CHP’li Şahin: Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına atarak salgınla mücadele edilemez!

CHP’li Şahin: Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına atarak salgınla mücadele edilemez!
18 Eylül 2020 13:42

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, COVID-19 salgının bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesi gerektiğini söyleyerek Türk Tabipler Birliği’nin ve hekimlerin görüşlerinin hükümet tarafından görmezden gelinmesini eleştirerek hükümetin uzman görüşleri yerine ekonomik kaygılarla hareket etmesinin kaygı verici olduğunu söyledi.

 

 

CHP Hatay Milletvekili Suzan Şahin, COVID-19 salgının bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesi gerektiğini söyleyerek Türk Tabipler Birliği’nin ve hekimlerin görüşlerinin hükümet tarafından görmezden gelinmesini eleştirerek hükümetin uzman görüşleri yerine ekonomik kaygılarla hareket etmesinin kaygı verici olduğunu söyledi.

 

 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) COVID-19 salgınına dair duyarlılığın ve tedbirlerin artırılması için 14 Eylül – 18 Eylül 2020 tarihlerini “Yönetemiyorsunuz, Tükeniyoruz Haftası” ilan etmesi üzerine açıklamalarda bulunan Şahin, ‘‘Covid-19 salgını giderek şiddetlenirken binlerce insanımızın, onlarca hekim ile sağlık çalışanının ölümüne neden olmaktadır. Resmi olarak açıklanan rakamlarla dahi her gün en az 50 yurttaşımız, önlenebilir bir hastalık olan Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetmektedir. Uzun süren pandemi sürecinde sağlık çalışanları ve hekimlerin yoğun çalışma saatleri karşısında aşırı yorulduğu, psikolojileri bozulduğu ve artık istifaların başladığı hatta yorgunluk, yoğunluk nedeniyle hastaların da bakımında aksamalar yaşandığı basına yansımış ve sosyal medya da birçok sağlıkçı durumdan şikayet etmiştir.’’ dedi.

 

 

Salgın sürecinin bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli olarak yürütülememesi nedeniyle pandemi sürecine ilişkin kaygıların arttığı ve turizm canlansın, gurbetçi vatandaşlar ve turizmler ülkelerine dönene, turizm sezonuna kadar halk sağlığı değil ekonomi önceliğimiz olsun anlayışıyla sürecin yönetildiğini söyleyen Suzan Şahin, ‘‘Salgın nedeniyle özellikle hekim ve sağlık çalışanları içerisinde bulundukları koşullar, tükenmişlik, maaşlarından yapılan kesintilerle ilgili sorunlar yaşarken, tabip odası ve yöneticileri ve hekimler de tarama testleri, grip ve pnömokok aşıları, Covid-19 aşısı çalışmaları ve Türkiye verileri ile ilgili olarak yönelik ciddi baskılarla karşı karşıya kalmaktadır. Hastanelerde yatak, ambulans, doktor bulamayan vatandaşımız, yoğun çalışma saatleri altında artık bıkkınlık derecesinde ve her an virüs kaparak kendisini ailesini hasta etme korkusuyla hizmet veren sağlıkçılarımız “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, Tükeniyoruz! diye haykırıyor. AKP’nin, batırdığı ekonomi ve sokağa çıkma yasakları döneminde vatandaşa gerekli desteği verememe beceriksizlikleri hükümeti halkın sağlığından çok koltukları uğruna ekonomiyi daha da kötü duruma getirmemek için düşünmeye itmiştir. Hiçbir şey insanlarımızın, analarımızın babalarımızın çocuklarımızın sağlığından önemli değildir! AKP’nin israf politikaları ve rantların krize soktuğu ekonomiyi iyi gösterme çabaları beyhudedir ki iyi göstermeye çalıştıkları ekonomi batık hale gelmiş durumdadır. Suçu vatandaşa, yükü hekimlere ve sağlık çalışanlarına yıkan AKP’ye “Yönetemiyorsunuz! Ölüyor, Tükeniyoruz! diyoruz. COVID-19 salgının bilimsel yöntem, şeffaf veri ve ilgili tüm kesimlerin katılımı ile etkin ve koordineli bir anlayışla yönetilmesi gerekmektedir.

