Dokuz yaş ortaçağ arap sübyancılığı

Dokuz yaş ortaçağ arap sübyancılığı
1 Ekim 2014 09:10

Önce çok acı bir tarihsel bulguyu ortaya koyalım ki; o da, İslam dininin peygamberi Hz.Muhammed’in vefatından sonra Ortaçağ Arap çirkin ve aşağılık birçok geleneksel yaşantısı din kamuflajı ile ”Müslümanlık”ın içine sokulmuş, böylece azgın iştahlıların seksüel arzuları doğrultusunda fıkıhsal kurallar uydurulmuştur.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

İşte bunlardan biri de dokuz yaşına ayak basmış bir çocuğun evlenebilmesinin önündeki bütün engellerin kaldırılması konusudur.

 

Herkesin çok iyi bildiği gibi ”Fıkıh” İslam hukuku anlamı taşımaktadır.

 

İslam’dan önceki Arap toplumlarında bir erkeğin dört sayısı ile sınırlı değil, sınırsız sayıda kadınla evlenilmesi olası olduğu gibi, dokuz yaşındaki bir kız çocuğu ile de evlenmek son derece olağan ve aynı zamanda sık sık yapılan bir uygulama idi.

 

O zamanki Arap toplumu için bugün uygar dünyanın dillendirdiği gibi kadını ikinci ve üçüncü sınıf bir insan olarak bile kabul etmiyorlar, bütün kadınlardan özür dileyerek ve en derin saygılarımı sunarak belirtiyorum ki, onlara hayvan muamelesi yapıyorlardı.

 

Öyle ki, bir erkek bilhassa zenginler arasında oluyordu; kırk elli kadınla evlenebiliyordu.

 

Çünkü, ogünkü putperest Arabın paradigmasında kadın bir koyun sürüsü niteliğindeydi.

 

Bunun dışında Araplar, yukarıda belirttiğim gibi dokuz yaşındaki kızlarla da evleniyorlardı.

 

Hatta ve hatta zengin ve hatırlı Araplar’dan kırk, elli, altmış yaşlarındaki erkekler böyle daha çocukluktan çıkmamış Arapça betimleme ile sübyan(çocuklar) olan kız çocukları ile sapık hazlarını tatmin etmek için sıkça evlendikleri çok iyi bilinen tarihsel bir gerçektir.

 

İşte buna ”Sübyancılık” denir.

 

Bunu normal olarak kabul eden ve uygulanması gerektiğine inanan zavallılara da ”Sübyancı zihniyet” denir.

 

Bu makaleyi yazmama neden olan olay, kamuoyunun çok yakından takip ettiği gibi AKP hükümetinin ilköğretim okullarına da başörtüsü örtme zorunluluğu(Bilinçli olarak serbestisi demiyorum, çünkü mahalle baskısı ile tüm küçücük kız çocuklarının başlarını kapatacaklar) getirerek Ortaçağ sübyancı Arap paradigmasını derinden hortlatmaya çalışmalarıdır.

 

Ortaçağ sapık sübyancı Arap zihniyeti neden ve hangi dayanaklara yaslanarak, Hz. Muhammed’in vefatından sonra, dokuz yaşındaki kız çocuklarının önündeki evlenme engellerinin kaldırılmasını sağlayarak İslam hukukuna yani ”Fıkıh”a soktu?

 

Yukarıda da belirttiğim gibi dokuz yaşındaki kız çocukları ile evlenme meşruiyetini İslami kamuflajla sağlanmasının tek nedeni Ortaçağ azgın Arap ”Sübyancı” iştahıdır.

 

Ve, bunu İslam hukukuna sokarken dokuz yaşındaki kız çocuklarının regl olduğunu yani adet gördüğünü, dolayısı ile evlenmelerinin önündeki tüm engellerin kalktığını kanıt olarak sunarlar.

 

Bugün bile Arap dünyasının birçok bölgelerinde ve yurdumuzun bazı kısımlarında Allah helal kılmış diye bu zavallı küçücük kız çocukları, çocukluklarına doymadan evlendirilirler.

 

Ülkemizdeki ”Çocuk gelinler” betimlemesi bu nedenle olmuştur ve herkesin çok iyi anımsayacağı gibi yukarıda açıkladığım üzere bu zavallıların bir kısmı tam putperest Ortaçağ Arap geleneğine uygun olarak çok yaşlı erkeklerle zalimce, güya evlendirilip kuzuyu kurdun ağzına vermişlerdir; vermeye de devam ediyorlar, çünkü karşılığında yüklü miktarda, hatta bir servet büyüklüğünde para ve mal alıyorlar.

 

Görüyor musunuz siz bu alçak zihniyeti, adamların akılları hep iki bacak arasında ve onlar için kadınlar cinsel objeden başka bir şey değildir.

 

Sapıklığın geldiği noktaya bakar mısınız, biyolojik bir olayı psikolojik olgunluk olarak kabul edip azgın iştahlarını alçakça tatmin etmeye kalkıyorlar.

 

Arabistan’ın ikliminin çok sıcak olması nedeni ile kız çocukları orada birkaç yaş daha erken regl(Adet) oluyorlar.

 

İşte bu biyolojik olayı, azgın seksüel iştahlı Araplar bahane ederek, İslami kılıfa büründürüp ”Fıkıh”ın mübah ve helal kabul ettiği bir hale getirmişlerdir.

 

Bilim bunun aksini söylüyor.

 

ücutta oluşan biyolojik-fizyolojik bir olay nedeni ile bireyin ruhsal olgunluk yaşının tamamlandığı anlamı hiçbir zaman çıkmaz.

 

Tabii ki, bunu Ortaçağ sapkın Arabı hiçbir zaman kaale almadı.

 

O hep azgın seksüel iştahını düşündü.

 

Ortaçağ Arap ”Sübyancı” paradigması, putperest Arap geleneği olan ”Dokuz yaşındaki kız çocuğu ile evlenilebilir” hükmünü ”Fıkıh”a, yani İslam hukukuna eklemledikten sonra, onun cinselliğini tamamlamış bir obje olarak kabul ettiği için bu bağlamda diğer bir hüküm gereği ”Başörtüsü”ü de örtmesi gerektiğine karar vermiş ve bin dört yüz seneden beri bugüne kadar uygulanagelmiştir.

 

İşte bu AKP hükümetinin ilköğretime kadar indirdiği ”Başörtüsü-Türban” baskısı, Ortaçağ ”Sübyancı” Arap paradigmasının, putperest bedevi geleneği olan kız çocuklarının dokuz yaşında evlenebilmesinin Allah’ın emri olarak ”Fıkıh”a yani İslam hukukuna sokulmuş olmasından yararlanarak aynı zihniyeti şimdi bizim küçücük zavallı kız çocuklarına uyguluyor.

 

Eğer dokuz on yaşındaki kız çocuğuna ”Başörtüsü-Türban” dayatması yapıyorsanız, o zavallı küçük yavrumuzu Ortaçağ ”Sübyancı” Arap paradigması gibi cinsel bir obje olarak görmüyor musunuz; beyler?

 

Sizin onlardan farkınız ne?

 

Biliminsanlarımız, psikiyatristlerimiz, psikologlarımız bilimsel açıklamalarda bulundular, bu kılıfına uydurulmuş yasal cahillik baskısı ile ilgili olarak.

 

Bu örtünme baskısının yavrularımızı ileride çok olumsuz olarak etkileyeceklerini belirttiler.

 

Hz. Muhammed’in vefatından sonra çok sayıda putperest Ortaçağ Arap gelenek ve yaşantısı, hemen hemen tümü, İslam ambalajına sarılarak Din’e eklemlenip, böylece Müslümanlar derin bir cenderenin içinde yüzyıllarca çırpınıp durmuşlardır.

