Ekmeleddin İhsanoğlu bundan sonra ne yapmalı?
31 Temmuz 2014 10:35

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine şunun şurasında çok az bir zaman kaldı.

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

Zaten dünya standartlarına göre sürenin tamamı çok kısa idi.

Bu nedenle de adaylar arasında tam bir eşitsizlik ve adaletsizlik hakim durumda oldu.

Sadece seçim süresi nedeni ile mi bu adaletsizlik ve eşitsizlik söz konusu?

Elbette koskoca bir hayır diyebiliriz bu durumda.

Çünkü, iktidar ve güç elde etmek için yapmayacağı hiçbir propaganda yöntemi ve eylem bulunmayan küresel güçlerin işbirlikçisi Recep Erdoğan başbakanlık makamında oturması nedeni ile devletin tüm olanaklarını sonuna kadar kullanmaktadır.

Yurtseverler olarak bizim derdimiz Recep Erdoğan’ı siyaset sahnesinden bir daha geri dönmeyeceği şekilde silmektir.

Bugün itibariyle bunun yolu da onu cumhurbaşkanlığı seçimlerinde büyük bir hezimete uğratmaktan geçer.

Şimdiye kadar olanaklar dahilinde gerek li çalışmalar yapıldı.

Bu yeterli mi?

Asla değil.

Bu nedenle bundan sonraki çalışma son derece taktik ve stratejik yapılmalıdır.

Önemli bir açıdan Ekmeleddin İhsanoğlu bu konuda son derece avantajlı durumdadır.

Nedir bu yöntem?

Bakınız, siyasal pazarlamada,kategorik olarak ‘’olumlu’’ ve ‘’olumsuz’’ propaganda yöntemleri vardır.

‘’Olumlu’’ propaganda yönteminde kendini ve projelerinizi anlatırsınız,seçmeni cezp edebilmek için.

Bu yöntemde asla rakibinize çok sert ve aşırı olarak yüklenemezsiniz,çünkü çok zararlı olabilir.

Bu yöntem hangi durumlarda uygundur?

Defolarınız açısından rakibinizle aynı durumda olduğunuz zaman.

Bir de yukarıda zikrettiğimiz gibi ‘’olumsuz’’ propaganda yöntemi vardır.

Bu yöntemde rakibinize şiddetle yüklenirsiniz.

Bu yöntemde rakip kısa sürede çökertilir.

Peki, bu yöntem hangi durumlarda etkilidir?

Tabii ki defolarınızın varlığı bakımından rakibinizle eşit durumda bulunmamanız hatta seçmenin bu konuda sizde kusur sayılacak bir şeyin ayırtına varamayışından ileri gelmektedir.

Bu daha çok hangi koşullarda oluşur?

İki rakipten birinin şimdiye kadar siyasal arenada bulunmayışı ve ülke yönetiminde bir dahlinin olmamasından ileri gelmektedir.

Şimdi doğrudan ve pratik olarak konuyu gündeme getirelim.

Recep Erdoğan on iki senedir Türkiye’yi yönetmesi nedeni ile toplumun nefretini kazanacağı yığınla icraata sahip.

Bakınız, propaganda ilahı Hitler, ‘’Nefret antipatiden daha etkilidir’’ der.

Ekmel Bey’in propaganda ekibi bunu ‘’olumsuz’’ propaganda yöntemini kullanarak sağlamalıdır.

Bu nasıl sağlanır?

Şehirlerdeki bilboardlar kullanılarak yapılır.

Kitlelerin çoğu gazete okumaz, köşe yazarlarını takip etmez,televizyonlarda siyasal izlenceleri seyretmez.

Bu nedenle bu tür seçmen üzerinde bilboard afişleri çok etkilidir.

Seçmen bir taraftan bilboardlardaki sloganları okurken, diğer taraftan resimleri seyreder ve beyninde çift yönlü etki oluşturur.

Sloganlı ve resimli bilboard afişleri seçmenin bilhassa kültür seviyesi düşük olan kitlelerin hem bilincini hem de bilinçdışını deşarj ederek çok etkiler.

‘’Bir resim bin sözcüğe bedeldir’’ aforizması son derece doğrudur.

Şimdi, Ekmel’in propaganda ekibi bu kısa süre içinde, ‘’olumsuz’’ propaganda yöntemini kullanarak Recep Erdoğan’ın tüm defolarını toplumun önüne sererek kalan bu kısa sürede kesin sonuç almalıdır.

Bir siyasal pazarlamada sloganlı-resimli ‘olumsuz’’ propaganda yöntemi ile afişli bilboard çalışması klasik bir savaştaki tankların hücumuna benzer; rakip hedefleri dümdüz edip geçerek zafere ulaşılır.

Böylebir çalışma kitlelere ‘’rakibimden ben çok güçlüyüm’’ duygusunu aşılar,seçmenin bu yönde beyni yıkanır.

Böyle bir fırsat Recep Erdoğan’ın elinde olsaydı çok radikal biçimde ‘’olumsuz’’ propaganda yöntemini kullanmaktan asla geri durmazdı.

Buna rağmen yine iftiralarla rakibini bel altından vurmaya çalıştığını kamuoyu bilmektedir.

Bilboard afişlerinde seçmeni yönlendirme açısından Recep Erdoğan’la ilgili neler anımsatılabilir,mesela?

Örneğin, yaşlı anasına sarılmış bir köyü resmi ile birlikte ‘’Anama söven birini bir daha yönetici seçmeyeceğiz’’ sloganı.

Örneğin, İkiye bölünmüş bir Türkiye Haritası önündeki karanlık bir insan figürü ile birlikte ‘’Türkiye’yi bölen başımızda oturamaz’’ sloganı.

Örneğin, teröristlerle pazarlık yapan karanlık bir insan figürü ile birlikte ‘’Teröristle pazarlık yapan başımıza geçemez’’ sloganı.

Örneğin, eli fenerli,sırtında çaldığı mallarla ilgili bir hırsız insan figürü ile birlikte ‘’17 ve 24 Aralık’ın üstünü bu nedenle örtüyor,geçit yok’’ sloganı.

Örneğin, yiğit Mehmetçik şehit olmuş vaziyette toprağa uzanmış yatarken görünen figürü ile birlikte ‘’sana kelle diyene geçit yok’’ sloganı.

Örneğin, Öcalan’ın dehşet verici süper seri katilliğini anımsatan bir resmi ile birlikte ‘’Sana sayın diyen utansın,geçit yok’’ sloganı.

Yukarıda sıraladıklarım sadece örnektir, yüzlercesi daha vardır.

Gemicikler.

Villalar.

Para sıfırlamalar.

Rüşvetçi bakanlarla ilgili çok açık şaibeler.

Örneğin, kol saati ile ilgili çok etkili bir figür ve slogan oluşturulabilir.

Ergenekon ve Balyoz yargılamaları ile ilgili kumpas afişleri ne kadar da çok etkili olur.

Bu noktada bir anımsatmayı yapmadan geçemeyeceğim.

24 Aralık 1995 seçimlerinde o zaman ki Refah Partisi tüm şehirlerde bilboardlarla yukarıda anlattığım ‘’olumsuz’’ propaganda yöntemini kullanarak yüz yetmişin üzerinde milletvekili çıkarmıştır.

Bu yöntem çok etkilidir.

Balık hafızalı bir topluma geçmişi anımsatarak seçmen yönelişlerini doğrudan etkiliyorsunuz.

Ekmel Bey ister bu yöntemi uygulasın isterse uygulamasın, her zaman anımsattığım gibi bilhassa seçime çok az bir zaman kala şu son günlerde Recep Erdoğan iftira ve demagojiye dayalı belaltı vuruşlarını bütün şiddeti ile uygulayacaktır.

Halbuki, siyasette kirlenmediği için Profesör Ekmeleddin İhsanoğlu çok avantajlı durumdadır.

Seçime çok kısa bir süre kala bu yöntem uygulandığı taktirde Ekmeleddin İhsanoğlu bir at boynu farkla 12.cumhurbaşkanı olacaktır.

Recep Erdoğan ise maceracı siyaset yaşamının sonuna gelmiş biri olarak tarihimizin karanlık sayfalarında yerini almış olacaktır.

[email protected]

İbrahim ÖZDOĞAN twitter