Eğitimde hülle donu

Eğitimde hülle donu
29 Mart 2015 08:51

Dindar ve kindar gençlerin yanına bir de “ben yaptım olducu”lar katılıyor, bundan böyle.

 

Dünyada isim yapmış eğitim kurumları vardır. Amerika’daki Harvard haricinde, bunların hiçbirine torpil, rüşvet, kayırma yoluyla girilmez. Girildiği takdirde, bu okullar dünyanın en iyi okulları listesinden düşerler. Nitekim, bu listelerde ilk yüzde bulunan birkaç Türk üniversitesinin sayısı giderek azalmaktadır.

 

Robert Kolej, Türkiye’nin en gözde lisesidir ve haydi kurulduğu 1863 yılından itibaren demeyeyim ama kesinlikle 1950’li yıllardan beri puan sistemiyle öğrenci almaktadır. Bu yıla kadar, puanı tutturamayan hiçbir öğrenci, torpil ve kayırma yoluyla bu okula girememiştir. Kurumun saygınlığı da buradan gelir.

 

1954 yılında, sınav sıralarında ter dökerek okumaya hak kazandığım okuluma bu yıl nazar değdi. Eğitim kalitesini zaten yerle bir etmiş olan (bana inanmayan bu yılın sınav sonuçlarına baksın) Milli Eğitim Bakanlığı’nın icadı bir yerleştirme sistemi ile, hülle donu biçtirilerek, puanı tutmayan bir öğrenci, okula TEOG zoruyla sokuldu.

 

TEOG nedir bilmiyorum. Bildiğim, hayırlı olmadığıdır. Yoksa, bu son uygulamada bunca öğrencide haksızlığa uğradık duygusu uyandırmazdı. Okul idaresini, o çocuğun puanının üstünde puan almış ama okula girememiş öğrenciler karşısında zor duruma düşürmezdi. Bundan böyle puan tutturamayacak çocuklara, arka kapıdan dolanarak istedikleri okullara girme fırsatı yaratmaz, yani açıkgözlere fırsat tanımazdı. Okula Milli Eğitim Bakanlığı zoruyla girmiş öğrenciyi, sınıfında arkadaşları indinde, sevimsiz ve istenmeyen çocuk eylemezdi. Sadece Robert Kolej’e değil, puanlama sistemiyle öğrenci kabul eden tüm özel okulların saygınlığına gölge düşürmezdi. Evrensel ahlaki değerlere ters düşen davranışları, bir eğitim kuruluşunda yaşatmazdı.

 

Yasaları, kuralları, kanunları, en önemlisi evrensel ahlaki normları ezip geçen zihniyet, sonunda bunu da başardı, hülle donu biçme marifetini eğitimin bağrına soktu!

 

Dindar ve kindar gençlerin yanına bir de “ben yaptım olducu”lar katılıyor, bundan böyle.

 

Hepimize hayırlı olsun.

 

Kaynak: Ayşe Kulin / Cumhuriyet