Demirtaş: HDP ile AKP anlaştı demek alçaklıktır

Demirtaş: HDP ile AKP anlaştı demek alçaklıktır
21 Aralık 2014 19:00

Hakların Demokratik Partisi (HDP) 1. Olağan İzmir İl Kongresi, partinin Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da katılmıyla yapıldı.

 

Mevcut İzmir Eş Başkanı Cavit Uğur ile Eş Başkan avukat Mizgin Irmak’ın tek listesiyle gidilen kongrede konuşan Eş Genel Başkan Demirtaş genel seçimlerde hükümet olmaları durumunda, yetkilerinin yüzde 80’inin Büyükşehir Belediye Meclisleri’ne vereceklerini dile getirip, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gaza getirildiğini öne sürdü ve “Tek adam olmak istiyorlar, birileri ona gaz vermiş, sen halife olursun demişler o da inanmış, yemiş bunu. Bize de gaz veriyorlar ama o gazdan değil, bizimki polisin attığı gaz, onların gazına benzemiyor” diye konuştu.

 

İzmir Uluslarası Fuar Alanı 1/B Hol’de düzenlenen HDP 1. Olağan İzmir İl Kongresi’ne HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, parti meclisi üyeleri, mevcut İzmir İl Eş Başkanı Cavit Uğur ile Eş Başkan avukat Mizgin Irmak, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, partililer ve davetliler katıldı. Kongrenin yapıldığı salona üzerinde, “2015 yılı Başkan APO’nun aramızda olduğu yıl olacaktır” yazılı, PKK terör örgütünün İmralı Cezaevi’nde bulunan lideri Abdullah Öcalan’ın posteri asıldı. Divan Başkanlığı’nı Çoşkun Üsterci’nin yaptığı kongrenin açılış konuşmasında Cavit Uğur, “Bizim kongremizde para babaları yok. Biz bugün burada basitçe bir yasal gerekliliği yerine getirmek için toplanmadık. Şimdiye kadar biriktirdiğimiz, Deniz Gezmiş’lerden, Kobani’de şehit düşenlerden, hepsinden bugüne kadar biriktirdiğimiz bütün mücadele deneyimini yeni bir aşamaya sıçratmak için kongre yapıyoruz. Adına yeni yaşam kongresi diyoruz, yeni yaşamı kurmak için bu kongreyi yapıyoruz. İnşa dediğimiz şey burada bitmiş olmayacak. Yeniden hayatı kuracağız. Bu ülkenin hükümetleri, anayasal düzeni Türkiye’nin yüz yıldır birikmiş halkların, yoksulların, bütün ezilenlerin haklarını çözemiyor. Biz sınırsız bir hareketiz, bütün sınırları yıkacağız, sadece Kürdün, Alevinin elini tutmayacağız, bütün halkların elini tutacağız. Türkiye’nin en batısında İzmir’de yaşıyoruz, köylerimizden, sürülerek ya da göçerek buraya geldik. İzmir hep ulusalcılıkla damgalanmıştır, hayır İzmir burasıdır. İzmir medeniyetlerin bir arada yaşadığı bir şehirdir. O yüzden İzmir’de elde edeceğimiz, seçim sonuçları Türkiye’nin diğer illerinden daha çok önem arz etmektedir. İzmir’de yüzde 10 oy alırsak, Türkiye’de de almış oluruz. Madem parti olarak seçime gireceğiz, bu barajı yıkmak İzmirliler’in görevidir. Kendimizi eleştirmesini bileceğiz, iki seçimi geride bıraktık, ama sandıklarımıza yeteri kadar sahip çıkamadık. Türkiye’nin geleceği açısından, Kürtler’in özgürlüğü, Aleviler’in inanç özgürlüğü açısından, işçilerin adil bir dünyada yaşaması için sandıklarınıza sahip çıkacaksınız. Bunun için artık yerimizde oturmayacağız. Kürt sorunu Türkiye’nin en önemli sorunudur. Bu çözülmeden Türkiye’nin hiçbir sorunu çözülmez” dedi.

