CHP’li Özkes: Hiçbir saray yoktur ki sarayın zalimi olmasın!
18 Aralık 2014 09:44
İhsan Özkes, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milyarlarca liraya mal olan sarayı için Enbiya Suresi’nin 23. ayetini örnek gösteriyor: “Allah yaptığından sorgulanamaz, ancak Allah dışındaki bütün canlılar yaptıklarından sorgulanırlar…” Ve ekliyor: “Hiçbir saray yoktur ki o sarayın zalimi olmasın! Hiçbir saray yoktur ki o sarayın dalkavukları olmasın! Hiçbir saray yoktur ki, o saraydan kaynaklanan zulme karşı direnen insanlar da olmasın…”
CHP Milletvekili emekli müftü İhsan Özkes bu aralar hiç sözünü sakınmıyor ! Üstelik en ağır cümleleri söylerken bile insanın tam gözünün içine bakıyor… Rahat, güven veren, güleryüzlü biri. TBMM bahçesinde buluştuğumuz Özkes tanıdığım özgürce kahkaha atabilen az sayıda siyasetçiden biri! Söyledikleri ise Türkiye’nin bu en zor günlerinde altın değerinde.
İşte o röportaj:
- Sayın Özkes, teşekkürler bizi kabul ettiğiniz için. Ben sizi mütevaffa Türkan Saylan sayesinde tanıdım.
Nur içinde yatsın. Ruhu şad olsun. Bugün de Türkiye çok zor zamanlardan geçiyor. O zamanlar da hoş dönemler değildi. Keşke Türkan Saylanlar çok olabilseydi, yüzlerce, binlerce olabilseydi, Türkiye bu hale gelmezdi…
– Siz kız çocuklarının eğitilmesine, kadınların güçlenmesine inanıyor musunuz?
Elbette. Hiç tek kanatlı kuş uçar mı? “Cennet anaların ayağı altındadır” diyor Hz. Muhammed ve en çok da İslam topluluklarında kadınlar hor görülüyor. Ve yükselemeyen geri kalan topluluklar arasında da en çok İslam toplulukları var. Bakın İslam barış demektir, huzur demektir. Peki İslam dünyasında barış huzur var mı Yok. Peki İslam’ın ilk emri “oku”. İslam dünyası okumuş mu? Okumamış. İslam dünyası bunu çözemediği sürece, burnu yere sürtünmekten kurtulamaz.
HER ŞEYİ NAMUSA İNDİRGEMEK YANLIŞ
- Karma eğitimi sormak isterim…
Siz çocuklara “kız çocukları ve erkek çocukları” diye cinsiyet üzerinden daha küçük yaşta ayrımcılık yapmaya başladığınız zaman, onların zihinlerinde cinsiyeti belirgin bir hale getirirsiniz. Erkeklerle bir arada durmaz kadın diye bir şey yok. Çocuklar hayatı yaşayarak öğrenmeli, bir arada öğrenmeli. Her şeyi cinsiyete indirgemek her şeyi tırnak içinde “namus”a indirgemekle hayata başlarsanız, yanlış olur.
– Ben size kırmızı oje sürdüm, kırmızı ruj sürdüm dediğimde, siz söylemeseniz hiç farkında değilim dediniz… Galiba bu bakışı öğretmemiz lazım çocuklara da.
Ben bir emekli müftüyüm. Yıllardır da siyasetin içindeyim. Müftüyken de kadınlarla tokalaşırdım. Şimdi siyaset yapıyorum, gidiyorum bir topluluğa, kadın bana sarılır, kucaklaşır, fotoğraf çektiririz. İnanır mısınız, samimiyetimle söylüyorum hayatımda hiç aklımdan en ufak bir zerre kadar cinsiyetçi bir şey geçmemiştir! Bizim ruhlarımızın cinsiyeti yoktur biliyor musunuz ? Sizin ruhunuzun cinsiyeti yok, benim ruhumun da cinsiyeti yok. Cinsiyet bedende, ruhta değil. Siz büyük dertler edinmişseniz, siz yüce davalar peşindeyseniz, ulu işler yapıyorsanız o işlerle ilgilenmezsiniz.
