Ekmel’e altın vuruşlarını Tayyip seçimin son günlerinde yapacak

Ekmel’e altın vuruşlarını Tayyip seçimin son günlerinde yapacak
14 Temmuz 2014 10:03

Öncelikle şu realiteyi açıklıkla belirtelim ki Cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarına Tayyip kendisi açısından çok sıkıntılı bir pozisyon olan 17 Aralık ve 25 Aralık sendromu nedeni ile oldukça endişeli başlamıştır.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Bu nedenle dinsel literatürü bol bol kullanarak 17 ve 25 Aralık’da ortaya çıkan aile boyu küresel çaptaki yolsuzluk iddialarının üstünü örtme gayreti içerisindedir.

 

Şu durum insanoğlunun talihsiz bir kaderidir ki tarih boyunca ve günümüzde deveyi hamutu ile yutanların ve profesyonel hırsızların en temel kamuflaj aracı din kisvesine bürünmesidir.

 

Bu durum her dinin yaşandığı topluluklarda böyledir.

 

Bundan farklı olarak Müslüman topluluklarda hırsızlar daha çok dinsel kisveye bürünürler.

 

Neden?

 

”İslam Hukuku” yasalarının ve kaidelerinin çok ağır suçlayıcı aynı zamanda ayıplayıcı kaideler içermesi nedeniyle.

 

Bakın, Hz.Muhammed bir hadisinde, ”Bir kişi hırsızlık yaptığı anda Müslüman değildir” der ki bu hırsızlık yapan için Müslüman topluluklarında çok vahim bir durumdur ve ömür boyu hırsızlık lekesini alnında taşıması anlamına gelmektedir.

 

Ve böyle birinin hırsızlığı tescillendiği an,onun adı ”hırsız falan” diye kalır ve gıyabında o şekilde anılır.

 

Anadolu insanının kültüründe bu çok yoğun olarak vardır.

 

İşte Tayyip bu kültürü çok iyi bildiği için 17 ve 25 Aralık yolsuzluk iddiaları sendromundan fevkalade rahatsızdır ve bunu bol bol dinsel literatürü kullanarak seçmenin zihninden uzaklaştırma gayreti içerisindedir.

 

Bu konuda o kadar rahatsızdır ki Tayyip, bırakın bol bol dinsel literatür kullanmak işe ”Kuran” metinlerini okuyarak ve okutarak başlamıştır.

 

Anadolu insanının ”Kuran”ın hatırı için her türlü cürümü görmezlikten geleceğini de çok iyi biliyor Tayyip.

 

Ama yine de, ”17 ve 25 Aralık yolsuzluk iddiaları sendromu başıma iş açar mı?’‘ düşüncesi ile derin kuşku içerisindedir.

 

Bu nedenle Ekmel’e, ”altın vuruş” dediğimiz nitelendirme ile çok kamuoyu önünde çok suçlayıcı söylemlerde bulunacaktır.

 

Ama şimdi değil,bunu seçime on gün veya bir hafta kala yapacaktır.

 

Neden şimdi değil?

 

12 senedir Türkiye’yi yöneten Tayyip’in ”cürüm dosyası”nın evrak sayısı arttığı için.

 

Tayyip, eğer şimdi o, ”altın vuruşları”nı yaparsa Ekmel’in ekibi Tayyip’in, ”cürüm dosyası”nın zenginliğinden yararlanarak onu siyaseten mefluç etmesi hiç işten bile değildir;zamanın daha uzun olması nedeni ile.

 

Tayyip bu propaganda yöntemini çok iyi biliyor.

 

Peki,Tayyip bu seçimde ne yapmak istiyor?

 

Boks maçı tabirleri ile bir metafor yapmak gerekirse Ekmel’i, ‘’nakavt’’ etmek istiyor.

 

Bir boks maçını düşünün; daha teknik ve kurnazca dövüşen boksörlerden biri kendini çok fazla yormaz,rakibinin yorulmasını sağlar ama maçın son rauntlarına doğru tüm kuvvetiyle bitkin düşen rakibine yüklenir ve onu ‘’nakavt’’ ederek yener.

 

Bu taktiği dövüşen iki boksörden hangisi daha çok yapar?

 

Tabii ki kendini rakibi karşısında daha dezavantajlı durumda hisseden boksör yapar.

 

İşte Tayyip mazisi tertemiz ve bir biliminsanı olan, uluslararası arenada saygınlıkla karşılanan Ekmel karşısında kendini oldukça dezavantajlı hissetmektedir.