 

“TOPLUMU DÜŞMAN HALİNE GETİRDİLER”

 

Kongrede konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, Türkiye’nin sorununu çözmek için yola çıktıklarını söyledi. Demirtaş, “HDP, tıkanmış Türkiye siyasetine bir güneş gibi doğdu. Hepimizin ihtiyacı olan şey HDP’nin siyasi çizgisidir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde insanlar artık mezheplerinden dolayı, etnik kimliklerinden dolayı birbirlerinden korkar hale geldiler. Şimdi deniyor ya toplumda bölücülük yapılıyor diye. İşte bölücülük yapanlar, kutuplaştırıp, kini, nefreti topluma enjekte edenler kimlerdir daha iyi görülüyor. Sırf Alevi diye, inancı Başbakan’la aynı değil diye insanlar hakarete uğruyor. Geçmiş dönemde katlettikleri gibi bir kez daha katliam tehdidiyle dize getirmeye çalışıyorlar. Bunu yaparken Alevi’yi Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düşman etmeye çalışıyorlar. Türk’e Kürt’ü bölücüdür, teröristtir diye tanıtıyorlar, bu nedenle Kürtler saldırıya uğruyor. İşte Türkiye’yi bu kadar kendi içinde birbiriyle düşman haline getiren siyaseti biz yapmadık. Bu devleti yönetenler yaptı. Cumhuriyet tarihi boyunca bunu yaptılar. Ya hepiniz tek millet olacaksınız dediler, tek bir dil, tek bir millet olacak dediler. Ya bunu kabul edeceksiniz ya da biz bunu size kabul ettirmeyi biliriz dediler. Toplumu böyle düşman haline getirdiler. HDP olarak, bütün bu öfkeyi, düşmanlıkları ortadan kaldırmak için, bir arada yaşayıp ayrı gayrı demeden, kimsenin dinini mezhebini inkar etmeden, özgürce yaşayabileceği, kardeşçe yaşayabileceği bir barış ortamını inşa etmek için yola çıktık biz. HDP’nin en büyük misyonu bu olacak” dedi.

 

“ARTIK DEVLETİ BİZ YÖNETELİM”

 

Artık hükümetten bir şeyler isteyen taraf olmamaları gerektiğini sözlerine ekleyen Demirtaş, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Biz bizzat hükümetin kendisi olalım. Artık devleti biz yönetelim. Onun zamanı geldi. İçine sindiremiyorlar, halkın içinden çıkmış olanlar, halk gibi olanlar devleti nasıl yönetir diyorlar. Zannedersiniz ki devlet gökten zembille inmiş, onu ancak özel insanlar yönetir. Biz bu anlayışa son vereceğiz. Devleti halk yönetir. Nasıl ki Çanakkale’de yan yana savaştınız, o zaman devletin sahibi de orada savaşanlar gibi olmalıdır. Eğer vatan ortaksa, bu ülkeyi de birlikte yönetmeliyiz. Ülkenin yüzde 80 gelirini yoksullar olarak bizler üretiyoruz. Ülkenin yüzde 80 serveti bizim alın terimizden geçiyor, ama gelirin yüzde 80’i bir avuç zenginin cebine giriyor. Bizler sermayenin paranın, gelirin tabana yayılacağı, özgürce çalışılabilecek bir düzeni kurabiliriz. Bunu yapabilmek için elimizde imkanlar var. Her şeyden önce hırsız değiliz, para çalmıyoruz, yolsuzluk yapmıyoruz. Biz gönlünü maldan mülkten yana, biz geleceğini istikbalini paradan puldan yana inşa etmiş hareket değiliz. Onurlu yaşamak adına canını vermiş olanların, mazlumların yoldaşlarıyız. Rüşvetçilerin, hırsızların değil. Ve elbette seçim dönemine girdiğimizde, partimizin açıklayacağımız ekonomi politikalarında da göreceksiniz, Türkiye’de yoksul ve işsiz kalmayacak şekilde ciddi bir programla halkın karşısına çıkacağız. Artık Türkiye’yi HDP’nin yönetme zamanı geldi diyeceğiz. Her yerde, halk temsilcilerini parlamentoya taşıyıp bu devleti yönetecek iktidarı kuracağız.”

 

“HDP İLE AKP ANLAŞTI DEMEK ALÇAKLIKTIR”

 

Genel seçime parti olarak girmeleri nedeniyle bazı iddiaların gündeme getirildiğine değinen HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, “Artık bizim için yüzde 10 barajı sıkıntı, sorun değil. O barajı getiren Kenan Evren ve o barajı savunan AKP olmak üzere o barajı onların üzerine yıkacağız. Herkesten daha fazla barajı AKP savunuyor. Bedava milletvekiline alıştı ya, biz buna izin vermeyeceğiz. Birileri şunu yazmaya başladı; Diyorlar ki ‘HDP ile AKP anlaştı. HDP parti olarak seçime girip barajın altında kalacak, AKP 30-40 milletvekili alacak.’ Bu alçaklıktır. Böyle alçaklık olur mu? Elinde delil olmadan bunu ortaya koymak da alçaklıktır. Binbir emekle sandığa götürülen oyları AKP’ye satacak kadar alçak mıyız biz? Bizi kendinizle mi karıştırdınız? Biz HDP bayrağı altında seçime girip, barajı da AKP iktidarını da yıkacağız ki görsünler kim kimle anlaşmış. Bunların tamamı partimizi tartışmalı hale getirip yıpratmak için ortaya atılan iddialardır. Tek bir oyumuz bile kaybolmasın diye oyumuza sahip çıkacağız. Bırakın pazarlığı, bütün toplumsal kesimleri kucaklayacak, bir milletvekili adaylarıyla ortaya koyacağız, asıl ittifak halkımızla yaptığımız ittifaktır. HDP kendine yeter. Biz ne AKP ile ne CHP ile pazarlık da yapmayız, kirli oyunların da içine girmeyiz” dedi.