“KIRMIZI OJE, KIRMIZI RUJ CAİZ MİDİR HOCAM” DEDİM “CAİZDİR” DEDİ
CHP’li İhsan Özkes’le Meclis’te görüştük. Fotoğraf çektirmek için CHP grubunun bulunduğu balkona çıktık. İlk sorum makyajımla ilgili oldu. Özkes “Caizdir” dedikten sonra ekledi: “Siz söyleyene kadar kırmızı ruju ojeyi fark etmedim…”
DOKUNULMAZ OLAN SADECE ALLAH’TIR
- Biz bu kadar insanları ve tüm ruhları incitmeyen bir inançtan bu kadar zulmedilen bir Türkiye’ye nasıl geldik?
Arapça’da zulüm işkence etmek, kötülük etmek anlamındadır, bir anlamı daha vardır, zulüm karanlık anlamındadır. Karanlık ve kötülük iç içedir zaten. Zulme rıza zulümdür, bu bir hadistir. Adaletin zıttı zulümdür. Zulüm ile abad olunmaz.
– Saraylar, makam arabaları, büyük oy oranları… Sanki abad olunmuş gibi…
Hiçbir saray yoktur ki o sarayın zalimi olmasın! Hiçbir saray yoktur ki o sarayın dalkavukları olmasın! Hiçbir saray yoktur ki o saraydan kaynaklanan zulme karşı direnen insanlar olmasın. Tarih boyunca böyle olmuştur. İslam’da Enbiya Suresi’nin 23. Ayeti, “Allah yaptığından sorgulanamaz, ancak Allah dışındaki bütün canlılar yaptıklarından sorgulanırlar.”
İslam inancına göre dokunulmaz olan sadece Allah’tır. Hesabı mutlaka sorulur…
AKP SEÇMENİ DE AKP’DEN MAĞDUR
- Peki, ülkedeki kutuplaşma için ne düşünüyorsunuz? Normal mi sizce bu gidiş…
Türkiye’de bir ayrışma var, eskiden bu laik antilaikti, şimdi var mı öyle bir şey, bugün yok. Ne var bugün, Türk var Kürt var, Alevi var, Sünni var. Din üzerinden, kimlik üzerinden ayrışma var. Niye böyle? Çünkü bu ayrışma, bu gerilim üzerinden rant devşiriliyor. Bu ülkede bugün 3 siyaset türü var; kimlikler üzerinden, din üzerinden tek parti, kimlikler ve din üzerinden değil, insan odaklı siyaset yapan sosyal demokrat parti var. İnsan eksenli siyaset en doğrusudur.
– Ama alıcısı yok, seçmen o noktada değil…
Bugün AKP iktidarında mağdur olan sadece CHP, MHP, BDP’liler değil ki! AKP’ye oy verenlerin en az yarısı AKP’den mağdur durumda! İşte burada alternatif olarak bizim öne çıkma sorumluluğumuz var. Ben vatandaşa gidiyorum, “İyi gitmiyor” diyor. “Peki ne olacak? Yine AKP’ye oy verecek misin?” diyorum, “Ne yapayım, yine vereceğim” diyor.
Hakiki Müslüman’ın oyunu AKP’ye vermesine şaşarım
- Dindar muhafazakar çevrede CHP’nin algısı o kadar kötü ki… Sanki CHP din düşmanı…
Hakiki bir Müslüman, dinini araştıran, son 13 yılda olup biteni gözleyen bir kişinin AKP’ye oy vermesine şaşarım! Niye? Biri çıkıyor diyor ki, “Allahın tüm vasıfları şu adamda toplanmıştır”, biri diyor “ona dokunmak ibadettir”. Ortada bir şirk var mı? Var. Adam diyor ki “Peygamber şımardı, biz şımarmadık”.
