CHP’nin Antalya adayı Böcek: Yok Paris yapacağım, New York yapacağım, böyle entel laflarla olmuyor bu işler

CHP’nin Antalya adayı Böcek: Yok Paris yapacağım, New York yapacağım, böyle entel laflarla olmuyor bu işler
6 Mart 2019 10:04

CHP tarafından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Muhittin Böcek, AK Partili rakibi Menderes Türel’in “Turizmde rekor kırdık” ifadesine yanıt verdi. Böcek, “Rekor varsa bu turizmcilerin kendi başarısıdır. Yok Paris yapacağım, New York yapacağım, böyle entel laflarla olmuyor bu işler” dedi.

 

 

CHP tarafından Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday gösterilen Muhittin Böcek, Sözcü’den Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı.

 

 

Bir çiftçinin oğlu olduğunu belirten Böcek, ortaokul döneminde babasının vefat ettiğini belirtti.

 

 

Böcek, 7 kardeş olduklarını belirterek “Annem bize hem annelik hem babalık etti. Bir yandan okula gittik, bir yandan dağda bayırda harman makinesi çalıştırdık. Sanat okulunu bitirdim, İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi’ni okudum, Açıköğretim’de. Yine Kamu Yönetimi Yüksek Lisansımı da geçen yıl tamamladım. Dağda bayırda harman makinesi, traktör, çift işlerinden sonra ticarete başladık. Köylünün yer fıstığını alıyoruz, meyvesini başkasına satıyoruz. O ara bir de Antalya Kemer hattını aldım, şoförlüğe başladım” ifadesini kullandı.

 

Gürses’in devamında yönelttiği sorular ve Böcek’in verdiği yanıtlar şöyle:

 

- Bayağı otobüs sürüyordunuz yani…

 

Evet, 26 yaşında filanım, günde 5-6 defa Kemer’e gidip geliyordum. Bilmiyorum ki kaç yolcu taşıdım, çok da başarılı oldum, sevildim. Zaman zaman hafta sonları böyle yaşlı teyzeler torunlarını görmeye gider Kemer’e… Onlara yardımcı olurum, valizini çantasını alırım. Beni özellikle beklerler, terminalde her otobüse binmezler. Neyse, oranın yöneticileri bir gün bir teklifle geldiler, ANAP’ta siyasete başladım. Dediler ki “Parti meclisi üyesi olacaksın.”

 

- Ne düşündünüz ilk?

 

Doğup büyüdüğüm bu topraklara hizmet etmek geçti aklımdan. Girdim seçime, meclis üyesi seçilemedim. 31 yaşındaydım. Ama ben yılmadım. 3 ay sonra ANAP Antalya Merkez İlçe Başkanı oldum. Sonra da devam ettim… Konyaaltı’na Belediye Başkanı olarak geldim ve halka şunu söyledim “Sizi sinek yese beni de yiyecek, siz tozlu yolda yürüseniz, ben de yürürüm… Dereler ıslah edilmeli, benim için de ıslah edilmeli…” Çünkü bu topraklarda doğdum, deresinde, denizinde çimdim. Tozlu yollarında yürüdüm, bağında bahçesinde portakal topladım.

 

‘BAYKAL DAVET ETTİ’

 

- CHP’ye geçişiniz peki?

 

3 Kasım 2002 seçimlerinde ANAP baraj altı kaldı. Bunun üzerine Mesut Yılmaz istifa etti. O sırada Deniz Baykal aradı ve davet etti “Senin ANAP’lı olman önemli değil, gel beraber çalışalım.”

 

- Başkanlığınızda ne değişti Konyaaltı’nda bu 20 yılda?