 

“BİRİLERİ ONA GAZ VERMİŞ”

 

HDP’nin sokaklarda, atölyede halk tarafından kurulduğunu ve Türkiye’nin ezilenlerinin bu partiye sahip çıkarak özgür geleceklerini kurabileceklerini savunan Demirtaş, “Ben AKP’nin ampulünden bıktım diyenler, ben CHP’nin okların bıktım diyenler, ben artık kimseye düşmanlık yapmak istemiyorum ve kimseden de düşmanlık görmek istemiyorum diyenler doğru adres HDP’dir. Biz devleti korkunç olmaktan çıkartacağız. Ankara’yı halkın Ankara’sı yapacağız. Ankara dediğinizde artık yüreğinizse korku girmeyecek. HDP Ankara’da iktidar olunca, size o kadar uzak olmayacak. Biz Ankara’nın yetkilerini, İzmir’e, Konya’ya, Diyarbakır’a vereceğiz. Bütün 77 milyonu tek başına yönetiyorlar, hükümet olursak yetkilerimizin yüzde 80’inini size vereceğiz. Eğitim, sağlık ve atamaları Büyükşehir Belediye Meclisi yapacak. Bunlar ne yaptılar, var olan yetkileri toplayıp kendilerinde topladılar. Tek adam olmak istiyorlar, birileri ona gaz vermiş sen Halife olursun demişler o da inanmış, yemiş bunu. Bize de gaz veriyorlar ama o gaz değil, bizimki polisin attığı gaz, onların gazına benzemiyor. Bu sahte Halife’yi gaza getirmişler havaya girmiş. Madem ben padişah, Halife olacağım, bana bir de saray lazım dedi. Masallardaki gibi bin 150 odalı saray yaptırmış ama sonu mutlu sonla bitmeyecek, ilk seçimde o sarayda artık huzursuz bir cumhurbaşkanı olacak. Çünkü iktidarda HDP olacak. Kendine bunu hak görüyor ya itibarlı olmamız lazım diyor. Sarayı itibar şan şöhret olarak görüyor. Peki sokaktaki gerçekler ne olacak? Gel bakalım, Türkiye’nin köylerinin yarısında tezek yakılıyor. Yakacak kömürü, odunu yok. Gecekonduda yaşayacak ama gecekondu bulamıyor. Çadır bulamayıp köprülerin altında sefil yaşayan aileler, çocuklar var. Bu mudur durum yoksa senin sarayındaki mi? Sen kendi itibarını düşünüp, dünyada şanım artsın diye düşünüyorsan yanılıyorsun. Bu senin yaptığın görgüsüzlüktür. Dünya liderleri senin için ne kadar görgüsüzdür diyor. Ne yaptın ettin şanını şöhretini yaydın ama görgüsüzlüğünle yaptın bunu. Bak o kadar uyardık seni, böyle bir saltanat şatafat olmaz dedik. Biz bin odalı dedik, kendisi çıktı övünerek bin 150 odalı dedi. Bu kafa, açın halinden anlayamaz. Her biri bin TL’lik altın kaplama bardaklardan su içenler ayda 800 TL’ye evinin geçimini sağlayanı anlayamazlar” diye konuştu.

 

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’NI İSTİFAYA ÇAĞIRDI

 

Demirtaş, makam aracıyla gündeme gelen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’i de istifaya çağırdı. Demirtaş, “Senin benim vergimizle kendilerine bir saltanat kuruyorlar. Diyanet İşleri Başkanı 1 milyon TL’lik makam aracı almış. Kalkınma Bakanlığı’nın 17 makam aracı var. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 974 makam aracı var. Ama yetmiyor. Hem ‘Biz bir zeytin, hurmayla karnını doyuran Hz. Peygamber’in takipçileriyiz’ diyorlar hem de son model Mercedes ile geziyorlar. Ben Diyanet İşleri Başkanı’nın yerinde olsaydım istifa ederdim. Allah’tan korkan, o şaibelerle o makamda oturamaz. Bir makam aracı dururken halkın parasıyla son model makam aracı alınıp din adamı o arabayla dolaşamaz. Her gün 5 vakit Allah’a yakaranlara hakarettir. Allah’tan af dileyenlere hakarettir. Çünkü sen Türkiye’deki bir numaralı resmi din adamısın. O halde sana düşen şey bunu reddetmektir. Bunu ispatlamak için senin yapman gereken şey, ya istifa etmek ya da makam arabasını iade etmektir. Senin padişahın sarayda oturuyor, sen son model arabaya biniyorsun sonra bize Müslümanlığı anlatıyorsunuz, ya onu yapmayın ya onu yapmayın. Keşke Allah korkusu yüreğinize işleseydi. İçinde Allah korkusu olan savaş uçaklarıyla Roboski’de 34 çocuğu parçalayıp arkasından hakaret etmez. Küçük çocukları sokaklarda katlettirip analarına hakaret ettirmez, içinde Allah korkusu olan 700 bin dolarlık saat takmaz. En büyük zararı bunlar verdi, halka da dine de inanca da. İslami dünyaya IŞİD gibi, Taliban gibi yanlış tanıttılar. İslam hakaret, hırsızlık, zorlama dini değildir. Ama bunların hepsini yaptılar. En çok da kendine Müslümanım diyenin kendini yargılaması lazım. Bunlara oy değil, günahını vermemesi lazım. Bunları iktidardan düşürmesi gerekenler bu ülkenin Müslümanlarıdır. Çünkü sizin verdiğiniz güçle sokakta katliam yapıp, Alevilere zulüm ettiler. Emeği, işçiyi yok sayıp doğayı talan ettiler. Bu ne dini ne de başka kitapta vardır. Müslüman Müslüman olduğundan utandı bunların yüzünden. İnancı ne olursa olsun gerçek ve hakiki bir halk demokrasisini kurmaktan başka seçeneğimiz yok. Biz iktidara gelince, halkın bir kesiminden hesap sormak için gelmeyeceğiz, biz halka zulüm yapanlardan hesap soracağız, devleti soyanlardan hesap soracağız. HDP büyüyor diye hiç kimsenin korkmasına gerek yok, ama yolsuzluk yapan hırsızlık yapan korksun. Çaldığınız her kuruşu burnunuzdan fitil fitil getirene kadar hesabını soracağız. Katlettiğiniz her çocuğun, kestiğiniz her ağacın, madenlere gömdüğünüz, inşaatlarda katledilen işçilerimizin hesabını soracağız, ama Türk’ün korkmasına gerek yok. Korkacak olanlar bir avuç sarayda yaşayan zalimlerdir. Sarayda yaşayanların düzenini bozmaya geliyoruz. Sokakta yaşayan düzenini Ankara’ya taşımaya geliyoruz. Sizler İzmir’deki bütün kardeşlerim, yaşam biçimi tehdit altında hissiyle kaygı duyan herkes, bu sesi vicdan kulağıyla bir defa dinleyin bu sesin size ne çağrısı yaptığına dikkat edin. Buradaki kardeşlerimiz, ulusalcı, AKP’li, solcu olur, bizim sesimizin ülkeyi düze çıkartacak gerçek ses olduğunu anlamanız için en az bir defa yan yana oturalım, sizi partimizde çay içmeye davet ediyordum. Ön yargılarınız kırılacak, partimizle ilgili yöneticilerimizle kadrolarımızla ilgili ön yargılarınız kırılacak. Siz çay içmeye gelmezseniz. Biz sizin çayınızı içmeye geleceğiz. Aramızdaki duvarları kaldıracağız ki el ele verelim. Bizim ön yargımız yok. Bizim önümüzde 2015 seçimlerinde tarihi bir görev var. Bu iktidar saltanat sistemi kurmak istiyor. Biz bu düzeni durduracak gerçek demokratik düzeniz. Görevimiz onun gücünü sınırlamaktır. HDP’den korkuyorlar, korkmaya devam etsinler. Çünkü bu ülkenin gerçek demokrasi gücünden korkarlar” dedi.

 

Demirtaş, konuşmasının ardından salondan ayrıldı. Kongreye katılan delegeler oy vermeye başladı.

 

KONGRE SONUÇLANDI

 

HDP İzmir İl Başkanlığı kongresinde, 444 delegeden, oy kullanan 298’inin tamamının oyunu alan avukat Mizgin Irmak, İl Başkanı seçildi.