Dövize karşı Hacı Şakir

Dövize karşı Hacı Şakir
23 Kasım 2017 17:30

Önceki günlerde hükümet çevrelerinden döviz kuru artışının ekonomi için o kadar da önemli olmadığı yönünde açıklamalar yapılmıştı bol bol.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Ancak, Başbakan Binali Yıldırım dün Türkiye Ekonomi Zirvesi toplantısında yaptığı konuşmada, “ABD’de devam eden bu yargı ve burada gelişen olaylar Türkiye’nin küresel ölçekteki ekonomik ilişkilerini zarar verme noktasına gelmiştir. Buna asla ve asla müsaade edilmemelidir” dedi.

 
Etkilemez olur mu ekonomiyi, hem de nasıl etkiliyor.

 
Üstelik dövizdeki tırmanış devam ediyor ve önümüzdeki aylarda Zarrab davası ilerledikçe ve söz konusu dosyadaki bir sürü şey etrafa saçıldıkça ve de buna bağlı olarak hükümet ile ABD arasındaki siyasi gerilim arttıkça bu döviz daha da tırmanacak.

 
İşte bu yeni dönemde biz Türk vatandaşları kendimizi dövizden korumak için ürün değişikliklerine gitmek zorundayız kanımca.

 
Ben başladım bile kullandığım ürünlerde değişime.

 
Yazdan başladım.

 
Piz Buin güneş kremi yok artık bana.

 
Onun yerine önce Garnier gibi biraz daha ucuz bir ürüne, o da fazla gelince, bir parça Nivea’ya, o da artan dövizle iyice sapıtınca bizim ordaki büfedeki yerli ürünleri incelemeye başladım.

 
Onlardan henüz almadım bu yaz.

 
Önümüzdeki yaz ise, alacak gibi görünüyorum.

 
Bu yaza kadar bunu hazmederim.

 
Zira cildinize sürdüğünüz güneş kreminin çok iyi olması lazım.

 
Ucuz diye herşeyi sürmek de olmuyor.

 
Ama bu döviz baskısı örneğin Piz Buin’i hayatımdan çıkardı.

 
Diğer kremlere gelince.

 
Bunlar da son yıllarda acaip pahalandı.

 
Ama nasıl pahalılık.

 
Vücut losyonlarını o fiyata alıp da, böyle su gibi sürmek olmuyor, insan bunalıma giriyor.

 
Sürdüğün her damla altın damlası gibi.

 
Bunu da hesaplamaya başlayınca, o zaman daralıyorsunuz zira bunu hakikaten duştan sonra sürmek lazım.

 
E, hergün bunun hesabı yapılır mı, yapılmaz.

 
Bu sürede işte gözleme başladım.

 
İlk olarak bir zeytinyağlı yerli ürün keşfettim.

 
Önce Arko, ardından Komili.

 
Ben bizim zeytinin kokusunu da biliyorum.

 
Ki, her ülkede sabunların kokusu o ülkenin veya ithal yapılan ülkenin zeytin kokusuna bağlı oluyor, uzun yıllarda bunu da keşfetmiştim.

 
İtalya’nın sabun kokusu ile bizim sabun kokusu arasındaki fark da zeytinlerin arasındaki farktan ileri geliyor.

 
Hülasası, yazlıkta gide gele bizim zeytinyağ fabrikalarındaki zeytinlerin kokusunu da iyice bir almıştım.

 
Ve, gördüm ki Arko, Komili bizim zeytinler gibi kokuyor ama tabii işlenmiş, yani koku öylesine aynen olursa kremde, sürülmez.

 
Bu kremler şu ana kadar yapabildiğim gözlemler doğrultusunda gerçekten iyiler cilt için.

 
Ama biraz daha izlemem lazım.

 
Bu arada bir de Eyüp Sabri Tuncer’i keşfettim.

 
Onların da cilt ürünleri fena değil.

 
Sadece zeytinyağını biraz fazla inceltiyorlar.

 
Hülasası ben Arko, Komili, Eyip Sabri Tuncer gibi Türk ürünlerine bayağı bir geçtim döviz artışlarından beri.

 
Parfüm mü dediniz?

 
Şekerim parfümler acaip pahalandı.

 
Parfüm filan aldığım da yok zaten uzun zamandır.

 
Fakat bu arada neyi keşfettim.

 
Isparta Gül yağını.

 
Fakat saf olanı.

 
Bunların bir inceltilmiş olanı var bir de saf gül yağı olanı.

 
İnceltilmişleri 14 lira filan, safı ise, 40 lira.

 
Ama bu 40 liralık şeyin sadece kapağını bile açtığınızda bulunduğunuz oda missss gibi oluyor.

 
Bu arada, Isparta gül yağını ben keşfetmedim.

 
Avrupalı bir misafirim geldiğinde bana gül yağı almak istediğini söyledi.

 
Avrupa’da çok pahalıymış.

 
Manyak mıdır nedir dedim içimden önce.

 
Sonra bunu aktara götürdüm, adam bir kutu uzattı, “Bu saf olanı” dedi.

 
40 lira.
10 ml.

 
Sonra misafirim bu kutunun ağzını açtı arabada.

 
Ve, ben nasıl bir şeyle karşı karşıya olduğumu anladım.

 
Şimdi ben de aldım, henüz kullanmadım ama misafirim, “eline bi’ minicik damlacık damlatıp sürsen yetiyor” demişti.

 
Bana varlığı bile yetiyor aslında.

 
Bir mucize bu bu fiyata.

 
Anlayacağınız ben Türk yerli ürün keşfetme aşamasındayım ve ithal hiçbir şey almıyorum.

 
Benzin almaya mecburum ama diğerlerine mecbur değilim.

 
Artık ithal mal satan hiçbir mağaza ile de işim yok.

 
Önünden bile geçmiyorum, en fazlası outlet olur, ki, o bile pahalı.

 
İlkokulda yerli malı yerli malı şeklinde dersler ve kurşun renkli İş Bankası kumbaramdan çoooook uzun yıllar sonra birgün bunun gerçeğini böylesine yaşayacağımı cidden bilmiyordum.

 
Başlıkta Hacı Şakir dedim.

 
Hacı Şakir’in bazı ürünleri iyiydi de, onlar da çok zam yaptı, ondan da geçtim artık.

 
Zaten sabunları filan ağır geliyor bana.

 
Fakat yeterli yerli ürün var.

 
Zarrab davası tam gazıyla ortalığa saçılmadan…

 
Ey vatandaşlar…

 
Yerli ürününüzü siz de bulun, seçin.

 
Benim portföy tamam.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Böyle bir kaza nasıl olur
İYİ Parti istifaları
Özel daha o gün tepki vermiş Köksal’a