CHP’li Taşcıer: Huzurevlerinde büyük açık var!

CHP’li Taşcıer: Huzurevlerinde büyük açık var!
22 Kasım 2019 09:00

Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bilgi edinme başvurusunda bulunarak Türkiye’de kaç huzurevi bulunduğunu sordu.

 

 

 

 

Gelen cevap huzurevleri konusunda büyük bir açığı gözler önüne serdi. Buna göre ne kamu, ne belediye, ne de özel huzurevi bulunmayan il sayısının on altı olduğu, kamuya ait huzurevlerinde kalabilmek için sıra bekleyen vatandaşların sayısının neredeyse toplam kapasite sayısına ulaştığı ortaya çıktı.

 

 

CHP Ankara Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Gamze Taşcıer, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bilgi edinme başvurusunda bulundu ve “Ülkemizde Bakanlığınıza bağlı kaç huzurevi vardır? Huzurevi olmayan il var mıdır? Var ise hangi illerde huzurevi yoktur?” sorusunu yöneltti. Gelen cevapta “Bakanlığımıza bağlı olarak toplam 147 resmi huzurevi, 24 diğer kurumlara ait resmi huzurevi ve 225 özel huzurevi yaşlılarımıza hizmet vermekte” denildi. Detay bilgilere göre, Adıyaman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Erzurum, Gümüşhane, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Kırıkkale, Batman, Şırnak, Iğdır ve Kilis’te ne kamuya, ne belediyelere, ne de özele ait huzurevi bulunmadığı ortaya çıktı. Ayrıca Bakanlığa bağlı huzurevlerinin toplam kapasitesinin 15 bin 264 olduğu, boş yatak için sırada bekleyen vatandaş sayısının ise 12 bin 102 olduğu görüldü.

 

 

Gelen bilgileri değerlendiren Taşcıer, “Yaşlılarımıza hak ettikleri değeri göstermek ve onlara iyi birer yuva sağlamak sosyal Devlet ilkesinin bir gereğidir. 2020 yılına giriyoruz ancak on altı ilimizde hala huzurevi bulunmaması çok büyük bir sorundur.” dedi. Durumun iki açıdan sorunlu olduğunu vurgulayan Taşcıer, “Görülüyor ki Devlet, özel huzurevlerinde kalacak maddi imkanı bulunmayan yaşlılarımıza bu imkanı sağlayamıyor. Hayatları boyunca çalışmış insanların, huzurla başlarını sokacakları bir yuva ihtiyacı olduğunda bunun sağlanamıyor oluşu, dar gelirli insanlara insani yaşam koşullarının sağlanamadığını gösteriyor. Sorunun bir diğer yüzü de kadınların ev içi bakıma yükümlü kılınmasıdır. Ne yazık ki ülkemizde kadınlar, çocuk ve yaşlı bakımıyla tek başlarına sorumluymuş gibi bir anlayış var. Kadınlar bu nedenle iş hayatına katılamıyor. Kadınların iş ve sosyal hayata katılımlarını önemseyen bir iktidarın, olayı tüm yönleriyle ele alması gerekir. Huzurevleri de bu çözümün bir parçasıdır. Ancak kadınları ikinci sınıf insan olarak gören bir anlayışın, soruna makyaj çözümler üretmek yerine topyekün bir çözüm çabasıyla yaklaşması da zaten beklenemezdi.” ifadelerini kullandı.