Ecevit'e suikast!

Ecevit'e suikast!
30 Mayıs 2012 11:55

Yeni Mesaj yazarı Sabahattin Önkibar ‘Ecevit’i kim öldürmek istedi?’ başlık bir yazı kaleme aldı: Yıl: 2001.
Ekonomik kriz patlamış, bütün Türkiye gibi İhlas Holding de buhranda!

İşte o günlerde Enver Ören aradı: “Sabahattin, havalimanından arıyorum, Holding olarak çok zordayız. Başbakan ile derhal görüşmemiz gerekiyor, bunu bu akşam sağlayabilir misin?”
Aynı günün akşam saatlerinde Enver bey ile beraber Başbakan Ecevit’in huzurundayız.
Ecevit’in yanında her zaman olduğu gibi Hüsamettin Özkan var.

Enver Ören hemen söze girdi: “Sayın Başbakanım çok zordayız. Sizden para istemiyorum. Ben İsrail Bankalarından 100 milyon dolar buldum. Bana devlet bankaları teminat mektubu versin yeter. Başka bir şey istemiyorum.”

Rahmetli Ecevit bu isteme dehşet bir karşılık veriyor: “Sayın Özkan Enver bey para istemiyor, mektup istiyor. Yazın bir mektup, verin gitsin!”

Hüsamettin Özkan ile göz göze geliyoruz. O an ikimiz de dudaklarımızı ısırıyoruz zira Türkiye’nin Başbakanı devlet bankalarının vereceği teminat mektubunun aslında para demek olduğunu bilmiyor ya da unutmuş!

Özkan cevap veriyor: “Efendim teminat mektubu demek zaten para demek.”
Ecevit: Öyle mi?

Bu anekdotu aktarmaktaki maksadım Sayın Ecevit’in son döneminde gerçekten hasta olduğunu nu ortaya koymak ve bu hastalığın devlet yönetimini engellediğini ifade etmek içindir. Nitekim bugünün Başbakan’ı Erdoğan Ecevit’ için merdivenleri bile çıkamıyor diyerek o günlerde açıktan eğlenmiştir.

Buradan hareketle Ecevit’le ilgili olarak o dönem çıkan hastalık haberlerinin gerçekliği bağlamında eksik var, fazla yoktur!

Gelelim hastanedeki öldürme ya da iş göremez raporu tezgâhı iddialarına?

Rahşan Ecevit de açıkladı Koruma Müdürü Recai Birgün’ın beyanları hezeyandır ve bir yerlerden intikam alma ile diğer yerlere yaranma adınadır!

Prof. Haberal cerrah olduğu için hiç zaman Ecevit’in doktoru olmamış sadece rektör sıfatı ile kamuoyunun önüne çıkmıştır. Dolayısı ile Haberal’ı Ecevit suikastçısı gibi sunmak ve görmek insafa sığmaz! Eğer bu iddia ciddiye alınıyor ise Haberal’dan önce Hüsamettin Özkan’ın hesap vermesi gerekir çünkü her şey onun kontrolünde idi!

Bu arada Ecevit’in o günlerdeki hastalığı ve fiziki yetersizliği Çankaya Köşkü’nden Genelkurmay’a pek çok çevreyi üzmüş ve düşündürmüştür lakin çirkin şeylere tevessül edildiği iddiaları yakıştırmadır çünkü takdir edeceğiniz gibi bir Başbakan’a bölükler ya da guruplar halinde komplo ya da tezgâh kurulmaz!