CHP’nin yolsuzluk dosyası! PANİK BÜYÜYOR!

CHP’nin yolsuzluk dosyası! PANİK BÜYÜYOR!
23 Eylül 2016 16:21

‘Ne hırsızlar, ne de hırsızlık benim ortak değerim olamaz. Hayatım, partisi ne olursa olsun hırsızlarla mücadele ve bu uğurda göze aldığım tehlikelerle geçti. Yazdıkların konusunda benim tek bildiğim bugüne kadar Halk TV’den, herhangi bir belediyeden veya kişiden açık ya da kapalı, resmi ya da gayri resmi tek kuruş almadığım gibi, yeri geldiğinde cebimden harcama yaptığımdır…

 

 

 

Nihat Genç / Aydınlık

 

 

 

Beşiktaş belediyesinde Murat Hazinedar geldikten sonra, Akatlar’dan program yapmayı kestim. Onun çayını bile içmiş değilim. Hayatımda kimseye maddi bir gebeliğim olmadı. Akçeli işler konusunda aksini kanıtlayacak bir kişi çıktığında derhal mesleğimi bırakmaya hazırım (…).

Uğur Dündar.

 

 

 

Gerçi Uğur Dündar’ın bir alakası yok ama yine de bu açıklamayı gönderdi. Sadece ‘olup biteni Uğur Dündar bilmiyor mu?’ demiştim.

 

 

 

 

Uğur Dündar halkın sevdiği kahraman bir gazetecidir ve Halk TV’de program yapmaktadır, sorumlu bir gazeteci, pekala ayyuka çıkmış bu dedikodular üzerine bir program yapabilirdi.

 

 

 

Uğur Dündar’a laf edecek yaşta başta hiç değilim, ancak Uğur Dündar ne zaman bir yerde adı geçse, Zeus Destanı gibi, hayat hikayesini döşeyip gönderiyor. Bu ego festivali geçiş töreni gibi açıklamalara gerek yok, çünkü kimsenin Uğur Dündar’dan en küçük şüphesi yok.

 

 

 

Konumuz sadece CHP ve Halk TV’nin ‘susmasıyla’ ilgili…

 

 

 

Bu parti gasp edilirken birileri sustu, bu partide Sarıgül ve Ekmelettin aday gösterilirken birileri sustu, bu partinin kucağında şu anda canlı bomba gibi Murat Hazinedar dosyası var, yine birileri susuyor.

 

 

 

Sorumuz kısadır ve çok basittir, Hazinedar yolsuzluk dosyası ortadayken sorumlu vekiller ve gazeteciler niçin konuşmuyor?

 

 

 

Mesela sorumlu vekiller ve gazeteciler, Sarıgül ve Ekmelettin adaylığını canla başla bağıra çağıra ortalığı yaka yıka destekleme kampanyalarında başı çekerken, sorun Murat Hazinedar’ın yolsuzluğu olunca, neden ‘kahramanlıklarına’ geçici bir süre ara veriyorlar?

 

 

 

‘Zeus Tatilde’ mi diyelim?

 

 

 

Yoksa, Uğur Dündar’a laf söylemek kimsenin haddine değildir, muhteşem bir gazetecilik hayatı vardır, ve içtenlikle söylüyorum: Uğur Dündar’ı sevmeyen ölsün.

 

 

 

Sevgili Aydınlık Okuru!

 

 

 

Birkaç gündür süren yolsuzluk dosyası ve tepkileri gördünüz.

 

 

 

‘Suçun ciddiyetini’ hala kimse anlamış görünmüyor.

 

 

 

‘Suçun’ ‘ortaklarını’ hiç kimse merak etmiyor.

 

 

 

Sanki Murat Hazinedar şaibeleriyle CHP’lileri ‘kazığa geçirmiş’, kimse yerinden kıpırdamıyor.

