Cumhuriyetin ileri karakolu; Aleviler

Cumhuriyetin ileri karakolu; Aleviler
12 Kasım 2014 11:47

Son günlerde Alevilik üzerinden bir siyaset mühendisliği yapma çabasına tanıklık ediyoruz.

 

 

Çağların IŞIK H&H YORUM

 

 

Zamanlama oldukça manidar.

 
Gerçekte seçim yatırımına endeksli bir oyalama taktiğinden başka bir şey olmayan ve artık dramatik bir çöküş yaşadığı kabul edilen, çözüm sürecinin fiilen bittiği bir dönemdeyiz.

 
İktidar seçimlere 8 ay kala bu kez bir türlü çökertemediği mevziiye odaklanmış durumda.

 
Alevilere.

 
Sayın Başbakanın Hacıbektaş ziyareti sonrası gazetecilere yaptığı açıklamalar basında hak ettiği şekilde tartışılamadı.

 
Sayın Başbakan, Alevilerin Dersim’i unutma, devletle barışık şekilde yaşama çabalarını desteklemek yerine acıların derinleştirilmesini, öfkenin ve üzüntünün diri tutulmasını isteyen bir dil kullanıyor yazık ki.

 
Üstelik bunu bu ülkenin başbakanı sıfatı ile yapıyor.

 
Sünni çoğunluğun Alevileri ötekileştirdiği özeleştirisi ise, Alevilerin acılar üzerinden aidiyet kurmasının yanlışlığını savunan cümlesinin içinde değersizleşip yitiyor.

 
Dergâhların kapatılması üzerinden laik anlayışla inşa edilen cumhuriyet ve ulus devlet hedef gösterilirken, Dersim acıları üzerinden CHP ve Atatürk aidiyeti hedefe oturtulmak isteniyor.

 
Alisiz Alevilik denen kavramın geliştirildiğini ve cami, cemevi, kilise, havra gibi ayrı bir din şeklinde örgütlenmeye çalışıldığını, bunun önlenmesine yönelik formül aradıklarını açıklıyor.

 
Yani Alevilere hem ayar veriyor, hem de biçimlendirecek kalıp sunuyor.

 
Oysa halk olmanın, millet olmanın, ulus olmanın gereğidir aidiyet.

 
Ve toplumsal aidiyet ortak acılar, sevinçler, beklentiler ve değerler üzerine kurulur.

 
İktidarlarında bir tek Alevi vali bulundurmayanlar,

 
Bir tek Alevi emniyet müdürü bulundurmayanlar,

 
Resmi dairelerinde bir tek üst düzey Alevi bürokrat barındırmayanlar bu aidiyet bağını sorgularken nasılda büyük ironi yaşıyorlar aslında.

 
Bunu sorgulamayanlar tabiî ki Dersim acılarına rağmen Alevilerin Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti ve CHP ile kurdukları aidiyet bağının sebebini ve önemini hiçbir zaman kavrayamayacaklar.

 
Alevilerin bu aidiyet bağını bırakıp,

 
Bütün demokratik değerlere saldıran bir iktidarla mı yürümesini bekliyorlar?

 
Hayatı dinsel kurallara göre biçimlendirmek isteyen bir siyasi düşünceye hizmet etmesini mi umuyorlar?

 
Bütün özgürlükleri tek bir adamın insafına! İyi niyetine! bırakacak bir düzene mi destek olmasını bekliyorlar?

 
Tüm ülkeyi ranta, talana ve yalana açarken kanayan vicdanlara pansuman olmasını mı istiyorlar?

 
Halk yoksulluktan kırılırken,

 
Çocukları beslenme çantası yerine çöplerden karnını doyurmaya çalışırken,

 
Sarayın 7000 liralık elektrik faturasını ödemeye ortak olmasını mı istiyorlar?

 
Kesilmesin diye ağaçlara gecelerin soğuk ayazında nöbete kalırken gaz yiyen gencecik insanlar yerine, bir gecede 6000 zeytin ağacına kıyan açgözlü işadamlarının safında mı dursun istiyorlar?

 
Gözünü daha fazla para bürümüş insancıkların diri diri madenlere gömdüğü, babalara, kardeşlere, kocalara ve oğullara mezar taşı yazmalarını mı istiyorlar?

 
Alevilerin neden cumhuriyetin ileri karakolu olduğunu anlamak isteyenler cumhuriyetin onlara sunduğu eşitlikçi ve özgürlükçü ruhuna baksınlar.

 
Alevilik öğretisinin kutsal değerlere bağlılığı onların anlayabileceğinden daha büyüktür.

 
İnsan hak ve özgürlüklerinin de Alevi öğretisinde en yüce, en kutsal haklardan olduğunu bilsinler.

 
Bu haklara sahip çıkmadıkça, koruyup gözetmedikçe Alevilerin gönlünü ve desteğini almaya çalışmak nafile çabalar olacaktır.

 
İyi niyetli olduğunu belirttikleri söylemlerini eylemlerine dökmeyenler boşuna umutlanmasınlar.

 
Alevileri her fırsatta yuhalama gayretlerini de, Aleviliği itibarsızlaştırmaya yönelik söylem ve eylemleri de yitirmedi henüz tazeliğini.

 
Bu çabalar orta yerde dururken ve haklı talepleri görmezden gelinir ve hatta ibadetleri sabote edilirken sessiz kalanlar, bildik kimi insanların sarayda ağırlanıp doyurulmayı kabul etmelerine bakarak Alevilerin kendilerine kanacakları yanılgısına düşmesinler.

 
Ve o sarayda ağırlananlar; en son akiller heyetinin dramatik acizlikleri ve kimisinin de pişmanlıklarına bakıp ders alsınlar.

 

 

Çağların IŞIK Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Seni başkan yaptıracağız
Yarının gülüşleri bugünün gözyaşlarında boğuldu
Dağlıca saldırısının Cizre’yle ilgisi var mı?