 

 

Aksi halde inanıyorum ki milletimiz koltuk sevdası uğruna, salgınla mücadeleyi bırakan ve yalan yanlış sayılarla vatandaşı kandırarak salgını yönetemeyen AKP’ye en güzel dersi bu sefer sandıkta verecektir.’’ ifadelerini kullandı.

 

 

CHP’li Şahin’in konuyla ilgili TBMM Başkanlığına sunduğu önergesinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’na sorduğu sorular ise şöyle;

 

 

1. Salgın tedbirleri, salgın bütçesi, koordinasyonu ve planlaması konusunda acil, kapsayıcı bir program açıklanacak mıdır?
2. Türk Tabipler Birliği ve diğer bu konuda uzman kuruluşların, meslek odalarının salgın konusunda iş birliği ve koordinasyonun sağlanması üzere sürece dahil edilmesi söz konusu mudur? Bu kuruluşların birikim, deneyim ve önerilerinden neden yararlanılmamakta?
3. Bakanlığınız nezdinde Türk Tabipler Birliği, sağlık meslek odaları, sağlık sendika ve dernekleri ile bir iş birliği ve ortak çalışma meclisi oluşturulması düşünülmekte midir?
4. Salgının önlenmesi konusunda bireysel çabaların yanında Sağlık Bakanlığı İl hıfzıssıhha kurullarının tedbir merkezleri olarak işlevli kılınması düşünülmekte midir? Başta Belediyeler ve kent konseyleri olmak üzere işçi-memur sendikaları, hemşeri – köy derneklerinden, kültür sanat dernek ve vakıflarına kadar bütün demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarını sürece dahil edilecek midir?
5. Hekimler ve bütün sağlık çalışanlarının ölüm – kalım savaşına dönüşen COVID-19 mücadelesinde yalnız bırakılmayacaklarını, korunacaklarını, bu insanüstü çabaların farkında olunduğunu gösterecek; maddi ve manevi olarak destekleyecek, hastalanan ve vefat eden hekim ve sağlık çalışanlarının için pandemi süreci “meslek hastalığı” olarak tanınacak mıdır?
6. Birinci basamak sağlık hizmetlerinin kamusal bir perspektifle yeniden düzenlenmesi, Aile Sağlığı Merkezleri’nin varlığı ve çalışanları ile birlikte kamu sağlık merkezi olarak tanımlanması konusunda bir çalışma yapılacak mıdır? Aile Sağlığı Merkezi binalarının kamu eli ile temini ve onarımının yapılması konusunda ve yüklerini hafifletecek ek sağlık personel ataması yapılacak mıdır?
7. Hasta olduğu ya da raporlu olduğu zaman maaşlarından kesinti yapılan Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarının sorunlarının çözülmesi konusunda adım atılacak mıdır?
8. Salgının yaygınlaştığı ve uzun süreceğinin yadsınamaz hale geldiği bir dönemde hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma sürelerinin 6 saate indirilmesi, dinlenme yer ve zamanlarının pandemi göz önünde bulundurularak yapılandırılması ve hiçbir aksama olmadan yeterli sayıda kişisel koruyucu ekipman sağlanması talepleri yerine getirilecek midir?
9. Uzun süren pandemi sürecinde sağlık çalışanları ve hekimlerin yoğun çalışma saatleri karşısında aşırı yorulduğu, psikolojileri bozulduğu ve artık istifaların başlaması ve yorgunluk, yoğunluk nedeniyle hastaların da bakımında aksamalar yaşandığı göz önündeyken, kamu sağlığını açısından daha büyük krizlerin doğmaması adına hemşire, doktor ve diğer sağlık personeli sayının artırılması konusunda tasarruflarınız olacak mıdır? Olacak ise ne yönde çalışmalarınız olacaktır?