Başbakan Ahmet Davutoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün seçim bildirgesini okuduğunu hatırlatarak, “Yukarıdan aşağıya, inşallah başka programlarda tek tek o bildirgedeki unsurlara cevap vereceğiz. Ancak bildirgenin bir özü var. Nedir biliyor musunuz? Halka sosyal yardım vadediyor. Aynı Kılıçdaroğlu biz halka sosyal devletin gereğini yapıp yardım götürürken, ‘kömür, makarnayla halkı aldatıyorlar’ diye şikayet eden Kılıçdaroğlu. Dersini almış, şimdi halka sosyal yardım taahhüdünde bulunuyor” dedi.

 

Davutoğlu, Levent-Rumeli Hisarüstuü Metro Hattı açılıç töreninde yaptığı konuşmada, törene katılan herkese teşekkür ederek, “Çünkü saatlerdir soğukta, şemsiyeler altında ama Rabbimin rahmetine ve AK Parti iktidarının hizmetine şükrederek, bu meydanları doldurdunuz. Allah sizden razı olsun”
ifadelerini kullandı.

 

7 Haziran’da yeni bir hizmet kervanına yürürken İstanbulluların, bu meydanı dolduran herkesin bir tek şeyi ispat ettiğine işaret eden Davutoğlu, “Yağmur, kar, kış ya da yaz güneşinin sıcağı bizi etkilemez. İstanbul buradadır biz de buradayız” dedi.

 

Davutoğlu, bunun için Levent-Hisarüstü metrosuna ilişkin konuşmadan bir kez daha söz almak istediğini belirterek, “7 Haziran’da yeni bir hizmet kervanına var mısınız? En gür sesle milli iradeyi yüceltmeye var mısınız? Kumpasçılara, tuzakçılara, paralelcilere, her türlü vesayete karşı ‘söz de karar da milletindir’ diye haykırmaya var mısınız?” diye sordu.

 

“Siz varsanız biz de varız. Siz ayaktaysanız biz yürürüz. Siz yürürseniz biz koşarız, hedefe, 2023’e koşarız Allah’ın izniyle” diyen Davutoğlu, şöyle devam etti: “İstanbul var mısın? 7 Haziran’da bugün bu meydanı doldurduğumuz gibi sandıkları doldurmaya var mısınız? Sandıklara sahip çıkmaya var mısın? Siz sandıklara sahip çıkın, biz de sizin emanetinize sahip çıkacağız. Bugün aslında tarihi bir gün birçok açıdan. Hem hizmete giren metro hattı açısından hem de CHP zihniyetiyle AK Parti zihniyeti arasındaki farkı görmek açısından. Bugün benim için de çok özel bir gün. Bakınız; 1977 yılında Boğaziçi Üniversitesi’ne girdiğimde, bırakın buraya metronun gelmesini hayal etmeyi, Zircirlikuyu’nun karşısındaki Levent’in köşesinden otobüs bile geçmiyordu da otostopla öğrenciler Boğaziçi’ne geliyorlardı. Şimdi buradan Boğaziçi Üniversitesi’ndeki öğrenci kardeşlerime ve öğretim üyelerine de sesleniyorum: O günden bugüne değişen şey, AK Parti zihniyetinin gelmiş olmasıdır. Çünkü aradan bir yüzyıl geçti. O, 20. yüzyıldı. Şimdi 21. yüzyıldayız ama fark gerçekten bir yüzyıl kadar farktır.”

 

“2019’da raylı sistemin uzunluğu, inşallah 436 kilometre olacak”

 

 

Başbakan Davutoğlu, 1990’lı yıllara kadar yolların çamur deryası gibi olduğunu, 1994’te İstanbul’un da Türkiye’nin de kaderinin değiştiğini vurgulayarak, “Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldu ve AK Parti’nin iktidarının tohumları İstanbul’a atılmaya başlandı”
değerlendirmesinde bulundu.

 

İstanbul’un bağrından nice Fatihlerin, nice halk tarafından seçilmiş Erdoğanların, nice hizmetkarların çıkacağını dile getiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kıyas edelim dedim. 1876’da İstanbul’a ilk tünel, Sultan Abdülhamit Han döneminde yapıldı. Ancak sadece adı tünel olarak kaldı ileriye götürülemedi.

 

Sonraki gerçek anlamdaki tünelin, gerçek anlamdaki metronun yapılması için 125 yılı aşkın bir süre beklemek gerekti İstanbul’un. AK Parti iktidarları döneminde şu anda İstanbul’a 142 kilometre raylı sistem hattı yapıldı. İnşallah 2019 yılına kadar da raylı sistemin uzunluğu 436 kilometreye çıkacak. Bu bizim İstanbul’a taahhüdümüzdür.”

 

Başbakan Davutoğlu, Levent-Rumeli Hisaüstü hattının 4 kilometrelik bir hat olduğunu anlatarak, Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan bir öğrencinin kendilerinin okuduğu dönemdeki gibi 4-5 otobüs değiştirmeden istediği yere gidebileceğini söyledi.

 

“İyi bir öğrenci, yavaş yavaş öğreniyor”

 

Davutoğlu, bunun tek yolunun 7 Haziran’da sandıklara gidilmesi olduğuna vurgu yaparak, şunları kaydetti:

 

“Gidecek misiniz? Sandıkta bir ders verecek misiniz? Bakın bugün bir ders de Kılıçdaroğlu aldı. Nasıl bir ders biliyor musunuz? Kılıçdaroğlu her şeyi derdi de millet demeyi bilmezdi. Şimdi millet demeyi ona öğrettik. Daha çok şey demeyi öğrenecek ama millet demeyi öğrettik. İyi bir öğrenci, yavaş yavaş öğreniyor. Şimdi, bugün seçim bildirgesini okudu. Yukarıdan aşağıya, inşallah başka programlarda tek tek o bildirgedeki unsurlara cevap vereceğiz. Ancak bildirgenin bir özü var. Nedir biliyor musunuz? Halka sosyal yardım vadediyor.

 

Aynı Kılıçdaroğlu biz halka sosyal devletin gereğini yapıp yardım götürürken, ‘kömür, makarnayla halkı aldatıyorlar’ diye şikayet eden Kılıçdaroğlu. Dersini almış, şimdi halka sosyal yardım taahhüdünde bulunuyor. Biz geldiğimizde toplamda sosyal yardım 1,1 milyar Türk Lirasıydı. Şimdi 26,5 milyar Türk Lirası sosyal yardım yapıyoruz. Kılıçdaroğlu’nun hayalinin ulaştığı yere, biz çoktan ulaştık

 

geçiyoruz. Bugün zikrettiği yardımların önemli bir kısmı, bizim zaten gerçekleştirdiğimiz yardımlar. Uçuyor, uçuyor ama niye biliyor musunuz? Verdiği taahhütlerin karşılığı yok. ‘Nerede bu karşılık?’ dediğiniz de noteri gösteriyor. Biz ise verdiğimiz sözün karşılığını doldurduğumuz hazinede gösteriyoruz hazinede.”