumunda olan toplumda, zaruri ihtiyaç içinde kıvranan fakir-fukara varken, Allah’ın emaneti olan servet ni’metini; moda, israf ve lüks yolunda harcamak, İslam dininde kesinlikle yasaktır. Gerçek, samimi ve riyakar olmayan Müslüman sorumsuz hareket edemez. Zira Cenab-ı Allah Kur’an-ı Kerim’de mealen: ”Akrabaya, düşküne, yolda kalmışa hakkını ver, elindekini saçıp savurma. Saçıp savuranlar gerçekten şeytanlarla kardeş olmuş olurlar.” buyurmuştur.

 

Çalışmak, helalından kazanmak, meşru yollarla zengin olmak nasıl dini, Milli ve ictimai (sosyal) bir görev ise, elimizde olan servetin lüzumlu yerlere harcanması ve sahibi olduğumuz ve olacağımız sayısız nimetlerin şükrünü ancak bu yolla ödemiş olacağız.

 

”Ey mü’min malını sıkı tut, onu ıslah ile güzel idare et.” tavsiyesine uyan, saadete eren bahtiyar mü’minlerden olalım.

 

2015 yılında faaliyete geçecek olan 4 G hakkında, Yüce Türk Milletini kısaca bilgilendirelim:

 

4 G sistemi devreye girdiği zaman, Türkiye büyük bir israfla karşı karşıya gelecektir. Özellikle haram yollarla elde edilen karapara sahipleri, hemen modaya uyarak büyük harcama yapıp çevresindekiler de bu modaya özenip imkanı olanlar 4 G’ye uyumlu cep telefonu alacaklardır. Allah korkusu olmayanlar da, haram para elde etmek için, Allah’ın ve Türkiye Cumhuriyeti kanunlarının yasakladığı işlere odaklanmasına sebep olacaktır. Bu da Türk ekonomisini darboğaza sürüklemenin değişik bir koludur. Allah korusun.

 

TBMM de grubu bulunan siyasi parti genel başkanlarının, nereden buldun (karapara) yasasının acilen, Partiler üstü olan bu Milli konuyu, ellerini vicdanına koyarak, caydırıcı yasayı çıkarmalıdırlar. Yasaya haksız kazanç faaliyetleriyle uğraşanların, para ve hapis cezalarlıyla, sigara içme ve trafik cezaları gibi cezalandırılması halinde, insanların hem dünya da hem de ahirette cezalandırılma korkusu doğacak ve böylece haram olan işerden daima uzak durmalarına vesile olacaktır. Partinin genel başkanları vicdan muhasebesi ahlakını ve Allah korkusunu hatırlayıp, bu yasanın kısmen de olsa, Milli ekonomik sorununun çözümüne katkısı olacaktır.

 

Bir örnek verelim: Türkiye de finans sektöründe faaliyet gösteren bazı Yunanlı kuruluşlar, EKONOMİK TERÖR faaliyetiyle 1974 Kıbrıs barış harekatının intikamını alma çabası hayalindeler. Resmen itiraf ediyorlar: MEHMETÇİK vakfına dosya masrafınızı bağışlayamayız cevabını veriyorlar. Bu finans kurumunun dosya masrafı olarak müşterilerden aldığı ücreti, şahsıma istemiyorum; mümkünse MEHMETÇİK vakfına bu dosya masrafını bağışlayın deyip muvafakatname verenin talebine karşı, demirbaş ve kalıplaşmış cevaplarla inatlaşarak, efendim böyle bir talep kurumumuzun şartlarına uygun değildir cevabını veriyorlar. Dosya masrafını vermemek için, insanların ve Türk bürokrasisinin kıymetli zamanını israf etmekten başka bir şey olabilir mi? Bu tür faaliyeti olanlara EKONOMİK TERÖR ile ne fakı var?

 

Bir işi yapmak isteyen bir çare bulacak, hiç bir iş yapmak istemeyen inatlaşarak kalıplaşmış cevaplarla, zulüm etmeye devam edecek. Dürüst insan çözüm bulur, işi uzatmaz.

 

Türk halkı olarak: Yunanlı sermayedarların sahip olduğu ticari kuruluşlara ilgi göstermeyip uzak durmalıyız ki, MEHMETÇİK vakfına saygı göstermeyenlerin akılları akılları başlarına gelsin. Bu finans kurumları, müşteri avlamak için Vakıf, dernek, sendika, şirket, büyük çiftçiler, sanayiciler vs. gibi kurumların-kişilerin muhasebeci veya patronlarına, efendim bizimle çalışırsanız önerisini nasıl yapıyorlarsa, müşterileri’nin alacaklarına da, aynı duygu ve düşünleleri göstermelidirler ki, Türk halkına saygılı olduklarına inalım. Namuslu ve şerefli bir insan, hiç bir zaman, hak etmediği bir şeyi talep etmez, herkes de bunun bilincinde olup, haddini bilmelidir. Kimsenin haddine değil, Türk halkına EKONOMİK TERÖR uygulamak!

 

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU’NUN G-20 ZİRVESİNDE Kİ, YOLSUZLUK AÇIKLAMASI

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Australia’nın Queensland eyaletinin başkenti Brisbane kongre merkezi’nde G-20 Liderler zirvesinde uluslararası medya mensuplarına yönelik basın toplantısı düzenledi. Yolsuzlukla (Haram Kazanç-Kara para) mücadelenin en önemli konularından biri olduğunu ifade eden Davutoğlu, ”Birçok ülkede etkili… Kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri yolsuzluk” diye sadakat ve samimiyetle ifade etmesi memnuniyet vericidir. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘Yolsuzluk yapanın Allah belasını versin” ifadesinin ne kadar doğru ve isabetli olduğu bir kez daha kanıtlanmış oluyor. Kadirşinas Türk Halkı da diyor ki, Başbakan Davutoğlu ve Maliye Bakanı Şimşek’ kin samimi özdeyişlerinden esinlenerek, yolsuzluk yapana göz yumanların da, Allah belasını versin inşallah.

 

Ey Türk Halkı! En büyük terör, EKONOMİK TERÖR olduğunun bilincinde miyiz?

 

Cenab-ı Allah, Yüce Türk İslam alemine, haram lokmayı midesine götürmeyi nasip etmeyen kullarından eylesin.

 

Vatan şehitlerimizi ve Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü, silah arkadaşlarını ve değerli okuyucularımızın atalarını rahmetle, Gazileri minnetle anar. Hastalara şifa-i şerifler dileriz.

 

Hadis-i şerifler kaynakçası: T. C. Diyanet işleri Başkanlığı yayın No: 207

(Danısman , Ekonomist)

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun