Cumhuriyet Gazetesi’nde Atatürkçülerle, liberaller birbirlerine girdi!

Cumhuriyet Gazetesi’nde Atatürkçülerle, liberaller birbirlerine girdi!
23 Eylül 2020 11:02

“Kendileri gibi düşünmeyenleri sermaye yanlısı, konfor düşkünü olarak yaftalıyorlar. Lakin hiç aynaya bakmadan, yakın geçmişte, büyük sermaye kanallarında kaç yıl programcı olduklarını, kaç belediye başkanına danışmanlık yaptıklarını, bu amaçla kimleri araya soktuklarını unutuyorlar.”

 

 

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun “Atatürk demeyi tercih etmiyorum” sözleriyle başlayan tartışma sürüyor. Bu sözleriyle büyük tepki çeken Kaftancıoğlu’nu kurtarma gayretine düşen “sol liberaller” de yazılarıyla destek kampanyasına katılmıştı. Bazı Cumhuriyet yazarları da kampanyadaki yerini aldı.

Önce Emre Kongar sahne aldı ve geçen haftadan beri “Atatürkçülük” üzerine dört yazı kaleme aldı. Kongar “Atatürkçülük ne değildir?” başlıklı yazısında, Kaftancıoğlu’nun “Atatürk” ya da “Mustafa Kemal” ismini kullanmasında bir fark olmadığını ispatlamaya çalışarak 20 maddelik bir “Atatürkçülük” listesi çıkarmıştı.

 

 

Dünkü yazısında da Kongar, “Altı Ok”u eksik bulacak ki ona eklemeler ve güncellemeler yapma gereği duydu.

Kongar’ı Cumhuriyet’in ünlü “sol liberali” Enver Aysever takip etti. Aysever, “Emre Kongar, “Atatürkçülük ne değildir?” diye yaklaştı konuya, iyi de yaptı. Bazıları sanki Atatürk sevgisi kendi tekelindeymiş gibi ahkâm kesti. Atatürk “aydınlanmadır” ilkin, onları rahatsız etmeye devam edeceğiz, milliyetçi hezeyanlarını “solculuk” diye yutturamayacaklar!” dedi.

Kaftancıoğlu gibi “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını militarist bulan Aysever, “…Darbelerle kirlenen kavram, kişiyi ayrışmaya itiyor. Nasıl “milliyetçiler” sermayenin kullanışlı askeriyse, düzen içinden haykırarak “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” demek de aynı anlamı taşır. Akademik apoletlilerin işine gelmeyen budur.”

 

 

Zaten Kaftancıoğlu da “Atatürk” isminin “kategorize” ettiğini söylemişti.

Kaftancıoğlu’nu aklamak için Atatürkçülüğü yeniden yazmaya kalkan Cumhuriyet’in “sol liberal” yazarlarına yine Cumhuriyet içinden sert bir yanıt geldi.

“Soldan geçinen müflis enteller” başlıklı yazısıyla Barış Doster, isim vermeden Emre Kongar ve Enver Aysever’e yanıt verdi.

Doster, “Sözün özü; geçmişi yanılgı ve yenilgilerle dolu sol liberallerin, müflis entellerin, 2. Cumhuriyetçilerin gürültüsü çok, yaşamda karşılıkları yok. Çünkü bunlar Kemalizmi ancak Kenan Evren kadar anlıyorlar” ifadelerini kullandı.

 

 

Doster’in yazısının satır başları şöyle:

 

 

“Kalpaksız Kuvayi Milliyeci Uğur Mumcu, ülkemizde Kemalist, Atatürkçü, Cumhuriyetçi olmadan, sosyalist olunamayacağını vurgulardı. Aydınlanma bilgesi İlhan Selçuk, “tatlı su entelleri” olarak nitelerdi, eskinin hızlı solcusu dönekleri. “Ali Kemalistler” dediği bu tipler arasında, geçmişte tanıdığı tipler de vardı; “günahlarımız” diye anardı. Cumhuriyet şehidi Ahmet Taner Kışlalı ise aydın ile entel arasındaki farka dikkat çekerdi. “Aydın, kendini toplumundan sorumlu sayar. Gerçeği arar. Entel için ise toplum, sadece araçtır. Amaç, kendi kendini tatmindir. Entel, moda olan düşüncenin peşindedir” derdi.

Üç büyük ustamızı, birlikte çalıştığımız, el almaktan, talebesi olmaktan gurur duyduğumuz üç seçkin Cumhuriyet aydınını anmamızın nedeni, ideolojik. Güncel bir tartışmadaki saflaşmayla ilgili. Liberal solculara, soldan geçinen siyaset esnafına ilişkin. Çünkü hayatında kendini bir kez olsun Atatürkçü – Kemalist olarak tanımlamamış, kariyeri ve cebi söz konusu olduğunda Atatürkçülük – Kemalizm karşıtları ile aynı ekranlarda yıllarca düzenli program yapmış bazı kişilerin, Atatürkçülüğü tanımlamaya ve sınıflandırmaya çalıştığını görüyoruz.

Pek çok çelişkisi, tutarsızlığı var sol liberallerin. Sosyal demokrasiyi de, komünizmi de, liberalizmi de, Kemalizmi de, milliyetçiliği de kendilerine göre tanımlıyorlar. Demokrasi adına mangalda kül bırakmıyor, ama kimine sahte Atatürkçü, kimine faşist, kimine darbeci, kimine militarist deme hakkını, yetkisini, imtiyazını kendilerinde görüyorlar. Kendileri gibi düşünmeyenleri sermaye yanlısı, konfor düşkünü olarak yaftalıyorlar. Lakin hiç aynaya bakmadan, yakın geçmişte, büyük sermaye kanallarında kaç yıl programcı olduklarını, kaç belediye başkanına danışmanlık yaptıklarını, bu amaçla kimleri araya soktuklarını unutuyorlar.

Ustalarımızdan Özdemir İnce, “ana rahmine haklı düşenler” diyor bu zevat için. Kendilerini siyasetten iletişime, tiyatrodan romana, sosyolojiden gazeteciliğe, televizyon programcılığından tarihe dek her alanda otorite sayan sol liberallerin, gerçekte bir hiç olduklarını yüzlerine vuruyor sıklıkla. Utanmıyorlar.

Pusu kuruyor bu tipler. Düşünsel anlamda düello yapmaktan korkuyorlar. Yüzünüze konuşmuyor, arkanızdan konuşuyorlar. Başarılı, saygın, yetkin insanları kıskanıyorlar. Onların emekle, özveriyle kazanılmış mesleki başarılarını ve unvanlarını çekemiyorlar.

Sözün özü; geçmişi yanılgı ve yenilgilerle dolu sol liberallerin, müflis entellerin, 2. Cumhuriyetçilerin gürültüsü çok, yaşamda karşılıkları yok. Çünkü bunlar Kemalizmi ancak Kenan Evren kadar anlıyorlar.”