Cumhuriyetimiz için meydanlardayız

Cumhuriyetimiz için meydanlardayız
28 Ekim 2016 09:26

Tansel Çölaşan, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için hazırladıkları kutlama programını açıkladı. “Kısıtlamalara ve Atamızı anmamızıengelleme gayretlerine karşı tüm yurtta meydanda olacağız” dedi. Herkesi, 11:30’da Tandoğan’dan başlayacak yürüyüşe davet etti.

 

 

 

 

Başak Kaya / Sözcü

 

 

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkanı Tansel Çölaşan “FETÖ’cü darbe girişimi gecesi Atatürk’e sığınanlar, 29 Ekim’i yasaklayıp gar açılışı yapıyorlar, sonra da toplumsal barıştan bahsedebiliyorlar. Halk bunu değerlendirecek. Cumhuriyet Bayramı’nda meydanlardayız” dedi, SÖZCÜ’nün sorularını cevapladı:

 

 

– 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı milletçe coşku ile kutlayacağız, bu konuda ne düşünüyorsunuz?

 

 
Bu yıl Cumhuriyetimizin 93’üncü yıldönümünü kutlayacağız. Büyük bayramımız kutlu olsun. Ulusal bayramlarımızı, Atatürk’ümüzü anmayı çeşitli gerekçelerle ne kadar kısıtlamaya, unutturmaya çalışsalar da halkımız; her yıl artan coşkuyla bayramlarını meydanlarda kutluyor. Cumhuriyet’le milletin arasını açmaya yönelik tüm uğraşları ters tepiyor. Törenleri yasaklayıp gar açılışı yapıyorlar sonra da toplumsal barıştan bahsediyorlar.

 

 

ATATÜRK’E BORÇLUYUZ

 

 

– Cumhuriyetin kuruluşundan söz eder misiniz?

 

 
Cumhuriyetimizi ve kazanımlarını büyük zorluklara göğüs geren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve kurucu kadroya borçluyuz. Cumhuriyet devrimi ile çürümüş ve çağın gerisinde kalmış saltanat yönetimi, tarihin çöplüğüne atıldı, ülkemiz yeni ve çağdaş bir geleceğe doğdu. Egemenlik hakkı kayıtsız ve şartsız olarak millete verildi.

 

 

– Bu bağlamda bugünü değerlendirirseniz…

 

 
Bugün Cumhuriyet kazanımlarımız, siyasal yönetim sistemimiz, ulusal, laik, bilimsel, kamusal eğitimimiz; siyasi iktidar tarafından tehdit edilmekte, bu alanlardaki anayasaya aykırı uygulamalar yoğunluk kazanarak sürdürülmektedir.

 

 

– Bu tehditleri açar mısınız?

 

 
Büyük tehlike ülkemizin bölünmesidir. Emperyalistlerin temel amacı budur. Bu tehlikeyi yaklaştıran iki gündemden biri Cumhurbaşkanı’nın başkanlık hevesi diğeriyse, Ortadoğu’da süren savaşa sürüklenmektir. Başkanlık hevesi ve anayasayı bu isteğe göre değiştirmek toplumsal gerilimi artırır, diktatörlüğü getirir. Parlamenter sistemin özünde diktatörlüğü önlemek vardır. Öte yandan, Irak’ta Musul’u göstererek, Suriye’de Rakka tuzağına çekilmek, sınırlarımız ötesindeki savaşa katılmak ülkeyi böler. Çünkü bu tuzağa ülkemizi çekmek isteyen emperyalizmin bölgedeki büyük hedefi Türkiye’dir.

 

 

– Laiklik konusu?

 

 
Bir diğer konu siyasal iktidar tarafından yoğun olarak sürdürülen; laiklik ilkesini ortadan kaldırıcı uygulamalar ile eğitim sistemimizin laik, bilimsel ve kamusal olma özelliğinin ortadan kaldırılma girişimleridir. Ulusal yani “milli” olma niteliği ise artık yok sayılma noktasında. Kamusal alanlarda hizmet verenlerin, ayrıca eğitimde, öğrencilerin dini inancına göre ayrışmasına fırsat tanıyan yasal düzenlemeler yoluyla toplumsal barış bozulmaktadır

 

 

– Son dönemde Lozan Antlaşması’nın gündeme getirilmesi hakkında ne diyorsunuz?

 

 
Özellikle Cumhurbaşkanı ve siyasi iktidar temsilcileriyle yandaşları, Lozan’ı diline dolamışlar, bazen Ege Adaları’nı, bazen Musul’u verdik diyorlar, amaçları Cumhuriyet döneminde tarihimizle bağımızın koparıldığına halkı inandırmak. Hepsi maksatlı ve yalan. Amaçları Atatürk’ü ve Kurtuluş Savaşı kahramanlarımızı itibarsızlaştırmak. Ege Adaları, Osmanlı hükümetleri döneminde, 1830’dan itibaren Birinci Dünya Savaşı öncesi ve süresince tamamen kaybedilmiştir. Şimdi siyasi iktidara düşen görev Ege’deki hak ve menfaatlerimizin korunmasıdır. Oysa Yunanistan’ın antlaşmalara aykırı uygulamalarını, siyasi iktidar ses çıkarmadan izliyor. Musul, 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması’na aykırı olarak İngilizlerce işgal edilmiştir. Padişah ve İstanbul hükümeti buna sessiz kalmış, antlaşmanın değişik bölgelerde çiğnenmesine karşı tutum alan ve tepkisini gösteren yine Mustafa Kemal Paşa olmuştur. Lozan sonrasına bırakılan Musul’u elde tutmak için, genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin nasıl yoğun askeri ve diplomatik girişimler yaptığını, İngilizlerin buna karşı Şeyh Sait İsyanı’nı teşvik etmelerini herkes biliyor.

 

 

10 KASIM İÇİN ÇAĞRI YAPTI

 

 

– Atatürkçü Düşünce Derneği olarak bu bayramda neler yapacaksınız?

 

 
Ulusal bayramlarımızı kutlama kısıtlamaları ve Atamızı anmamızı engelleme gayretlerine karşı; 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda tüm yurtta şubelerimiz ve halkımızla meydanlardayız. 10 Kasım 2016 günü saat 08.30’da yine Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda, demokratik kitle örgütleri, sendikalar ve halkımızla birlikte Atamızı anma programı gerçekleştireceğiz.

 

 

Ayrıca, başkanlık ve anayasa tuzağına karşı tüm yurtta, dinamik ve sürekliliği olan bir eylem programı uygulayacağız. Cumhuriyet’in kurucu iradesi olan Meclis sistemine dayalı, laik, demokratik rejimi değiştirerek, yerine yasama, yürütme ve yargıyı fonksiyonsuz kılacak, tüm yetkileri tek adam eline verecek monarşi diyebileceğimiz, ayrıca ülkenin etnik temelde bölüneceği bir rejim değişikliğini amaçlayan bu anayasayı Meclis’ten geçirmeyeceğiz. Daha önce başardık. Neden şimdi de olmasın? Bütün demokratik güçler olarak çalışacağız.