Değişim mi, umut mu dedi biri?

Değişim mi, umut mu dedi biri?
5 Eylül 2018 11:05

“Bir umudum sende” dedi içimizden biri, “Bütün umudum gençliktedir” dedi. Sesi yankılandı, bize içimize bakmayı hatırlattı, hani yüreğin içinde bir benek varmış adı süveyda olan. Oraya dokundu, o bile şaştı bu işe çünkü aslında kendi sol yanını açık etmişti sadece. İnce bir el, incelikle dokundu o yüreğe. Ve maya tuttu!

 

 

Deniz KAYA Konuk Yazar

 

 
Hiç aklınıza gelmezdi oysa bu kadarı değil mi? Siz de şaştınız bu işe…
El birliğiyle, özenle, bile bile, göz göre göre, göz yuma yuma… Apolitize ettiğiniz gençler için bir kırılma gerçekleşti, bir ışık yandı, bir aydınlanma… Parça pinçik dağılmış birçok yaşam kırıntısı deneyim, sağdan soldan kulağa çalınmış bilgi kırıntıları yeter de artar kör göze bile, olanı biteni ayan etmeye. Sol yanını açık eden biri, sadece kim olduğumuzu hatırlattı bize. Unuttururuz sandınız. Sanıyorsunuz… Oysa biz hiç unutmadık, unutmayacağız!
Artık suyun da sözün de kendisine ait olanını istiyor bu gençlik. Zira onun yerine yeterince konuştunuz. Sürekli değişen kimliksiz müfredatlarınızla, sınav sistemlerinizle, sözde ilim/ bilim yaptınız, formatlıyoruz beyinlerini sandınız, kısmen başardınız, ama bu çürümeye rağmen ve bu çürümüşlüğün üzerinde nasıl da yeşerip kök salacak tohumlar olduğunu unuttunuz. Bu tohumların nasıl ve ne zaman atıldığını unuttunuz. O tohumlar kurudu sandınız. Sanıyorsunuz… Oysa biz hiç unutmadık, unutmayacağız!
Dünyanın her yerinde antiemperyalist devrimci isimler unutturulmak isteniyor. Mustafa Kemal Atatürk’ü de Kemalizmi de unutturmak, tarihe gömmek istiyorsunuz. Unutturamazsanız eğer yozlaştırmaya, alınıp satılan metalar haline getirmeye, ilkelerinden uzaklaştırıp içini boşaltmaya çalışıyorsunuz. Tıpkı dinimize Emevilerin yaptığı gibi. Aynı devrimci ahlak, köleliğe başkaldıran isyan var çünkü dinin özünde. Madem yok edemiyorsunuz geçmişi, bugünü kurgulayıp her köşe başını tutacak kuklalarınızla oyalıyorsunuz bizleri. Sanıyorsunuz… Oysa biz hiç unutmadık, unutmayacağız!
Adını demokrasi koyduğunuz –mış gibi sözde seçimli/sandıklı sisteminizin olanak sağladığı tüm numaraları oynuyor, tüm maskeleri kullanıyorsunuz. Sandığa gelene kadar tüm vatanseverleri –mış gibi ideolojilerinizle pasifize ediyorsunuz. Şair diyor ya “bunlar engerekler ve çıyanlardır, aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır!” İşte bu cennet vatanın tüm kardeş sofralarına arsızca kirli kanlı ellerini uzatanlara, bu engereklere çıyanlara pay ediyorsanız ekmeğimizi aşımızı, doğmamış çocuklarımızın torunlarımızın rızkını… Eğer siz en güvenilir en kritik düğümde oturan çok yetkili en etkili muhalefet lider(ler)i, bu kirli oyunların içinde gözünüzü kırpmadan yüzünüz kızarmadan, hiç sorumluluk almadan hala siyasetin içindeyseniz, en çok konuşması bağırması, haykırması gerekirken susansanız siz… “Çok başarılıyız, en başarılıyız” naraları atabiliyorsanız hala… Siz bizim liderimiz olamazsınız! ‘Yok’u var eden, ‘O’ ebedi liderin koltuğunda oturamazsınız! Unuttuk sanıyorsunuz… Sanıyorsunuz… Oysa biz hiç unutmadık, unutmayacağız!
Otur deyince oturacak, kalk deyince kalkacak, siz nasıl isterseniz oraya ve istediğiniz biçimde bakacak, siz isterseniz konuşacak, istemezseniz susacak, küçüklüğünü bilecek, el etek öpecek, eyvallah gençliğidir sizin istediğiniz.
Nasıl ki eyvallah demedik mandaya himayeye, nasıl ki onurumuzu, kimliğimizi satmadık vaktiyle, nasıl ki vermedik bizim olanı, bu aziz vatanı… Yine eyvallah demiyoruz!
Usta demiş ya hani, mavi gözlerinin ışıkları memleket çakan, yüreği memleket diye atan şair;
“Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen bu toprak!
Bu cehennem bizim, bu cennet bizim!”
… Bu memleket bizim!
Bir vakit aynı zihniyetin yarattığı “Cehennemden”, Cennet yaptığımız bu memleket bizim! Korumaya ant içtik, bizimle yürüyecekler omuz versin, yürümeyecek olan da yol versin.
Eğer bu onuru taşıyamayacaksanız, bu vatanın kuruluş ilkelerine, bu ilkeleri korumakla mükellef olan bizzat Atamızın kurduğu CHP’ne layık olamayacaksanız, eğer vaktiyle destanlar yaratmış bu halka ve biz gençlere hak ettiğimiz itibarı yeniden kazandıramayacaksanız bırakın koltuklarınızı. Biz liderimizi tanıyoruz artık, görev almaya hazırız.
Dilimizi konuşan, sözümüzü söyleyen, halden anlayan, bize güvenen, geleceğimize yeniden umutla bakmamıza vesile olan bir lider çıktı. Bizim toprağımız sağlam, mayamız sağlam. Bırakın, yol verin artık!
Bu vatan bizim anamız, babamız, yarimiz, kızımız, oğlumuz, Atamızdır!
Atamızın emanetinin teminatı damarlarımızda ve coşkuyla atmaktadır sol yanımızda! O yürek ki başka bir aşk istemez, süveydası Vatandır!