Cumhuriyet davasının 4. günü sona erdi

Cumhuriyet davasının 4. günü sona erdi
27 Temmuz 2017 21:45

Avukat Ayhan Erdoğan savunmasını “Tahliye talep etmiyorum çünkü tutukluluk sona ermiştir. Hukuka aykırı bir şekilde tutuklanmıştır ve bu hukuka aykırılığın ortadan kaldırılmasını istiyorum” sözleriyle bitirdi.

 

 

 

 

 

 

Avukat Ergin Cinmen savunmasını tamamladı. Avukat Ayhan Erdoğan da savunmasını yaptı ve son olarak Avukat Gülendam Şan Karabulutlar’ın savunması sonrası duruşmanın 4. günü sona erdi.İşte Avukat Ayhan Erdoğan’ın savunması:Ayhan Erdoğan: Bu iddianamede çok sayıda hukuka aykırılık var. İki talepte bulunacağım. Yeterli şüphe denilen bir soruşturmada dayanak olarak gösterilecek aydın enginin bir yazısı gösteriliyor. Yeterli şüphe ile başlayan soruşturma çok süratli şekilde arama yakalama kararı oluyor. Onda da aykırılıklar söz konusu. O çok kuvvetli arama tutukluluğa sevkte bir baktık ki kuvvetli şüphe varmış. Ama o delillere baktığımızda o her şey yok. Başta savcının yıkık inşa ettiği o yapının devamında yıkıntı var.

 

 

O hukuksuzlukların araştırılması ve tutukluluk halinin devam etmesinde baştaki hukuksuzluğun devam ettiğini gördük. Cumhuriyet savcısı bir ihbar veya soruşturmayla ilişkili haber aldığında temin için adli kolluğu görevlendirir diyor. Adli kolluğu görevlendirmesini mi batayım bekliyorsunuz Erdoğan’a ‘reis’ tweetleri atan, yazan sosyal medya hesaplarını görevlendiriyorsunuz bir savcı yardımcısı gibi.Ama Ünal Aydemir (bilirkişi) “Açık kaynak araştırması” diyerek kendini ele de veriyor. Bu polis terimidir. ‘Aydemir, refakatçi mi’ diye merak ediyorum. Delillerin dosyada dikkate alınmamasını talep edeceğim, çünkü hukuka aykırı delillerle yargılama olmaz.MASAK raporlarını değerlendiren meşhur gizli bilirkişi bende ‘Acaba MİTçi mi’ diye düşünceye yol açtı.MASAK raporlarını değerlendiren bu bilirkişi raporu da tartışılması gereken raporlardı. Her 3 rapor da hukuka aykırı başlayan soruşturmanın hukuka aykırı raporlarıdır.Yargılama hukuka aykırı deliller üzerinde devam ediyor. Dosyada bilirkişi isimlerine bile ulaşmamız engellenmiş kısıtlılık kararı nedeniyle. Bu hukuka aykırı ama orada da karşımıza çıkıyor aykırılık.Hukuka aykırılıkta bir delil uydurma var. 12 Eylül’ü bizzat yaşayanlardanım cemaat döneminde bizzat hedeftim her dönemin yargılamasını bilirim. Mahkemelerin çok garip şekilde delil için çaba sarf etmesi gerekirdi işkence gibi. Sonra cemaat geldi işkence kalktı ama delil uydurma başladı.Eski bir polis olarak hangi yöntemleri kullanarak bunları yazdıklarını da biliyorum. Ancak artık delil de uydurulmuyor sadece iddia ediliyor.Bylock’la ilgili meseleyi dosyadan çıkarmanızı talep ediyorum. 16. Ceza Dairesi Bylock kullanmayı delil sayıyor ama Bylock kullanan biriyle görüşmeyi suç saymıyor.Dosyada ne tutukluluk ne suçlar kişiselleştirilmiş. Savunmalar birbirine benzer çünkü suçlamalar genel, kişiselleştirilmemiş. Anayasa mahkemesi ‘bylocktaki kayıtları inceleyeceksiniz. Kullanmış mı kullanmamış mı ona bakacaksınız’ diyor. Bylocku olanlarla ilgili henüz üyelikten dava açılmamış ama bylock kullananlarla görüşenler yargılanıyor.MASAK raporlarının da dosyadan çıkarılması lazım. Çünkü raporu hazırlayan bilirkişi hukuka aykırı bir bilirkişi. Para gönderdiği kişi hakkında bile FETÖ’cülükle ilgili bir soruşturması yok. Bunun illiyet bağını sonsuza kadar götürürsek benim müvekkilimin doğması hatadır. Çünkü bütün süreç doğmasıyla başlamıştı.