CHP’li Yılmaz: İktidar şiddeti korku iklimi yaratmak için kullanıyor

CHP’li Yılmaz: İktidar şiddeti korku iklimi yaratmak için kullanıyor
11 Ekim 2017 11:27

CHP’li Yılmaz, iktidarın şiddeti aynı terör eylemlerinde olduğu gibi ülkede bir korku iklimi yaratmak ve siyasi sonuçlar elde etmek amacıyla kullandığını belirterek, milletvekillerine, “Bu ülkede yüzlerce, binlerce katliam yaşandı, cinayet işlendi. Tüm bunlar ya zamanaşımına uğradı ya da faili meçhul kaldı. Bunları açığa çıkarma yükü bu Meclis’in sırtındadır. Tüm bu yaşananlara ilgisiz ve sorumsuz kalamazsınız. Yoksa katliamlarda canlarını yitiren yurttaşlarımızın vebalinin ağır yüküyle sonuna kadar yaşarsınız” sözleriyle seslendi.

 

 

 

Yaşar Kemal’in “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır” dizeleriyle 10 Ekim katliamında hayatını kaybeden barış güvercinlerini anan Yılmaz, iktidara “O gün meydanda bir tek güvenlik görevlisi yokken şimdi binlerce kişiyle o alanı abluka altına almaya utanmıyor musunuz? İnsanların acısını yaşamalarına neden tahammül etmiyorsunuz?” diye sordu.

 

 

 

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Necati Yılmaz, 102 kişinin hayatını kaybettiği 10 Ekim Ankara Garı katliamı ve katliamın 2’nci yılı anmasındaki polis şiddetine tepki göstererek, iktidarın şiddeti aynı terör eylemlerinde olduğu gibi ülkede bir korku iklimi yaratmak ve siyasi sonuçlar elde etmek amacıyla kullandığını söyledi. Yılmaz, milletvekillerine, “Bu ülkede yüzlerce, binlerce katliam yaşandı, cinayet işlendi. Tüm bunlar ya zamanaşımına uğradı ya da faili meçhul kaldı. Bunları açığa çıkarma yükü bu Meclis’in sırtındadır. Tüm bu yaşananlara ilgisiz ve sorumsuz kalamazsınız. Yoksa katliamlarda canlarını yitiren yurttaşlarımızın vebalinin ağır yüküyle sonuna kadar yaşarsınız” sözleriyle seslendi. Terörün ve şiddetin her türlüsünden vatandaşın bıktığını vurgulayan Yılmaz, hükümete “O gün meydanda bir tek güvenlik görevlisi yokken şimdi binlerce kişiyle o alanı abluka altına almaya utanmıyor musunuz? İnsanların acısını yaşamalarına neden tahammül etmiyorsunuz?” diye tepki gösterdi.

 

 

“DALGALANIP BÜYÜYEN BİR TERÖR SORUNUMUZ VAR”

 
Yılmaz, terör saldırılarının araştırılması için CHP’nin verdiği grup önerisi üzerine TBMM Genel Kurulu’nda bir konuşma yaptı. Türkiye’nin 10 yıllardır yaşadığı, güvenlik görevlisi, asker, sivil yüzlerce, binlerce yurttaşın yaşamını yitirmesine neden olan büyük bir sorunu olduğunu belirten Yılmaz, “Zaman zaman küllenen, zaman zaman alevlenen, dalgalanıp büyüyen bir terör sorunumuz var. Bu sorunun Meclis tarafından araştırılması için verilen bu önerge hazırlanırken o metne sığmayan katliam listesine bugün daha fazlası eklenmiş durumda. Tek tek bu katliamları burada saymaya konuşma süremiz yetmez” dedi.

 

 

“İKTİDAR ŞİDDETİ KORKU İKLİMİ YARATMAK İÇİN KULLANIYOR”

 
Yüzlerce, binlerce yurttaşın terör eylemlerinde yaşamını yitirirken, bu sorunu çözmekle yükümlü olan Başbakan’ın “Canlı bombaların listesi elimizde ama gerçek bir eyleme dönüşmedikçe bu kişileri tutuklayamıyoruz” diyerek bu eylemlere göz yumduğunu ve seyirci kaldığını itiraf ettiğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

 
“Aynı Başbakan ‘Bombalar patladıkça oylarımız artıyor’ diyerek durumdan memnuniyetini ifade etmiştir. Bu sözlerden ifade bulunduğu üzere yakın tarihimizde terör ve şiddet belirgin şekilde siyasetin bir aracı, argümanı olarak görülmüş ve değerlendirilmiştir. Terör eylemlerinin yarattığı toplumsal tepki üzerinden siyasal sonuçlar aranmış ve bulunmuştur. Parlamentonun yapısı ve iktidar bu sonuçlar üzerinden şekillendirilmiştir. Bugün terör örgütlerinin eylem ve katliamlarının yanı sıra, iktidar da ülkede şiddeti aynı terör eylemlerinde olduğu gibi bir korku iklimi yaratmak ve bundan siyasi sonuçlar elde etmek üzere kullanmaktadır.”

 

 

POLİS ORDU GÖRÜNTÜSÜYLE ACILI İNSANLARA SALDIRDI

 
Yılmaz, 10 Ekim katliamının 2’nci yıl anmasında Ankara sokaklarında iktidarın uyguladığı şiddet ve terör ikliminin olduğunu belirterek, “10 Ekim’de iktidarın izleyip görmezden geldiği o kahpe katliamda yitirdiğimiz 102 barış güvercininin yakınları ve katliamda yaralanmış olanlar Ankara Garı’nın önünde yakınlarını anmak ve o kahpe katliamı zihinlerde diri tutmak için bir araya geldiler. Ancak Ankara’nın dört tarafını abluka altına almış, adeta harekat için seferber olmuş bir ordu görüntüsündeki binlerce polis, 60-70 kişilik acılı insanlara vahşice saldırıp gaza boğarak, plastik mermi sıkarak onları dağıttı. Bir sürek avı yapar gibi, bu müdahaleden kaçan insanların sığındıkları İnşaat Mühendisleri Odası’nın binasını gaza boğdular. Sonuçta kimseyi patlamanın gerçekleştiği anma noktasına sokmadılar. Özetle, iktidar bu katliamda kimin yanındaydı, net bir şekilde dün Ankara sokaklarında bunu gösterdi” diye konuştu.

 

 

“İNSANLARIN ACISINI YAŞAMASINA NEDEN TAHAMMÜL ETMİYORSUNUZ?”

 
10 Ekim katliamını gerçekleştiren katillerin Kilis’ten Antep’e gelmesine iktidarın seyirci kaldığını ifade eden Yılmaz, Yaşar Kemal’in “Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır” dizeleriyle katliamda hayatını kaybeden barış güvercinlerini andı. Yılmaz iktidara ve milletvekillerine şu sözlerle seslendi:

 
“O gün meydanda bir tek güvenlik görevlisi yokken şimdi binlerce kişiyle o alanı abluka altına almaya utanmıyor musunuz? İnsanların acısını yaşamalarına neden tahammül etmiyorsunuz? 102 barış gönüllüsünü anarken bu hukuksuz, bu vicdansız şiddeti burada kınıyorum. Hukuk dışı her türlü zorlama suçtur. Bunu ister terör örgütü ister devletin güvenlik görevlileri yapsın, bunun hesabını vermelidir. Terörün ve şiddetin her türlüsünden vatandaş bıkmıştır, usanmıştır. Gar katliamında kız kardeşini ve kızını kaybeden baba İzzettin Çevik diye bir yurttaşımız var. Onu hatırlıyor musunuz bilmiyorum ama duruşma salonunda sanıklara şöyle sesleniyor: ‘Benimle helalleşeceksiniz. Benimle nasıl helalleşeceksiniz biliyor musunuz? Mahkemeye, adalete yardımcı olacaksınız, bu işte kimin parmağı varsa bunların ismini vereceksiniz.’ Sayın milletvekilleri, bu ülkede yüzlerce, binlerce katliam yaşandı, cinayet işlendi.Tüm bunlar ya zamanaşımına uğradı ya da faili meçhul kaldı. İşte bu yüzden yeni katliamlar birbirini izledi. Bunları açığa çıkarma yükü bu Meclis’in sırtındadır. Tüm bu yaşananlara ilgisiz ve sorumsuz kalamazsınız, davranamazsınız. Yoksa İzzettin Hoca’yla nasıl helalleşirsiniz, bunu sormak istiyorum. Değilse, bu katliamda canlarını yitiren yurttaşlarımızın vebalinin ağır yüküyle sonuna kadar yaşarsınız sayın milletvekilleri.”