 

10 binli nüfuslarda 4 köy, 5 ilkokul, 2 bankamatik, 2 eczanesi olan bir yer… Postacı mektup getirdiğinde 5 tane kahve var, birine bırakır. Yemyeşil ormanı olacak, parkları olacak dedim, masmavi denizi olacak dedim, turizmde Türkiye birinciliği bende. O sahili mafyanın elinden aldık yıkımlar sırasında, denize kadar binalar vardı. Antalya’da ilk kanalizasyona bağlanan sahili yaptım ben, yürüyüş yolları ile. İlk kentsel dönüşümü yaptım. Yaşlı kreşleri yaptım, Türkiye’de benzeri yok…

 

- Ne demek o?

 

Yaşlı Kreşi şu; sabahleyin anne babayı bırakıyorsun, işine gidiyorsun, akşamleyin iş çıkışı alıyorsun. Sadece bizde olan bir uygulama.

 

‘ALEYHİNE KONUŞMAM’

 

- Menderes Bey’le çalışırken hiç bir sıkıntı yaşadınız mı?

 

Siyaseten bunlar olmuştur ama hayatım boyunca hiç bir rakibimin aleyhinde tek kelime konuşma yapmadım. Hepsi benim çok canlarım, arkadaşlarımdır. Çünkü ben kendimi Antalya’ya adadım.
- Mansur Bey mal beyanı yaptı, Menderes Bey de internet sitesine koymuş…

 

Özlem hanım, biz muhalefette belediyeyiz, zaten sürekli kontrol altındayız… A’dan Z’ye defalarca denetimden geçtik.

 

- Antalya zenginlerin mi yoksulların mı şehri?

 

Senginlik içinde yoksulluk kenti. Turizm sezonu 12 ay olmadıkça bu sorun çözülmez. Atatürk biliyorsunuz “dünyanın en güzel yeri” demiştir buraya. Antalya’nın makyaja ihtiyacı yok, güzelliğini korumaya ihtiyacı var. Bakın bizim otellerimiz cennet gibidir ama oralarda çalışma ortamları cehennem gibi olabilir. Ben kendimi en çok bulaşıkçıların, ütücülerin, garsonların, tarım işçilerinin, şoförlerin, esnafın yanında görüyorum. Ekmek için, 50 derece sıcakta çalışan gariban Yörük ve Kürt çocukların yanındayım ben… Antalya ancak vatandaş zengin olursa zengin olur.

 

‘BORÇLARINI ÖDEYECEĞİM’

 

- Bütçe sorunu var mı?

 

Şu kadarını söyleyeyim, Sayın Türel’in belediyesi borçlulukta 5. sırada tüm Türkiye’de. Ama Menderes Başkanın da borçlarını ödemeye geliyorum, merak etmesin!

 

- CHP’li belediye ile AKP’li belediye arasında ne fark var?

 

Biz ranta değil, halka dönük çalışıyoruz. Sayıştay geliyor, aylarca kalıyor bizde. Çuval çuval evrak gönderiyoruz, teşekkür yazıyorlar bize sonunda.

 

- Kooperatif Belediyecilik konuşuluyor bu ara dünyada…

 

Tam olarak bunu yapmak lazım. Fakat hallerdeki komisyoncuya da “terörist” demeden. Komisyoncusunuz, ben geliyorum size “Benim gübremi alır mısın?” Alıyorsun. “İlacımı alır mısın?” Alıyorsun. “Tohumu mu alır mısın?” Alıyorsun. Bu komisyonculara bu lafı diyorlar, halleri kapatıyorlar.

 

- Çözüm ne?

Üretim, üretim, üretim. Üretmemiz lazım. Ben Halk Mama yapıyorum. Diyelim sizin domatesiniz, biberiniz var, ben onları toplayacağım belediye olarak, size katkı koyacağım. Bunları alacağım sizden, paranızı da ödeyeceğim. Köylüğe sahip çıkacağım, köylüye. Köyde kimse kalmadı, köylü üretmezse taş mı yiyeceğiz biz?
https://www.sozcu.com.tr/2019/gundem/biz-ranta-degil-halka-calisiyoruz-3797065/