 

Çünkü Tayyip yukarıda da belirttiğim gibi on iki senedir icranın başında olması nedeni ile, ‘’ağır cürümler’’ işlediğininin ayırdındadır.

 

Ve rakibi Ekmel’in,kendisine ait bu zengin ‘’cürüm dosyası’’ndan yararlanmasını önlemek ve onu uyandırmamak için şu anda ekibinin çalışmalarını yürüttüğü iftiraya dayalı ,‘’altın vuruş’’larını seçimin son günlerinde yapacağından kuşku duyulmamalıdır.

 

Şu, profesyonel siyasetçilerce bilinen bir gerçektir ki cürüm işlemiş bir siyasetçinin suçlarını kamuoyuna açıklamayı seçimin son günlerine bırakmak hiç etkili değildir.

 

Çünkü seçime bir hafta,on gün gibi bir zaman kala seçmen kararını vermiş oluyor.

 

Ama, işin uzmanlarınca şu iyi bilinmektedir ki Ekmel gibi siyasette tanınmamış ve denenmemiş kimseler için bu kural geçerli değildir ve rakip tanınmış siyasetçinin atacağı çamurlar tutacaktır.

 

Şimdi bu durumda Ekmel ve ekibi ne yapacaktır, Tayyip’in bu taktiğine karşı?

 

Yine boks maçı tabirlerinden hareket edersek onu, ‘’abandone’’ etmesi gerekmektedir.

 

Bilindiği gibi ‘’abandone’’ bir boks maçında rakibini dövüşemez hale getirerek onu yenmek anlamına gelmektedir.

 

Yani sağ ve sol kroşelerle onu sürekli hırpalar ve sonunda bitkin düşerek dövüşemez hale gelir rakip.

 

Bu taktiği daha çok başta güç ve teknik olmak üzere her bakımdan avantajlı durumda olan boksör uygulamaktadır.

 

Kısaca,’’nakavt’’la, ‘’abandone’’ arasındaki fark birinde rakip önce yorgun,bitkin hale getirilip son rauntlarda bitkin rakibin üstüne hiç yorulmamış olarak bindirmeye başlar ve onu “nakavt’’ ederek yener; diğerinde ise rakibi ta baştan hırpalamak için tüm rauntlarda sürekli olarak sağ ve sol kroşelerle döverek,’’abandone’’ ile yener.

 

İşte Cumhurbaşkanlığı seçiminde Ekmel avantajlı durumda olan boksör konumundadır.

 

Bu nedenle Ekmel,‘’cürüm dosyası’’nın kalınlığı nedeni ile dezavantajlı durumda olan ve son günlerde yapacağı ‘’altın vuruş’’larla ‘’nakavt’’ taktiğini uygulayan Tayyip’e karşı ‘’abandone’’ taktiğini uygulamalıdır.

 

Tayyip’in ‘’cürüm dosyası’’ndaki malzeme bol.

 

Bu zengin malzemeyi kullanmamak gerçek bir acemilik olur.

 

Hangilerini sayalım ki?

 

Seçmeni derinden etkileyen 17 ve 25 Aralık küresel çaptaki aile boyu yolsuzluk iddialarını mı?

 

PKK terör örgütü ve onun elikanlı insanlık katili lideri Öcalan ile uzun senelerdir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni anlaşma masasına oturttuğunu mu?

 

Vatanı bir karpuz gibi ikiye yararcasına bölme noktasına getirdiğini mi?

 

Türklüğün değerlerini ayaklarının altına alıp çiğnediğini mi?

 

Türk milletinin en kutsal değeri olan aziz ve mukaddes şehitlerimizi, ‘’kelle’’ olarak nitelediğini mi?

 

Şehitlerimizin azılı katili Öcalan’a, ‘’sayın’’ diye hitap ederek saygı nitelemesini mi?

 

İsviçre bankalarındaki sır hesaplarda sekiz ayrı hesaptaki yaklaşık bir milyar dolar civarındaki para varlığı iddialarını mı?

 

Aklanması için bu bankalardan Tayyip’in bizzat kendisinin belge istemesi isteği Ekmel ve ekibince kamuoyu önünde defalarca tekrarlanmalıdır.

 

Geçmişte bu defalarca tekrarlandı ama BOP’un uzatmalı çavuşu Tayyip’den, ‘’tıs’’ ses çıkmadı.

