Diren işçi…

Diren işçi…
2 Şubat 2015 12:00

DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası’nın, Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’na bağlı 41 işyerinde 15.000 işçiyle aldığı grev kararı Bakanlar Kurulu kararıyla 60 gün ertelendi.

 

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

 
Yasaya göre erteleme sonrası tarafların ya uzlaşmaları ya da konunun Yüksek Hakem Kuruluna götürülmesi gerekiyor.

 
Fakat Birleşik Metal İş Sendikası, yayınladığı Başkanlar Kurulu Sonuç Bildirgesi ile erteleme kararına uymayacağını açıkladı.

 
Grev kararının ardından 3 işyeri son anda MESS’ten ayrılarak, sendikayla 2 yıllık sözleşme imzalamıştı.

 
Sonuç bildirgesinde diğer işyerlerinin de MESS’ten ayrılmaları çağrısı vardı; “İşverenler, grevlerin yasaklanması ile sorunun bitmediğini 2 Şubat Pazartesi gününden itibaren yaşayarak görecekler. Geçtikleri sadece bir deredir. Metal işçilerinin denizinde boğulmak istemiyorlar ise MESS’ten ayrılır, taleplerimizi karşılarlar.”

 
Sermaye örgütüne yapılan asıl uyarı ise; “Sadece 60 gün değil, yıllarca sürecek bir mücadeleden söz ediyoruz.” diyerek, emekçilerin uzun yıllardan sonra sermayeye karşı uzun soluklu bir sınıf mücadelesine hazır olduğuna vurgu yapılıyordu.

 
Bildirgede iktidara da; mücadeleyi 38 fabrikadan başka, kent meydanlarına, mahkeme salonlarına ve uluslararası platformlara taşıyacaklarına dair çok yönlü ve kararlı bir mücadelenin mesajı veriliyordu.

 
13 yıllık iktidarı döneminde sadece bir kez ciddi olarak, Tekel işçilerinin 2010 yılındaki direnişiyle karşılaşan AKP hükümeti, tam da seçimler öncesinde çok daha örgütlü bir emek mücadelesiyle çetin bir sınava girmekle karşı karşıya.

 
İktidar; o gün sendikalarınca bile sahipsiz bırakılan işçilerin, direniş sürecini yönetmekte basiretsiz davranmış ve çokça eleştirilmişti.
Bugün ise emek cephesindeki kararlı mücadelesinde kendisini ispatlamış DİSK ile yeni bir sınav verme arifesinde.

 
Bu mücadele iktidar için olduğu kadar işçi sınıfı ve sendikalar için de yeni ve farklı anlamlar taşıyacak.

 
Siyasi yapılanmanın sınıf bilincini yok ederek dağıttığı emek cephesi, eski parlak günlerindeki güçlü örgütlü yapısının özlemi ve arayışı içerisinde çabalıyor.

 
İşçi hakları ve örgütlemesini yeniden sınıfsal mücadele bilincine oturtmaya çalışıyor.

 
Mücadeleden zaferle ayrıldığı taktirde başarıya ulaşacak ve siyasete de yön verecektir.

 
İktidar ise bu kavgada sadece emek cephesiyle mücadele etmeyecektir.

 
Özgürlük sınırları daralan diğer büyük kitlelerin, artan umutsuzluk ve biriken öfkesi, açılan her yeni cepheye yöneliyor.

 
Açılan her yeni cephe, yeni koalisyonlarla biraz daha büyüyor ve güçleniyor.

 
İşte iktidar, bugün aceleci tavırlarla aldığı grev erteleme kararıyla, beklenmedik koalisyonlarla oluşturulmuş yeni bir direniş cephesinin fitilini ateşlemiş olabilir.

 
Ne de olsa bugünün Türkiye’si, olayların beklenmedik şekillerde gelişmesine artık bağışıklık kazanmış bir ülke durumda.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?