 

İşte bu AKP hükümeti ve esas onun en başı, tam bir irtica(Geriye dönüş) etkinliği olarak purperest Arap geleneklerini bir bir Türk milletinin yaşamına eklemleyerek gelecek kuşakları pervasızca Araplaştırmaya çalışıyor.

 

Bu yolda zihin haritalarında daha çok planların olduğu kesindir.

 

Pes mi edeceğiz?

 

Hayır, AKP’nin, BOP Eşbaşkanı’nın ve güruhunun demokratik-hukuksal yollarla Türk yargısının önüne götürüleceği zaman çok yakındır.

 

BOP Eşbaşkanı RTE ve güruhu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin modern devlet anlayışına uygun nelerini değiştirip Araplaştırdılarsa hepsi yerine iade edilecektir.

 

Hatta yasalara aykırı olara yaptırdıkları Ak Saray’ı bile yıkılıp yerine yine ağaç dikilecektir.

 

Atatürk’ün her iki mekanı da ebediyete kadar korunacaktır.

 

”Keser döner, sap döner; birgün de hesap döner” atasözümüz son derece isabetlidir.

 

RTE VE AKP HÜKÜMETİ IŞİD’LE ANLAŞMASINI DÜNYA VE TÜRKİYE KAMUOYUNDAN GİZLİYOR OLABİLİR!

 

Bu iddiayı sakın gerçek dışı olarak görmeyin.

 

Bakın neden?

 

RTE, İslam dünyasının lideri olmak için en az iki senedir, Suriye başta olmak üzere diğer Müslüman ülkelerdeki dinci terör örgütlerine başta silah ve mühimmat olmak üzere her çeşit yardım ettiğini bilmeyen yok.

 

TIR olayı bütün dehşetiyle ortada ve hala daha yargı kapısından kurtulamadı.

 

Ve, dinci terör örgütlerinden en çok da IŞİD’e bu yardımlar gitmiştir.

 

Şimdi siz IŞİD gibi baştan aşağı bir bela dinci terör örgütünün RTE’nin Obama’ya verdiği kendilerine karşı savaş sözüne rağmen neden verilen silah ve mühimmat yardımını açıklayarak BOP Eşbaşkan’nı dünyaya açıklayıp onu ”Uluslararası Ceza Mahkemesi”inde yargılatmıyor?

 

Bence aralarında zımni ve gizli bir anlaşma olmuştur.

 

Şöyleki, son günlerde basında çok yayınlandığı gibi IŞİD militanlarının toplu olarak aynı bölgelerde ve bilhassa müstakil evlerde oturdukları ve camları siyah filimle kaplı minibüslerle seyahat yaptıkları bilinmesine rağmen bunlara hiç dokunulmuyor, baskınlar düzenlenip yakalanmıyor.

 

Düzmece rehinelerin bırakılması ve bu IŞİD militanlarına ses çıkarılmaması tek bir olgu ile açıklanır ki, o da RTE başta olmak üzere AKP ile aralarında bir gizli anlaşmanın olmasıdır.

 

”Sen bizim faaliyetlerimize ses çıkarma, mücahitlerimizi(Dinci teröristler) görmezden gel; biz de senin bize yaptığın silah yardımlarını dünyaya ifşa etmeyeceğiz; kendini kurtarmak için de Hıristiyanlar’a ve kendi vatandaşlarına karşı aleyhimizde ne konuşursan konuş” anlaşması olmasın aralarında?

 

Sadece tarihe bir not düştüm.

 

Çünkü, bu gökkubbe altında sır olarak kalan hiçbir şey yoktur.

 

”Şark kurnazlığı” betimlemesi Batı dünyasına aittir ama sınırının büyüklüğünü hiç de bilmezler.

 

Bu mesajım da ABD’nin Obama’sina ve Batı Avrupa ülkeleri devlet başkanları ile başbakanlarına kapak olsun.

 

 

 

 

[email protected]

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!