 

Güzel bir atasözümüz, ‘’Sükut ikrardandır’’ der.

 

Milletimizi suni bir ayırımla otuz altı etnik gruba ayırmasını mı?

 

Türk derken ağzına kilit vurulduğunu,diğer ırkları sayarken ağzının kenarlarından bal şerbeti aktığını mı?

 

Vatandaşlarının boğazını sıktığını mı?

 

Aile boyu edindikleri villarını mı?

 

Bizzat, eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın ifşaatıyla ihaleleri istediği kimselere kendisinin verdiğini mi?

 

Bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakanı olarak 2004 senesinde Gürcistan Devleti Cumhurbaşkanı’na makamında ben de Gürcüyüm dediğini mi?

 

Şimdi burada sormak lazım tekrar BOP’un uzatmalı çavuşuna Ekmel, ’’Ben Türk oğlu Türküm’’ diyor sen,’’Gürcüyüm’’ diyorsun; peki bu millet, yüzde doksanı Türk olan bu millet bir Türk’e mi yoksa Gürcüye mi oy versin?

 

Bu noktada 2011 seçimlerinde Tayyip’in Kılıçdaroğlu için ‘’Boy değil soy önemlidir, soy’’ söylemi aklıma geldi.

 

Türk milleti de aynı söylemi sana söylese yeri midir Bay Tayyip?

 

Kimse yanlış anlamasın ben ırkçılığın düşmanıyım ve hiçbir ırkın başka bir ırka üstün olmadığına inananlardanım.

 

Elbette ki bu ülkede Gürcü veya başka bir etnik gruba mensup kişide Cumhurbaşkanı olur.

 

Ama Türklüğü inkar etmek için yapılan her girişimi nefretle kınarım ve böyle birini en azılı ırkçı ilan ederim.

 

Türkler’in Başbakanı’nın yabancı bir ülkede başka bir ırka mensubiyetini dillendirmesi aleni olarak içindeki Türklük nefretini dışa vurmasından başka bir şey değildir.

 

Bu noktada artık bizim şu soruyu sormamız hakkımızdır?

 

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oyunuzu Türk’e mi yoksa başka bir ırktan olduğunu belirtene mi vereceksiniz?

 

Vs.

 

Vs.

 

Vs.

 

Örnekler çoğaltılabilir Tayyip’in ‘’cürüm dosyası’’ ile alakalı olarak.

 

Bu noktada okuyucu şu soruyu sorabilir.

 

Ekmel’in mazisi temiz olduğuna göre seçime yakın son günlerde hangi malzeme ile ‘’altın vuruş’’ yapacak Tayyip.

 

Bu hususta şimdilerde Tayyip’in ekibi yine onun talimatıyla harıl harıl çalışmaktadır.

 

Görmüyor musunuz adamı küresel çaptaki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları,ülkeyi PKK terör örgütü ile birlikte bölme girişimleri açığa çıktıkça o zeytinyağı veya civa gibi hep üste çıkıyor.

 

Adamda utanma ve yüz kızarması yok.

 

Örneğin,17 ve 25 Aralık devasa çaptaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarını tapeler gibi en açık delillere rağmen ‘’paralel yapı’’ abuk subuk tabirini uydurarak Devlet’e girişilen suikast olarak lanse etti milete ve halen daha da buna devam ediyor.

 

Ekmel için de akla hayale gelmeyen bühtanlarda bulunacak.

 

Çünkü bu seçim küresel güçlerin taşeron ve işbirlikçisi Tayyip için siyaseten ya acı son ya da kurtuluş meselesidir.

 

Yani ya Cumhurbaşkanlığı ya da hukuk önünde yargılanma sonucu kodes.

 

Bu nedenle Tayyip’in, ‘’nakavtla’’ Ekmel’i yenmesine fırsat verilmemelidir.

 

Mevcut Anayasa’ya bağlı kalacağını kamuoyuna deklare eden Ekmel, elinde fırsat varken, ‘’abandone’’ ile mevcut parlamenter rejimi ilga edeceğini söyleyen Tayyip’i siyasi mevta haline getirmelidir.

 

Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yıkılması mukadderdir.

 

Bu seçim Türk milleti için hayat-memat (ölüm-kalım) meselesidir.

 

Hadi aslan Ekmel! Arkanda on milyonlarca Türk oğlu Türk var; kim durabilir senin önünde?

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!