Doğrusunu yazıyorum

Doğrusunu yazıyorum
27 Ocak 2017 17:30

Erdoğan Afrika dönüşü uçakta gazetecilere şöyle dedi…

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
“Referanduma OHAL ile gidilmesi çok daha rahat bir zemin de hazırlayabilir. Hükümetin de bu inançta olduğu kanaatindeyim. Çünkü OHAL ile seçim olmaz diye bir şey yok. Hatırlayın biz iktidara gelmeden önce de Türkiye’de OHAL vardı; seçim de OHAL ortamında yapılmıştı. OHAL’i o dönemde biz iktidara geldikten sonra kaldırdık.”

 

 

 
Erdoğan’ın bu sözleri gerçeği yansıtmıyor.

 

 
Çok yakından ve didik didik izlemiş olduğum bu dönemde durum şuydu gerçekte…

 

 
1-Erdoğan’ın sözünü ettiği dönemde Türkiye’de sadece 1 doğu ilinde olağanüstü hal kalmıştı. (sanırım Van idi) Ülke genelinde olağanüstü hal kesinlikle yoktu. Tam tersine Türkiye gerçekten de demokrasiye ulaşmış idi o dönemde. Bu dönemin siyasi sorumluları olan Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli için o zamanın AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günther Verheugen, “Türkiye’de sessiz devrim yaptılar” demişti. Türkiye o dönemde bırakın olağanüstü hali, AB benzeri bir demokrasinin tatlı ve ferah iklimine ulaşmış idi.

 

 
2-Sadece 1 ilde olağanüstü hal kalmasının sebebi ise, PKK ile savaşın bitmesinin ardından dikkatli gidiliyor olması idi. Zaten peyderpey kalkmıştı olağanüstü hal ve tek bir il kalmıştı Yoksa Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan halka karşı en küçük bir baskı kalmamıştı. Tam bir rahatlık ortamı ve AB’ye uyumlu bir TSK ve polis gücü vardı.

 

 
3-Olağanüstü halin o son ilden de ve tamamen kalkması kararını 3 Kasım 2002’de kurulan Erdoğan hükümeti değil, Ecevit, Yılmaz ve Bahçeli koalisyonu olan 57. Hükümet vermişti. (Ağustos 2002’de) Ecevit, Yılmaz, Bahçelili 57. hükümet olağanüstü halin tamamen kalkması tarihi olarak da 30 Kasım 2002’yi belirlemişti. Bu arada erken seçim olunca 3 Kasım 2002’de AKP iktidar oldu ve onlar da o aralar kendilerini AB’ci olarak göstermeye matuf olarak tabii ki 57. Hükümetin aldığı karar uyarınca 30 Kasım’da olağanüstü halin kalkmasına onay verdiler.

 

 
4-Çok iyi hatırlıyorum, Aralık 2002 başında Berlin’de, Virchow Klinikum’da bir kongredeydim. Kongredeki Alman hekimler bana doğu illerinde sıkıyönetim olduğunu, bir kongre için Antalya’ya gittiklerinde gezi yapmayı düşündüklerini ama olağanüstü hal nedeniyle bundan vazgeçtiklerini söyleyince ben çok mutlu bir şekilde, “Yok, kesinlikle artık olağanüstü hal yok, istediğiniz yere gidebilirsiniz” dedim. Alman hekimler, “Yaaa, ne zaman kalktı olağanüstü hal” diye sorunca kısaca bir düşündüm, günlerden 3 Aralık idi ve olağanüstü hal 3 gün önce kalkmıştı. “3 gün önce, 30 Kasım’da” dedim. Ben de güldüm sonra, Alman hekimler de. Kalkmış olması çok tazeydi.

 

 
Ama tabii bu sürecin ardında TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN, BÜYÜK TÜRKİYE’NİN nesilleri ve demokratları vardı ve onlar uzun süredir demokrasi için mücadele ediyorlardı ve sonuca da ulaşmışlardı.

 

 
Ta ki, Erdoğan başa gelene kadar.

 

 
Evet, işte gerçek bu ve Erdoğan’ın sözleri doğru değil.

 

 
Ve…

 

 
Biz vatanımızda olanları unutmayız çünkü onlar bizim derimizin altından geçti, kalbimizi çarptı, kalbimizden kanımıza aktı.

 

 
Dolayısıyla anlatılan şeyler doğru olmadığı zaman hatırlarız hemen.

 

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan