Cumhuriyet’e Düşman!

Cumhuriyet’e Düşman!
2 Ağustos 2014 08:05

Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Hikmet Çetinkaya yazdı.

 

Nasıl bir vicdan, nasıl insanlık bu!
Adalet duygusu, sevgi, arkadaşlık, dürüstlük?
Vicdanı olmayan bir insanda sevgi, dostluk, insanlık olmaz…
Kasalar, kasacıklar; kutular, kutucuklar…
Paralar paracıklar…
Örgüt, terörist, haşhaşi, darbe, çete, casus…
Afyon’daki o cephanelik patlaması, paramparça olmuş genç bedenler, ölen Mehmetçikler!
Hâlâ sorumlular kim ortaya çıkarıldı mı?
Sözde çıkarıldı!
Ya Uludere ne oldu?
Komutanlar kusursuz bulundu…
Kusurlu insanlar, katır sırtında küfelerle kaçakçılık yapanlar.
O cephanelik patlaması, Uludere’de kaçakçılık yapan o çocuklar, gençler…
Vurun öldürün!
Başınızı çevirip 90’lı yılları görmeyin, devletin içindeki örgütlü çeteyi, kan gölünü anımsamayın…
Öldürün!
Öldürenlere, katillere, canilere alkış tutun!
Hatırlamayın Muammer Aksoy’u , Bahriye Üçok’u, Uğur Mumcu’yu, Ahmet Taner Kışlalı’yı, Hablemitoğlu’nu, Hrant’ı…
Unutun Gazi’yi, unutun Sivas’ı, Başbağlar’ı…
Öncesi de var, Kahramanmaraş, Çorum…
Yazmadığım pek çok kanlı olay var!
Gazetecinin de vicdanı olmalı, siyasetçinin, herkesin…
İnsanlık budur?
İdeolojiler farklı olur…
Din, dil, ırk, mezhep, inanç!
İnsan insandır…
Hrant Dink cinayetinin arkasında kim varsa, Uğur’un, Hrant’ın arkasında da olan “derin devlet” değil midir?
Bombardımanlar, cinayetler, kıyımlar…
Mustafa Kemal’in kurduğu Türkiye’de yaşanıyor bunlar.
Tüm bunları bugün yaşarken 30’lu yılları tartışıyorlar!
Tek parti döneminde yaşananlar bugün tartışılmaz…
Yaşadığımız günler, 90 yıllık Cumhuriyet, baskıcı günler konuşulur, tartışılır…
Hayatta olmayanlardan mı hesap soracaksınız yoksa!
Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’dan sordunuz da ne oldu?

***

Fısıltı gazetesinin haberlerine inanan, Cumhuriyet gazetesini hedef haline getirip Vakıf Yönetimi’nin tümünün oylarıyla seçilen dört kişilik “İcra Kurulu”nu dillerine dolayanlara soruyorum…
Cumhuriyet Vakfı’nın yönetenleri Cumhuriyet gazetesinin çalışanlarıdır…
Tüm kararlar dört kişilik İcra Kurulu’nca oybirliğiyle alınmıştır.
Cumhuriyet’in yayın çizgisi bellidir…
Laik demokratik sosyal hukuk devleti…
Orhan Erinç ve Cüneyt Arcayürek bugün köşelerinde yazıyor.
Beni ve Akın Atalay’ı hedef alıp olayı başka bir yöne çekmek isteyenlere şunu söyleyebilirim.
Vakfın yetki verdiği “İcra Kurulu” şöyledir:
“Akın Atalay (Başkan), İbrahim Yıldız (Genel Yayın Yönetmeni), Güray Öz (yazar), Önder Çelik…”
Bu arkadaşlar karar verici ve yeniden yapılanmadan sorumludur…
Onun için Cumhuriyet’e karşı belirli çevrelerin yayınları yargısız infazdır…
İnfaz salt silahla olmaz, haberle, yazıyla da olur!
Bizim iyi tanıdığımız medya tetikçilerinin daha önceleri Nadir Nadi, İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Cüneyt Arcayürek, Ali Sirmen, Mustafa Balbay hakkında nasıl bir karalama kampanyası yaptıklarını biliyoruz.
Bunu belirtmek isterim.
Bu numaralar, yargısız infazlar, kişiler arasında geçerli olarak kalmıyor; yaşamın neresine bakarsanız bakın benzeri oyun sürüyor.
Siyaset, ekonomi, medya her yerde…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na kendi partisi içinde kurulmak istenen tuzaklar…
Kılıçdaroğlu’na o tuzağı kuranlar kim?
Cumhuriyet gazetesinin yeniden yapılanmasına karşı çıkan bilindik çevreler!

***

Yaşadığımız şu süreç ve toplum!
Kendi kendime soruyorum bu arada:
“Zaman saatlere ve insanlara göre değişir mi?”
Ben yaşamın güngün saatlere ve insanlara göre değiştiğini düşünüyorum.
Eğer bir insan, kişiliğini, döneme, çıkara göre ayarlıyorsa ona güvenilmez.
Böyle bir insan kendi kendini yok ediyor demektir…
Farklı kişilik olmaz bilinçli bir insanda.
Bilinçsiz, düşüncesiz, çapraz ideolojilerle, yalanla, dolanla hayatın varlığına kendini inandıran çıkarcı insanlarda olur!

***

Hayatın sayfalarında dolaştım bugün…
30’lu yılları, 90’lı yılları anlatmak istedim.
Ve biraz da geçmişi, yıldızlarla buluşan arkadaşlarımı, tanıdıklarımı, tanımadıklarımı, 23 yaşında girdiğim Cumhuriyet’i, ona düşman olan çevreleri…