Allah buyuruyor ki “hırsızın elini kesin!” Peygamber diyor ki “Kızım Fatıma da olsa elini keserim”. Diyanet İşleri Başkanı diyor ki “Hırsızlık kötü birşeydir, ancak maneviyatı çalmak daha kötüdür.” Maneviyat nedir, kişinin iç dünyasına dair şeyler, bunun içinde moral de var. Yani siz benim moralimi bozarsanız bu hırsızlıktan daha kötü!!
Geçenlerde bir zat diyor ki “yolsuzluk hırsızlık değildir.” Ben emekli bir müftüyüm, bir kişi inancından dolayı günah işlemez, mesela bu kalemi çalmaz. Birisi bunu çalar, sonra da der “kötü oldu, yaptım ama haram” kabul eder. Ama bugünkü durum “Ben bunu çalıyorum, ben çalıyorsam bu haram olmaktan çıkar!” Ha burada duracağız!!! Bu İslam inancında yok. İşte son yıllarda bu oluyor. Tüm bu olup bitenlere rağmen Diyanet İşleri Başkanlığı 17 Aralık operasyonundan sonra, İstanbul’da imamlara binlerce mesaj çekerek Cuma hutbesinin o haftaki konusu olan “Rüşvet” başlığını iptal etti, değiştirin dedi. Sonra Diyanet resmi yazıyla bana “böyle bir şey olmamıştır” diye cevap yazdı!
Atatürk’ün imanı, dini bunların hepsine yeter
- Türkiye’de Cumhuriyet’le hesaplaşma var… Bu gerekli miydi sizce?
Diyelim ki Cumhuriyetle hesaplaşacaksın, kiminle hesaplaşacaksın? Atatürk’ü, İnönü’yü kabrinden çıkarıp yargılayıp asacak mısın? “Atatürk dinsizdi!” Nerden biliyorsun? Samimiyetimle söylüyorum, Atatürk’ün imanı, dini bunların hepsine yeter de artar! Atatürk’e dinsiz diyen kim varsa, bil ki o adam dinsizdir! Niye? Ben “Atatürk, CHP ve Din” diye bir kitap yazdım. Atatürk Kuranı Kerim okunurken ağlıyor. Hiç bunların, bu otomatik ağlama makinelerinin Kuran okunurken ağladığını gören var mı? Hep siyasi. 1950 seçimlerinde DP ezici bir çoğunluk oyunu alınca, bunu hezimet olarak söyleyenlere İnönü “bu hezimet değil, bu demokrasinin zaferidir.” diyor.
GÜNLÜK YAŞAM NOTLARI
Sohbetin son bölümünde İhsan Özkes’le ilgili az bilinenleri sordum. İşte kısa yanıtları:
Tuttuğu takım: Fenerbahçe. Maçları izlermiş.
Sevdiği yemek: Menemen. Çok da güzel yaparmış. Afiyetle yermiş.
En keyif duyduğu şey: Torunlarıyla oynarken geçirdiği zaman
Kılık kıyafet: Hanımı neyi koyarsa onu giyermiş (Allah eşimin yokluğunu yaşatmasın diyor)
En yakın arkadaşı: Siyasette yok, müftülükte var. Onlarla görüşüyor.
Son okuduğu kitap: Çaldıran Savaşı ile ilgili…
Son gittiği film: Hatırlamıyor çok olmuş.
Nasıl bir Türkiye istiyor: İşte bu soruya şöyle bir yanıt veriyor: “17 Aralık’ı yaşadık. 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun olduğu gün. 17 Aralık aynı zamanda Mevlana’nın Şeb-i Arus günü. Ben Mevlana’nın öne çıkardığı sevginin, barışın, huzurun, kardeşliğin olduğu bir Türkiye istiyorum. CHP bunu başarabilir… CHP’nin bunu başarması için en büyük şansı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Kemal bey, insanlığı çok önde olan bir kişi. Çocukla çocuk, büyükle büyük, herkesle diyalog kurabilen, çok mütevazı, fevkalade doğal biri. Ülkenin sorunları aşacak nitelikte biri.”
Kaynak: Sözcü / Özlem Gürses