 

 

 

Hatta kazığa geçirilmiş vekiller, kazığın acısı içinde dahi ‘mutlu bir görüntü’ veriyor.

 

 

 

Oysa yolsuzluk dosyasını saklayanlar CHP’yi bir daha temizlenmeyecek bir ‘leke’yle mahvediyorlar.

 

 

 

Bu şaibe dosyası bir zaman sonra açıldığında, bugün susan CHP’li vekiller ne diyecek: ‘işkence altındaydık, konuşamadık’, ‘konuşsaydık kazığa çakacaklardı.’

 

 

 

Evet konuşursanız ‘kazığa çakılabilirseniz’, eyvallah, sizin de vaziyet çok sıkışık kardeş, durumunuzu anlıyorum.

 

 

 

Ancak bu yolsuzluk dosyası partinin ortasındayken kırlarda papatya toplayan mutluluk halleriniz de insanı çok şaşırtıyor.

 

 

 

Demek ki bunca yolsuzluk içinde vekiller pekala ‘mutlu olabiliyorlar.’

 

 

 

Bu işkence altında kazık üstünde mutluluğu bize de öğretseler…

 

 

 

Ben bu kazık üstünde mutluluğu bir ‘ruhsal aydınlanma’ ile açıklıyorum.

 

 

 

Şöyle, vekil maaşını alıyor ve vekil susarak vekil garantiliği de sağlamda, oh maşallah, bir de yüzlerine ‘yelpaze.’

 

 

 

Bence bu ‘ruhani aydınlanmanın’ iyileştirici bir gücü var.

 

 

 

Bakın yolsuzluk, hırsızlık, FETÖ’ye bulaşmışlık, her şey var, öyleyse, bak oğlum, sen sen ol, vekillik garanti vekil maaşı aksamıyor, ne sesini çıkar, ne sivril kendini göster.

 

 

 

Bu rahatlık haline, eski İstanbullular ‘Saray kapısı’ derlerdi, Anadolu ise bu mutluluk haline ‘.ötüyle kuymağa düştü’ derler.

 

 

 

Ne olacak yılda birkaç sefer de Halk TV’ye çıkar, ben şu kadar kahraman vekilim, ben şu kadar cengaver şerefliyim, programı yaparsın, oh ne ala.

 

 

 

Sahi merak ediyorum, yolsuzluk dosyasını örtbas etmekten ‘ıstırap’ çeken bir tek vekil var mı, bunca açıklama içinde, herkes kendi ismini koruyan açıklamalar yaptı ama partisini koruyan tek vekil çıkmadı.

 

 

 

CHP’den tek bir vekil çıkıp ‘partimize bu ifadelerle saldıramazsınız’ demedi, diyemedi.

 

 

 

Partiden maaş alıyorlar ama partiyi koruyan yok, parti güya disiplin içinde ama herkes sadece kendi ismini kurtarma derdinde.

 

 

 

Anladığım şu, Murat Hazinedar, kazığı milim milim alttan çakarak sokmuş herbirinin kafatasından çıktı, çıkacak.

 

 

 

Kazığı milim milim çakmak FETÖ taktiğidir, ki, koca emniyet ordu ve AKP’ye aynı milim milim taktiği uyguladı.

 

 

 

Oysa bir büyük muhalefet partisini yolsuzluk dosyası ‘travmatize’ etmeli ve partililer harekete geçmeli, hayır…

 

 

 

Aksine dünya yansa Flaş TV’de Kibariye ile göbek atıyor gibiler.

 

 

 

Bizler insanız, gözlerimiz var sesimiz çıkıyor, hiçbirimiz aylak aylak su üstünde gezen deniz anası değiliz.

 

 

 

CHP deniz analarına maaş veriyor vekil yapıyor, yolsuzluklar karşısında her biri, susup sinerek ezile büzüle konuşamıyor, deniz anaları gibi yumuşak yumuşak, cıvık cıvık bir sayfiye hayatları var.

 

 

 

Ve bu cıvık cıvık deniz anaları muhalefet partisini öyle sarmış öyle basmış ki…

 

 

 

Gerçekten, muhalif, öfkeli, vatansever, solcu CHP’liler, bu deniz anaları yüzünden denize giremiyor, deniz anaları dokunur zehriyle bizi yakar diye korkmayan yok.

 

 

 

Kardeşlerim, bu birkaç yazıdan sonra anladığım şudur, burada bir ‘parti’ değil, artık eminim, ‘gizli bir tarikat’ var.

 

 

 

Bu tarikatın ‘gizemleri’ ve ‘sırları’ var, hiçbiri bu ‘sır üzerine’ konuşamıyor çünkü yeminliler ya da konuşurlarsa FETÖ cinleri çarpar.

 

 

 

Bu tarikatın üyeleri gizlilik çürümüş küfür ve zehirli mantar ve zehirli sarmaşıklarla dolu bataklıktan besleniyor.

 

 

 

Harbi, memleket çocuğu, göğsünü geren, alnı açık, biz buradayız diye haykıran, tek kişi yok…

 

 

 

Milyonlarca Cumhuriyetçi insan içinden içimizi ısıtacak tek bir sorumlu insan çıkamıyor mu, bu kadar mı çürüdük bu kadar mı yoksuluz..

 

 

 

Bu suskun gizli tarikat, gerici çürümüş bir tarikat, çünkü bu partiyi gaspetmişler, ve gasp ettikleri her tarafı dökülen bu hantal gemiyle de…

 

 

 

Limanın ağzını tıkamışlar.

 

 

 

Bu topraklarda tertemiz siyasetçiler mühendisler mimarlar okumuş vatansever solcu binlerce muhalif insan var, hepsi açık denizlere yelken sürmek istiyor, hepsi kirli İslamcı iktidarla göğüs göğse hesaplaşmak istiyor, ancak nafile, çünkü limanın önünü tıkamış hurdaya dönmüş bu gemi yüzünden yol bulup çıkabilen yok.

 

 

 

Bu çürümüş gemi muhalefeti çıkmaza sürüklemiş, muhalif kitlelerin elini kolunu bağlamış kilitlemiş.

 

 

 

Suskunluk din olmuş suskunluk ibadetleri olmuş, konuşma-duyma-hesap sorma gibi insani özelliklerini kaybetmişler, bunlar birilerinin müridi olmuşlar.

 

 

 

Yoksa Murat Hazinedar, konuşan olursa, benden para alan herkesi ele veririm, tehdidi mi savurmakta.

 

 

 

Bu yolsuzluk dosyasını kasasında tutan Kılıçdaroğlu Fatsa’da bu dosyanın kahramanıyla hepimize meydan okur gibi okul açmakta, burası da ayrı fasıl, Oda TV’de yayınlandı, annesine açtığı okulun yardım paraları baştan aşağı şaibe.

 

 

 

Sorun ‘dehşetiyle’ ortadadır.

 

 

CHP’de gizlenen yolsuzlukların ‘kurbanı’ CHP’li vekiller değildir, onlar maaşlarını alıyor, bu yolsuzlukların kurbanı ‘sizler-bizler’ ve muhalif kitlelerdir.

 

 

 

Sevgili CHP’liler!

 

 

 

Ahlaki bir görev üstlenmeyenlerin üstüne gökten mutluluklar inmez.

 

 

 

Ahlaki görev üstlenmeyenlerin üstüne gökten FETÖ’nün ve işbirlikçi hainlerin bombaları düşer.

 

 

 

Olan da budur, kan gövdeyi götürür ve artık ne partisi, ortada ülke kalmaz, ve geliyorum diyen faciayı CHP’de dizayn edenlerin de, tek istedikleri budur.

 

 

 http://www.aydinlik.com.tr/chpnin-yolsuzluk-dosyasi-panik-buyuyor